HDP Eş Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş, cumhurbaşkanlığı yetkilerinin azaltılıp yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması gerektiğini söyleyerek, Çankaya’yı bir halk meclisi modeli gibi ele alacaklarını kaydetti; "Çözüm radikal demokraside" dedi. Demirtaş, ikinci turda pazarlık iddialarına da net yanıt verdi, 15 Temmuz'da seçim bildirgesini duyuracaklarını açıkladı.

HDP Eş Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş, CNN Türk’te Şirin Payzın’ın sunduğu Ne oluyor programında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı yarışındaki diğer adaylar Recep Tayyip Erdoğan ve Ekmeleddin İhsanoğlu’na ortak bir televizyon programında tartışma çağrısı yaptı.

ÇÖZÜM RADİKAL DEMOKRASİDE

AKP lideri Tayyip Erdoğan’ın “tarafsız olmayacağım” sözüyle günün gündemi haline gelen “tarafsızlık”la ilgili soruya Demirtaş, cumhurbaşkanı olarak seçilecek kişinin Köşk'e çıktıktan sonra partisinden kopması gerektiğini söyleyerek yanıt verdi. Demirtaş, "Öncelikle darbe anayasasının değişmesini istemesi lazım. Yetkileri tekrar düzenlenmeli. Anayasada yazmasa dahi, cumhurbaşkanı haklar konusunda hassas olmalı" dedi. Sadece Kürtlerin değil, demokrasi ve özgürlüğe ihtiyacı olan herkesin adayı olduğunu dile getiren Demirtaş, "Böyle geniş bir yaklaşım ile yeni bir çizgi oluşturulmadığı sürece kimse huzur bulmayacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçimi bu gerilimi kırmak için fırsattır” ifadesini kullandı. Türkiye’deki tüm sorunların çözümünün ‘radikal demokrasi’ olduğunu ekledi.

İKİNCİ TUR VE PAZARLIK İDDİALARINA YANIT

"İkinci turda Erdoğan'ı destekleyecek misiniz? Desteklemeyecek misiniz? İkinci turda pazarlık olur mu?" şeklindeki soruya da  Demirtaş, birinci turda hiç kimsenin seçilecek oy oranına ulaşamayacağını ancak ikinci turda yarışacak iki adaydan birinin kendisinin olacağını söyledi. “O yüzden pazarlık ihtimali yok. İlk turda veya ikinci turda, ölmezsem hiçbir zaman bir aday lehine ne ilk turda çekilirim, ne de ikinci turda çekilirim. Bu ilkeyi iki turda da devam ettireceğiz. Pazarlık yaparsak bize destek verenler bizi sorgular. Bu konuda herkesin içi rahat olsun” şeklinde sözlerini sürdürdü.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun kendisini ziyaret ettiğini hatırlatan Demirtaş, CHP Lideri'ne, "CHP olarak belirli ilkelere bağlı, bu ilkeleri koruyabilecek bir aday çıkarırsanız destekleriz. Açıktan destekleriz, kampanyasında çalışırız dedik. AKP'yi destekleyecek olsak bunu nasıl söyleyebiliriz? Bu mudur AKP'yi desteklemek?” sorusunu yöneltti.

CUMHURBAŞKANLIĞI YETKİLERİ

Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı yetkileri ve sistemi hakkında da görüşlerini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı yetkilerinin azaltılması, yerel yönetim yetkilerinin artırılması gerektiğini söyleyen Demirtaş, ‘Bu sayede daha sağlam bir yönetim oluşabilir’ dedi. Çankaya’yı bir halk meclisi modeli gibi ele alacaklarını kaydeden Demirtaş, "Cumhurbaşkanı olarak Çankaya'da görev yaparsam kadın danışma meclisimiz olacak. Engelli danışma meclisimiz olacak. Ötekileştirilmiş inanç grupları ve halkın değişik tabakalarından gelen insanlarla Çankaya'yı yönetmek lazım. Burada kadınların rolü çok önemli. Maalesef kadın yok. Kadın aday çıkmasını ben de partim de çok istedik. Kadının özgürlüğü, kadının toplumda uğradığı şiddet ve katliam gibi konuların önüne biz geçebiliriz. Kadınların cumhurbaşkanlığı seçimine böyle yaklaşması lazım” diyerek kadınlardan da destek istedi.

VİZYON BELGESİ

Selahattin Demirtaş, 15 Temmuz'da ismi vizyon belgesi olmayan bir bildirge açıklayacaklarını bildirdi. Halkın iradesinin daha fazla yerel ve genele yansıyacağını kaydeden Demirtaş, "Seçim barajının da kalkması lazım" dedi.

CUMHURBAŞKANLIĞIM ÇÖZÜM SÜRECİNİ HIZLANDIRIR

Selahattin Demirtaş’a ‘çözüm süreci’yle ilgili sorular da yöneltildi. Meclis’e gelen ‘çerçeve yasa’nın sorulması üzerine şunları söyledi:

"Barışın hızlı şekilde kalıcı hale gelmesini istiyoruz. Benim cumhurbaşkanlığım bu işi daha da hızlandırır. Kalıcı hale getirir. Ne bölünme konusu kalır, ne de kandırıldık mı sorusu kalır. Bu çözüm paketi önemli bir duruştur. Çankaya'ya çıkarsam, Türkiye kısa bir sürede Kürt sorununu tüm kaygılarını aşarak çözmüş olur. Barış konusundaki kararlı tutumumuzu destekleyeceğiz. Çok iyi gitmiyor çünkü yavaş gidiyor. Kamuoyuna daha sağlıklı bilgiler aktarmak lazım. Herkesle paylaşmak lazım ki, kimse bundan kaygı duymasın.”

MÜTEAHHİT BİNAYI YAPMADAN KAÇABİLİR!

Sürecin yasalaşması için çok uğraştıklarını, ve müzakere zeminini uzun zamandır beklediklerini açıklayan Demirtaş, "Temeli olmayan bir bina yapmamız mümkün değildi. O yüzden bu zemini oluşturmak olmak herkes için fırsattır. Müteahhit binayı yapmadan kaçabilir. Türkiye'de çok oldu böyle şeyler. Ev sahipleri olarak bunu bitirmek için uğraşacağız. Türkiye'de çok oldu böyle şeyler. Ev sahipleri olarak bunu bitirmek için uğraşacağız. O katları yaptıkça biz daha da kredi vereceğiz. Korkmamak lazım. Barıştan korkmamak lazım. Kim olursa iktidarda barış için zorlamamız lazım. Her zaman barış hakkını savunmak lazım.“

DIŞ POLİTİKA, IRAK, SURİYE

"Irak'ta bağımsız bir Kürdistan kurulmasına nasıl bakıyorsunuz. Öte yandan Türkiye'den gençler IŞİD'e karşı savaşmak için Rojava'ya gidip geliyor. Ne diyorsunuz?" sorusu üzerine, Demirtaş, "Türkiye'nin sınırına komşu bir Kürdistan kurulacaksa elbette bunu önemseyeceğiz. Orayı bir devlet olarak görmesi daha doğru olur. Radikal demokrasi projesi bunu destekliyor. Bu arayış devam etmeli. Türkiye'de bölünme dışında başka seçeneğimiz yok değil, eksikliklerin giderilmesi gerekiyor. Tüm halkların özgürlüklerini sağlayabiliriz." dedi. IŞİD konusunda ise, kadın çocuk demeden insanları kesebileceklerinin altını çizen Demirtaş, "Türkiye'nin ve hükümetin bu konuda duyarsız olması büyük yanlıştır. IŞİD Musul'a girince önemli olunca diğer yerlere girince neden olmuyor? Devletin oradaki insanları desteklemesi lazım. İç politikadaki akıl değişmeyince, dış politikadaki akıl da değişmiyor. Ortak aklın çok hızlı değişmesi lazım" diye konuştu.

ALEVİLERE İLİŞKİN DEVLETİN ONARICI BİR ROL OYNAMASI LAZIM

Alevi toplumunun talepleri ve sorunlarına ilişkin de Demirtaş, "Alevi toplumunun yaşam felsefesinden kaynaklı uzun zamandır maruz kaldıkları ayrımcı uygulamalar var. Sadece ayrımcı uygulamalar değil, katliamlar ve sürgünler var. Devletin, kendisini onların yerine koyarak onların adına karar verme hakkı yoktur. O toplum kendini nasıl tanımlıyorsa devletin onu olduğu gibi tanıma hakkı vardır. Yakın tarihimizde yaşanan travmalara dair devletin onarıcı bir rol oynaması, geçmişle yüzleşmesi lazım. Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kuruma gerçekten ihtiyaç var mı? Bunu konuşmak lazım. Alevi yurttaşlarımızın kendi içindeki bölünmüşlüğün giderilmesi lazım. Birlikte hareket edebilirlerse çok daha görünür olacaklar. Bu benim seçilip, seçilmememden bağımsız önemli bir konudur" dedi.