5 bin civarında Kafkas kökenli IŞİD militanı Türkiye'de
CHP Eski Milletvekili Ali Özgündüz, 'Benim aldığım bilgiye göre, 5 bin civarında Kafkas kökenli IŞİD militanının Türkiye üzerinden tahliye edileceği yönündeydi. Bunlar ne oldu? Gitti mi gitmedi mi? Her biri saatli bomba gibi etrafta mı dolaşıyor? Bilemiyo
Dönemin CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz 5 Ocak 2015 tarihinde İçişleri Bakanının yanıtlaması istemiyle yazılı bir soru önergesi verdi. Özgündüz'ün Al-Monitor'a gönderdiği önergenin giriş kısmında şu değerlendirme yer alıyor: Seçim döneminde Diyarbakır başta olmak üzere birçok ilde meydana gelen eylemlerde paramiliter güçlerin kullanılıp-kullanılmadığı sorgulanıyor. “Hem Avrupa Birliği (AB) hem Birleşmiş Milletler (BM) hem de uluslararası kamuoyunda Türkiye'nin Ortadoğu'daki IŞİD gibi radikal unsurlara silah, lojistik ve eğitim gibi destekler vermesi tartışılıyorken, ülkemize yeni unsurların getirildiği çeşitli platformlarda iddia edilmektedir. Özellikle Gezi Direnişi gibi, demokratik hak olan toplumsal muhalefetin önüne geçebilmek ve bu gibi eylemleri şiddetle bastırabilmek amacıyla ülkemize getirilen kişilerin silahlı olmak üzere eğitime tabi tutulduğu ileri sürülmektedir. Geçtiğimiz günlerde Halep'te çatışan ve Hükümetinizden her türlü desteği gören Özgür Suriye Ordusunun (ÖSO) lideri Cemal Maruf ile birlikte 14 bin silahlı unsurun çoğunun ülkemize girdiği haberleri basında yer almıştı. Bahsi geçen durum, iddiaların doğruluğuna olan inancı artırmaktadır.” Değerlendirmenin ardından 3 soru yöneltiliyor: Yeni yaşanabilecek özellikle Gezi Direnişi gibi toplumsal muhalefet olaylarında Emniyet ve Türk Silahlı Kuvvetleri unsurları dışında, ülkemize Irak ve Suriye'den gelen ya da getirilen silahlı-sivil unsurların kullanılacağı iddiaları doğru mudur? Uluslararası basın yayın kuruluşlarında, özellikle Suriye'de savaşan çok sayıda radikal unsurun ülkemizde eğitim gördüğü haberleri yer almış, hatta bomba eğitimi ve silahlı eğitimin yapıldığı bu yerlerin fotoğrafları ve videoları yayınlanmıştır. Bahsi geçen iddialar doğru ise ülkemize getirilen kişiler bu kamplarda mı eğitim görecektir? Bu konuda Bakanlığınız tarafından bir açıklama yapılacak mıdır? Al-Monitor'a konuşan Ali Özgündüz, normal prosedüre göre 15 gün içerisinde yanıtlanması gereken soru önergesine bugüne kadar yanıt alamadığını söyledi. Özgündüz, eski bir savcı. Dolayısıyla “hukuk dışı” eylem ve olaylar hakkında karar verme yetisine sahip bir isim. “Bu tür unsurlar devletin haberi olmadan Türkiye'ye giremez. Girse de barınamaz” diyerek önemli bir iddiayı ortaya atıyor: “Bize gelen bilgilere göre, bu kişiler belli kamplarda silahlı eğitim görüyor. ÖSO Komutanı Türkiye'ye sığınmıştı zaten.
Onu inkâr etmiyorlar. Bu kişilere silah desteği dahi verdiklerini artık açıklamak zorunda kaldılar. Ama ben ÖSO'dan daha radikal unsurlara da destek verildiğinden şüphe ediyorum. Nusra ve IŞİD unsurlarının ülkemizde bulunduğu ve bunların devlet tarafından bilindiğini düşünüyorum.” Soru önergesinden tam 5 ay sonra; 5 Haziran 2015 tarihinde Diyarbakır İstasyon Meydanında Halkların Demokratik Partisi (HDP) mitinginde bomba patlıyor. 4 kişi ölüyor, 100'den fazla kişi yaralanıyor. HDP mitinginden 4 gün sonra Diyarbakır'da başka olaylar… Önce Hizbullah'a yakınlığı ile bilinen Yeni İhya Der Başkanı ve Hüda Par üyesi Aytaç Baran silahlı saldırı sonucu hayatını kaybediyor. Ardından 3 kişi öldürülüyor, 3'ü gazeteci 6 kişi yaralanıyor. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın her iki olayda halkı sakin olmaya çağırması olayların büyümesini engelliyor. Olayların kimler tarafından gerçekleştirildiğine gelince… Hükümet HDP mitingi ile ilgili 1 kişinin yakalandığını açıkladı. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bu kişinin IŞİD'le bağlantılı olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Herhalde saldırıyı genç bir çocuk tek başına gerçekleştirmedi. Bağlantılarını, işbirlikçileri, Antep'ten Suriye'den, Urfa'dan aldıkları istihbarat desteğini kim sağladı? Bunlar ortaya çıkarılmadığı müddetçe olay aydınlanmış sayılmaz. (…) Devlet içinden destek almadan, Suriye'den biri gelip benim konuşma yapacağım yerde iki bombayı patlatamaz. Hükümete bağlı güçler içerisinde desteğinin ortaya çıkarılması lazım. Çünkü IŞİD bağlantılı. Yerelde de IŞİD destekçisi güçler, hücre biçiminde. Kaygım odur ki Türkiye'nin yüzlerce yerinde eylem talimatı bekliyorlar.” Demirtaş bölgede konuşulan tehlikeli bir söylentiyi de aktardı: “Yaklaşık 100 kişiye dönük PKK ya da IŞİD'in suikast yapacağı dolaştırılıyor. Emniyet tebligat yapıyor. Bu derneğin başkanına (İhya Der) da yapılıyor. İlginçtir tebligattan 2 gün sonra öldürülüyor. (…) Birçok Hizbullah militanı şu anda Diyarbakır'da silahlandırılmış durumda.
Kendilerine dönük saldırı olduğunda kim kimi vuracak o da belirlenmiş. Dolayısıyla dernek başkanı vurulduğunda, anında Hizbullahçılar 4 arkadaşımızı katlediyorlar.” Eski Savcı Ali Özgündüz ise Diyarbakır'da meydana gelen olaylar ve paramiliter güçlerle bağlantısı konusunda şu bilgiyi verdi: “Diyarbakır'da paramiliter güçler olabilir. Mümkündür. Orada tabi Hüda Par ve HDP yetkilileri sağduyulu davrandılar. Yoksa bölge karışır ve sadece Diyarbakır'da kalmaz, diğer unsurlar devreye girer ve Türkiye'de kaos ortamı yaratılırdı.” Özgündüz, sözlerini ilginç bir benzetmeyle sürdürdü: “Cebinizde akrebi beslerseniz, bir gün sizi de sokabilir. Şu anda Türkiye'nin yaşadığı bu. IŞİD'i Türkiye üzerinden sevk ederseniz, oraya lojistik destek sağlarsınız bu size döner. Sizi de sokar. Bir yurttaş olarak ciddi anlamda endişeliyim.” Diyarbakır olayının Hükümet kontrolünde gerçekleşmiş olmasına ihtimal vermiyor Özgündüz: “Diyarbakır'daki olay hükümeti zor durumda bırakacak bir olaydır. Hükümet kontrolündeki unsurlar bunu yapmaz: Ancak buraya gelen ÖSO, Nusra gibi örgütler, çok uluslu terör örgütleridir. Çok uluslu örgütlerde, o çok ulusların istihbarat elemanları da olur. Şu anda Güneydoğu'da gerek Ortadoğu ülkelerinin gerekse diğer dünya ülkelerinin istihbaratı vardır. Bölge şu anda ajanların kaynadığı bir yer. Ayrıca IŞİD denen unsurların içinde uyuşturucu kullanan insanlar da var. Bunların cebine uyuşturucu ve para koyduğunuzda istediğiniz eylemi yaptırırsınız.
Asıl kim yaptırdı ne çıkarı var ona bakmak lazım.” KAFKAS KÖKENLİ 5 BİN IŞİD MİLİTANI Ali Özgündüz'den bir başka iddia: “Paramiliter unsurlar iç olaylarda kullanılabiliyor. Eli sopalı insanları gezi olaylarında gördük. İzmir'deki olaylarda gördük. Ankara'da gördük. Nedir bunlar, kimdir? Benim aldığım bilgiye göre, 5 bin civarında Kafkas kökenli IŞİD militanının Türkiye üzerinden tahliye edileceği yönündeydi. Bunlar ne oldu? Gitti mi gitmedi mi? Her biri saatli bomba gibi etrafta mı dolaşıyor? Bilemiyoruz. Bu tür unsurlar kolaylıkla kullanılabilir.” HDP'nin keskin açıklamalarıyla tanınan Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ise seçim döneminde Adana, Mersin, Ağrı, Bingöl ve Diyarbakır'da meydana gelen olayların çözülemediğini belirtti. Tan'ın Al-Monitor'a yaptığı değerlendirme şöyle: “Bu olayları herkes yapmış olabilir. 50 tane örgüt sayabilirim. Devletin görevi bunun hangisi olduğunu ortaya çıkarmaktır. Çözemediği sürece en azından suç ortağı olarak devletin kurumları zan altında kalır. Sadece tetikçiyi yakalamak bir şeyi çözmüyor. Peki, bu adama emri kim verdi? Bombayı nereden buldu? Devlet polisi jandarması istihbaratı ve yargısıyla bunları toplumun önüne koyamadı. Neticede bu olayları yapan bir güç var: Mutlaka paramiliter güçlerdir, örgütlerdir. Ama hangisi olduğunu devlet söyleyecek.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.