50. Hafta'da da 'kayıplar bulunsun, failler yargılansın' denildi
Yüksekova'da 50.hafta'da da Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları, 'kayıplar bulunsun failler yargılansın' dedi
YÜKSEKOVAGÜNDEM - HABER MERKEZİ
Aileleri adına: Şükrüyle Ürün, Mahmut Ürün, İsmail Yakut, Salih Kertin Anlatımı:
1990.Tarihinde Yüksekova ilçesinde ikamet eden bazı jitem elemanları olarak bilinen ve isimleri bizde saklı olan korucu ve korucu başları çetelerinin Kadri ve Casım adlı kişilerle sınırda kaçakçılık yapıyorlardı. Bu şahıslar akrabalarımızdan Mehmet Ürün, Ömer ÜRÜN, Salih Ürün, Sıdık Yakut, Mehmet Yakut, Ömer Kaçan ve Hacı Bahattin Kerem oğluna çobanlık yapan Silopili bir genç ile birlikte bunların bir kısmı Yükse kova da amelelik ot biçme işlerin de çalışan insanlardı.
Yüksekovada bir iş bulduk diye çağırdılar akrabalarımız hepsi Salih Ürünün arabasıyla Yüksekovaya gittiler. Yakınlarımız ve onları çağıran Kadri ve Casım adlı şahıslarla birlikte kaçakçılık işine girmişlerdi. 5- yakınımız ve Silopi'li bir çobanı dönemin derin devleti ile jitem bağlantılı olan Korucu başları ve korucu çeteleri tarafından Yüksekova Alay Komutanı Ali Kiraza ihbar etmişler. Dönemin Yüksekova alay komutanı Ali kiraz tarafından Koruculara talimat verek, Akrabalarımızı uluyol (tıloran) Köyünün arkasına çağırılmasını ve PKKLİ diye tekrar ihbar edilmesini istedi.Korucular akrabalarımızı uluyol (Tıloran) köyünün arkasına getirtip,PKK'Lİ diye ihbar ettiler.İlçe Alay komutanı Ali Kiraz ve korucular ihbar'ın yaptığı yere geldiler.Alay komutanı ve korucular tarafından olay yerinde Ömer Ürüne ağır işkence edildikten sonra silahla taranarak öldürülüyor, kalan 5-kişi ise askeri birliğe götürdüler. Sonra Mehmet Ürüni askeri birlikte içinde su kaynayan kazana atılıp haşlanarak öldürüldü. Diğer 3- kişide ise tırnak ve bıyıkları çekerek ağır işkence yaparak öldürüldü. Bu olaya tanık olan Silopili bir çoban vardı önce serbest bırakıldı.Çoban serbest kaldığı zaman bu olayı bize anlatmıştı.Daha sonra olayı anlattı diye tekrar çobanı yakalandıktan sonra korucu ve askerler tarafından öldürülür. Olayı günler sonra öğrendik.
Biz 12 kişi Haydar, Âmine, Besna, Ömer, Mahmut Ürün, Cemil, Mahmut, Salim Özgün, Abdullah Altürk, Halil, Mehmet ve Ramazan Yakut yakınlarımızın cenazesini almak için Yüksekovaya gitmek üzere yola çıktık. Ancak O zaman Yüksekova girişinde bulunan Askerler bizi Yüksekova ya sokmadılar. Dolaylı yollardan Yüksekovaya girmeyi başardık. Baskılar nedeniyle otellere ve evlere alınamadık. Dönemin Belediye Başkanı vasıtasıyla Esen Otele yerleştik.
Gece Güvenlik güçleri tarafından otele baskın yapıldı, hepimizi Tabur Komutanlığına götürdüler. Otelde yanımızda olan Yüksekovalı Mele İsmail adlı Belediye personeli bizimle birlikte gözaltına aldılar. İmam dini vecibeler yerine getirilmemesi ve toplu defnedilmeyi onaylamadığı için gözaltına alınmıştı.2 gün Taburda tutulduk. Dönemin Belediye Başkanın çabası nedeniyle bizi infaz etmediler. Daha sonra bizi Askeri zırhlı araçlara bindirip Uludere'ye gönderilmek üzere yola çıkarıldık. Çukurca yol ayırımında Uludereden gelen Askeri araçlara bizi alıp Şırnak iline bağlı Şen oba Tabur Komutanlığına götürdüler. 20 gün orada tutulduk amaç taziyeyi ve cenazeleri almamızı engellemek için rehin tutulduk. Olaydan 26 gün sonra savcılık soruşturmaya yer yok denilip dosya kapatıldı. Yakınlarımızın cenazeleri Yüksekova Akalın (Bajêrge )mezarlığına gömdüler.
Ömer Ürün ve Salih Ürünün aileleri İstanbul İHD ye başvurdular. Dönemin İl Jandarma Alay komutanı demişti öldürülen akrabalarımıza 7 PKK militanı etkisiz hale getirildi diye haber tüm Türk basına servis edildi. Yaptığımız tüm hukuki mücadelede şu ana kadar olumlu bir cevap almış değiliz. Biz aileleri olarak bundan sonra da çocuklarımızın katilleri adaletin önüne getirilinceye kadar davamızın takipçisi olacağımıza söz veriyoruz.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.