Cumartesi Anneleri: Katilleri korumaktan vazgeçin

Cumartesi Anneleri: Katilleri korumaktan vazgeçin

Cumartesi Anneleri/İnsanları 513. buluşmalarında 17 Ocak 1996 da gözaltına alındıktan sonra 21 Şubat 1996 tarihinde cansız bedenine ulaşılan Abdullah Canan’ın faillerini sordu.

A+A-

Cumartesi Anneleri/İnsanları 513. buluşmalarında 17 Ocak 1996 da gözaltına alındıktan sonra 21 Şubat 1996 tarihinde cansız bedenine ulaşılan Abdullah Canan’ın faillerini sordu.

“Katlettikleriniz sizin için insan değil”

Eylemde ilk olarak Abdullah Canan’ın oğlu Tayyip Canan konuştu. 23 Kasım 1996 tarihinde Yüksekova Befircanı köyüne askerler tarafından baskın yapıldığını ve birçok evin yakılarak tahrip edildiğini belirten Canan, Yüksekova’da tanınan biri olan babası ve 7 akrabasının olaydan sorumlu tuttuğu Yüksekova Dağ Komando Tabur Komutanı Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ve bu nedenle de Yurdakul tarafından tehdit edildiğini söyledi.

Babasının “Senin yerin soğuk olacak, yattığın yer soğuk olacak” diyerek tehdit edildiğini söyleyen Canan, “Bir vicdan muhasebesi yaptınız mı? Hayır. Çünkü, katlettikleriniz sizin için insan değil. Katil Mehmet Emin Yurdakul’u ve diğerlerini Türkiye devleti yargılamadı ama onlar tarih önünde hesap verecek” dedi.

“Rabıtat’ı anlama için IŞİD’e bakmak lazım”

Ardından konuşan Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak, Uğur Mumcu’nun katledilişinin yıldönümü olduğunu hatırlattı. Mumcu’nun katledilmeden önce sürekli olarak Rabıtat-Ül Alem’den (Dünya İslam Birliği) bahsettğini hatırlatarak, “Rabıtat’ı anlamak için IŞİD’e bakmak lazım” dedi.

“Katilleri korumaktan vazgeçin”

Haftanın açıklaması Mine Nazari tarafından okundu. Nazari, Uluslararası hukukta gözaltında kaybetmenin en ağır suçlar içerisinde yer aldığını belirterek insanlığın onurunu ve geleceğini tehdit eden suçun etkili bir biçimde cezalandırılmasını devletlerin yükümlülüğü olarak kabul edildiğini söyledi.

Dava sürecinde Yüksekova taburunda görev yapan itirafçı Kahraman Bilgin’in, Canan’ın gözaltına alındıktan sonra taburda işkence ile sorgulandığını ve Yurdakul’un talimatıyla Bölük Komutanı Yüzbaşı Nihat Yiğiter tarafından silahla öldürüldüğünü belirten Nazari, Yurdakul ve Yiğiter hakkında, “kasten adam öldürmek” suçundan Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi’ne açılan davada, ailenin ve tanıkların anlatımlarını “inandırıcı” bulmayan mahkeme heyetinin sanıkları beraat ettirdiğini ifade etti.

Nazari, Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından da onanan kararın ardından AİHM’e yapılan başvuruda, Türkiye’nin mahkum edildiğini belirterek devlete “Katilleri korumaktan vazgeç” çağrısı yaptı.

Abdullah Canan dosyası

43 yaşındaki Abdullah Canan 17 Ocak 1996 sabahı otomobiliyle Hakkari’ye gitmek üzere evinden ayrıldı. Yüksekova-Van karayolunda askerler tarafından yapılan kontrol sırasında otomobili durdurularak gözaltına alındı ve Yüksekova Dağ Komando Taburu’na götürüldü.
Ailesi yerel ve ulusal tüm makamlara başvurdu. Abdullah Canan’ın gözaltına alındığı inkar edildi.

21 Şubat 1996 tarihinde Abdullah Canan’ın işkence görmüş cansız bedeni elleri, ayakları ve ağzı bağlı bir şekilde köylüler tarafından bulundu.

İç hukukta mahkemeler, ailenin ve tanıkların iddialarını yeterli ve inandırıcı bulmadı.

AİHM ise; “Abdullah Canan’ın gözaltında öldürüldüğü mahkememizce saptanmıştır” tespitinde bulundu.İMC

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.