CHP'li vekil Erdem: Türkiye müzakere yeteneğini yitirmiş
HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, söz konusu tartışmalarla birçok önemli konunun gündem dışına itildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da HDP'li milletvekilleri ile ilgili dokunulmazlıklar konusunda "Meclis'i göreve çağırıyorum" açıklamaları sonrası gündeme gelen dokunulmazlıkların kaldırılması tartışması sürüyor. Erdoğan'ın açıklamasından sonra Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dokunulmazlıkların bir an önce kaldırılması için CHP ve MHP'ye açık çağrı yapmasının ardından ise aralarında HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 22 HDP'li hakkında 25 yeni fezleke dosyası Meclise gönderildi. Dokunulmazlıkların kaldırılması hakkında CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem DİHA'ya değerlendirmelerde bulundu. Milletvekilliği dokunulmazlığının yasama, yürütme ve yargı organlarının bağımsız olması şartıyla kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılması gerektiğini belirten Erdem, "Ben halktan daha imtiyazlı ve istismar edilebilecek noktada kürsü dokunulmazlığı dışında bir dokunulmazlığın olmasına teknik olarak da karşıyım" dedi.
'Fezleke tartışmaları istismara açık'
Türkiye'de bağımsız bir yargı organı olmadığı için dokunulmazlık tartışmalarının istismara açık olduğunun altını çizen Erdem, "Türkiye'de yasama ve yargı bağımsızlığı yoktur. Tam tersine Türkiye'de yargı doğrudan bir şahsın iradesine bağımlı haline getirilmiştir. Meclis'teki süreci tüm dokunulmazlıkların kalkması zemininde değerlendiren biri olarak fezleke tartışmalarının demokratik olmayan ülke koşullarında istismara açık olduğunun farkındayım" diye konuştu.
'Asıl amaç muhalefeti baskı altına almak'
Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), 299'ncu maddesi uyarınca "Cumhurbaşkanı'na hakaret" davası ile sık sık karşılaşıldığını belirten Erdem, Anayasa'da yer alan bu maddenin dünyada eşi benzeri olmayan bir madde olduğunu söyledi. Faşizan yaklaşımların sıradanlaştığı bir hukuk sistemi içerisinde dokunulmazlıkların kaldırılmasının ülkeyi demokratikleştirmeyeceğini söyleyen Erdem, asıl amacın muhalefeti baskı altına almak olduğunu söyledi.
'Dokunulmazlıkların kaldırılması tüm muhalefete dönük bir operasyon'
CHP olarak 550 milletvekilinin de kürsü dokunulmazlığı dışında dokunulmazlığının kalkması için tutum sergilediklerini ve bu tutumu devam ettireceklerini belirten Erdem, HDP'ye dönük dokunulmazlık tartışmalarına ilişkin ise "Sadece HDP'ye dönük bir operasyon değil bütün muhalefete dönük bir operasyon olarak görüyorum. Bir milletvekilinin bir taziyeye katılması ile alakalı bir süreçten ziyade, toplumsal muhalefetin kendisini ifade ettiği bütün alanları topyekün ortadan kaldıran, baskılayan iktidar anlayışının parlamento içindeki muhalefeti yok etmeye yönelik bir girişimidir" değerlendirmesinde bulundu.
'Fezlekeler, başkanlık sistemine geçişin önergesidir'
Dokunulmazlıkların kaldırılması tartışmasını "parlamenter sistemi işlevsizleştirerek, fiili olarak uygulanan başkanlık sistemine geçişin tek maddelik önergesidir" diye nitelendiren Erdem, başkanlık sisteminde milletvekillerinin temsiliyet düzeyinin çok düşük olduğunu söyledi. Erdem, "Başkanlık sistemine geçişte 550 milletvekilinin bu yargı sistemi içerisinde dokunulmazlığını kaldırmak fiili başkanlığa geçiş anlamına gelecektir. En ufak bir söz ettiğinizde TCK 299'dan yargılanacaksınız milletvekilliğiniz gidecek ve meclisten gideceksiniz. Bu Türkiye'de iktidarın parlamenter sistemi kilitleme noktasına taşıyacak" diye konuştu.
'Lale devri misali lüks şatafatlı sarayda sefa sürenler' ifadelerine hakaret davası!
Erdem kendisine de, "Lale devri misali lüks şatafatlı sarayda sefa sürenler" ifadelerini kullandığı bir konuşmasından kaynaklı "Cumhurbaşkanı'na hakaret" ettiği iddiasıyla 7 bin liralık tazminat cezası verildiğini hatırlattı.
'Fezleke tartışmaları referandum hazırlığı'
Fezleke tartışmalarını anayasa referandumu hazırlığı olarak da gördüğünü belirten Erdem, "AKP'nin dokunulmazlıkları toptan kaldırma cesareti gösterebileceğini düşünmüyorum. 528 dosyayı tek kalemde kaldırmak teknik olarak anayasa değişikliği gerektiriyor. Anayasada geçici madde gerektiriyor ancak bunun için yeter sayısı yok. Benim görüşüm bunun parlamentoya getiremeyeceği ve teker teker kaldırma yolunun deneneceği. O da şu anlamda bir dezavantaj yaratacak 528 dosyayı tek tek kaldırmak yaklaşık 2 yıl demektir" dedi.
'Parlamentoyu fezleke ile tehdit etmek alçaklıktır'
AKP'nin yüzlerce dokunulmazlık dosyasını fezleke aşamasına gelmeden yargı tarafından yok edildiğini belirten Erdem, "Şimdi kalkıp bizi sayısal yeterliliği olmayışından kaynaklı aynı zamanda hukuk sisteminin taraftar yaklaşımları nedeniyle meclisin karma komisyonunda birikmiş fezleke dosyalarıyla tehdit etmeye çalışıyorlar. Bu bir ahlaksızlık ve haysiyet problemidir. Yüzlerce dokunulmazlık dosyasını yok ettiler. Fezleke aşamasına gelmeden yargı aşamasında dosyaları buharlaştırdılar. Böyle ahlaki olmayan bir tutum izleniyorken, AKP milletvekillerine dönük, fezlekelerde böyle yaklaşım varken el çokluğu üzerinden bir tutum izleniyorken, parlamentoyu fezleke ile tehdit etmek alçaklıktır" diye konuştu. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dokunulmazlıkların kaldırılması için meydanlarda "Hodri meydan" çıkışını samimi bulmadıklarını belirten Erdem, "Kaldıracaklarsa hodri meydan gelsinler. 550 milletvekilinin kürsü dokunulmazlığıyla sınırlandıralım" dedi.
90'lı yıllarda Kürt milletvekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasından bu yana fezlekeler üzerinden şantaj uygulandığını belirten Erdem, "Yıllardır fezlekeler üzerinden bir şantaj uygulanıyor. Bu iktidar aklının istismar metotlarından biri. Ama benim bin fezlekem olsa yine aynı şekilde siyaset yapmaya devam ederim. Dün mesela IŞİD üyeleri serbest bırakıldı bunu parlamentoya taşıdım. Taşımaya da devam edeceğim" ifadesinde bulundu.
'Fezlekeler bombalı saldırıların üzerini örtüyor'
Dokunulmazlık tartışmalarıyla bir çok önemli konunun da gündem dışına itildiğini belirten Erdem, "Bu süreçte birçok olayın üzeri örtülüyor. Ülkedeki bombalı saldırıların da üstünü örtüyor. Sorunların çözümü adına parlamentonun çalışmasını da engelliyor. Bir devlet elinde silah olan bir yapıyla mücadele eder, fakat aynı zaman da bu yapıyı ortaya çıkaran sebebi de sorunu da çözmek için müzakere eder. Türkiye de devlet olarak Kürt sorunun çözümü için müzakere yeteneğini yitirmiş durumdayız. Kürt sorunu için politik tutum yol haritası izlemiyoruz" dedi.
'Acilen müzakere komisyonları kurulmalı'
"Dağlıca'daki askerle, Cizre'deki çocuğu ayırmamak gerek. İkisi de bu toprağın çocuğu, ikisi de barbarca katledilmiştir" diyen Erdem, Meclis'in dokunulmazlık tartışmaları yerine acilen müzakere komisyonları oluşturup toplumsal barışı sağlanması gerektiğini söyledi. Erdem, "TBMM'de komisyon kurulmalı. Sur'da Cizre'de yaşanacak tek bir ev kalmamıştır. Yanmış insan bedenleri vardır. Gerçek anlamda duygusal kopuşun önünü açan manzaralardır bunlar. Bunları engellemek barış ve demokrasi iradesinden geçiyor. Fakat iktidar partisi, ısrarla böyle bir iradenin oluşmasını engelleyici bir tutum içerisine girmiştir. Biz her zaman söylüyoruz bugünde söylüyoruz. Acilen bir çözüm bir mutabakat komisyonu kurmak zorundayız" diye konuştu.
AKP'ye çağrı: Toplumun gündemini fezlekelerle meşgul etmeyin
Hem CHP hem de HDP'nin seçim bildirgesinde dokunulmazlıkların kaldırılmasına dair maddelerin olduğunu hatırlatan Erdem, şöyle devam etti: "Bizim seçim bildirgemizde ve HDP'nin bildirgesinde de aynı şekilde var. İktidar dokunulmazlığı kaldırmak istiyorsa 83. maddeyi düzenlemeli. 550 milletvekilinin de dokunulmazlığını kürsü dokunulmazlığına indirgeyecek onu da güvence altına alacak. Böyle bir anayasa maddesi getirecek 550 oyla bu madde çıkacak. Biz bir siyasi harekete bir toplumsal muhalefete yönelik operasyon yapılmasına, bir demokratik, etik olarak dokunulmazlıkların batılı demokrasi normlarında yeniden şekillenmesi gerekiyor. İktidar partisine çağrıda bulunuyorum. Bu yapay gündemlerle ülkenin temel sorunlarını görünmez kılma operasyonlarına son verin. Çocukların öldüğü bir ortamda toprağın kanla sulandığı bir ortamda toplumun gündemini meşgul edici bir tutum içinde durulmasını samimi bulmuyoruz."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.