DTK Genel Kurulu başladı

DTK Genel Kurulu başladı

DTK, Genel Kurulu başladı. Kurulda konuşan DTK Eşbaşkanı Selma Irmak, “Kalıcı bir barışın sağlanması için Sayın Öcalan'ın özgür olması gerekir. Öcalan olmadan da hiç kimse Türkiye'de kalıcı bir barışı sağlayamaz“ dedi.

A+A-

DTK, Genel Kurulu 501 delegenin katılımı ile başladı. Kurulda konuşan DTK Eşbaşkanı Selma Irmak, “Kalıcı bir barışın sağlanması için Sayın Öcalan'ın özgür olması gerekir. Mandela olmasaydı Afrika'da hiç kimse halklar arasında barışı sağlayamazdı. Aynı şekilde Abdullah Öcalan olmadan da hiç kimse Türkiye'de kalıcı bir barışı sağlayamaz“ dedi.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Genel Kurul Toplantısı Diyarbakır Büyükşehir Konferans Salonu'nda başladı. DTK Eşbaşkanları Hatip Dicle, Selma Irmak ile 501 DTK delegesinin yanı sıra HDP ve DBP'li siyasetçilerin de katıldığı ve 2 gün sürecek olan kurul, saygı duruşuyla başladı.

Kurulda ilk olarak konuşan DTK Eşbaşkanı Selma Irmak, 3 aylık genel kurullarını seçim süreci nedeniyle ertelediklerini belirtti. Yaklaşık 40 yıldır yürütülen Kürt özgürlük mücadelesinin Kürdistan'ın her parçasında yeni bir aşamaya geçtiğini kaydeden Irmak, "Yürütülen mücadele dünyanın her yerinde meşru görülüyor. Çünkü biz halkların sahip olması gereken hakların mücadelesini yürütüyoruz" dedi.

Rojava Devrimiyle beraber Kürtlerin önüne konulan duvarların yıkıldığını ifade eden Irmak, "Menfaatleri uğruna Kürdistan'ı tarumar eden güçlerin önü kesilmiştir. Kürtler Ortadoğu'da çözümün merkezi haline gelmiştir. Kürtlere dönük yapılan saldırılar nedenini buradan alıyor. Ortadoğu'da barış ve özgürlüğü istemeyen tüm kesimler, bunu Kürtlere saldırarak sağlamaya çalışıyor“ dedi. 

Kobanê zaferinin tüm Kürdistan'a güç ve moral verdiğini belirten Irmak, HDP'nin seçim zaferinin Rojava Devrimi‘nin devamı olduğunu kaydetti. "Nasıl ki Kobanê'ye DAİŞ'in eliyle saldırılar yöneltiliyorsa, Kuzey Kürdistan'da da Hür Dava Partisi gibi yapılanmaların eliyle saldırılar yönetildi" diyen Irmak, "Kuzey‘deki bu saldırılar Diyadin, Diyarbakır gibi yerlerde karanlık güçlerin devreye sokulmasıyla devam etti. Kürtler, saldırılardan sonra gülmeyi bilmiştir. Kimse bizleri çocuk yerine koymasın. Bu saldırıların arkasında AKP'nin, DAİŞ'in ve İran'ın da bulunduğunu çok iyi biliyoruz" şeklinde konuştu. Selma Irmak, Rojava'da elde edilen zaferin DAİŞ'in belini büktüğü gibi Kuzey‘deki HDP başarısının da AKP hükümetinin belini büktüğünü söyledi. Irmak, Kürt siyasetinin artık Türkiye ve Ortadoğu'da halklara dayalı değiştirici bir rol oynadığını dile getirdi. 

'ÖCALAN ÖZGÜR OLMADAN BARIŞ OLMAZ‘

DTK Eşbaşkanı, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın tecrit altında tutulmasına ilşikin de şunları ifade etti:

"Türkiye ve Kürdistan halkları için önemli kazanımların mimarı Sayın Öcalan halen tutuklu bulunuyor. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için bir kampanya başlatıldı ancak bu çok yetersiz bir istektir. Bir tutuklunun avukatı ve ailesiyle görüşmesi en doğal hakkıdır zaten. Kalıcı bir barışın sağlanması için Sayın Öcalan'ın özgür olması gerekir. Mandela olmasaydı Afrika'da hiç kimse halklar arasında barışı sağlayamazdı. Aynı şekilde Abdullah Öcalan olmadan da hiç kimse Türkiye'de kalıcı bir barışı sağlayamaz.“

EMPERYALİSTLER KÜRTLERİN KAZANIMI YOK ETMEK İÇİN SALDIRIYOR‘

DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle de, emperyalist güçlerin Kürtlerin tüm kazanımlarını yok etmek için her türlü saldırıyı meşru gördüğünü ancak Kürt savaşçılarının tüm bu saldırılar karşısında dünyanın hayranlıkla izlediği bir direniş sergilediğini söyledi. Ortadoğu halklarının çok kritik bir dönemden geçtiğini belirten Dicle, "Ortadoğu ve Kürdistan 1990'lı yıllardan bu yana 3'üncü Dünya Savaşı diye nitelendirdiğimiz kavurucu bir ateşin içine atıldı. Bu ateş 1 ve 2'inci Dünya Savaşları‘nda olduğu gibi 4-5 yıl içerisinde bitmeyecek. 25 yıldır devam eden bu savaşın 25 yıl daha devam edeceğini göz önünde bulundurmak zorundayız" diye konuştu. 

Birinci Dünya Savaşı‘yla ortaya çıkan ulus-devlet çizgisinin Ortadoğu'ya girerek burayı kan gölüne çevirdiğini belirten Dicle, şunları  vurguladı: "Kürdistan'da bu zihniyetten çok büyük zararı gördü. Zarar görmemiş halklar kalmadı. Araplar 22-23 devlete bölündü ve başına petrol şeyhleri konuldu. Buradan kan ve gözyaşı hiç eksik olmadı. Bunun ardından Peygamberler diyarı olan Ortadoğu'da yeni bir anlayış, yeni bir çizgi ön plana çıkmıştır. Bu çizginin mimarı Sayın Abdullah Öcalan'dır. Kuzey'de, Güney'de Batı'da Kürtlere saldırmalarının tek nedeni yeni bir çizgi olarak ortaya çıkan önderliğin paradigmasıdır. Bu paradigma emperyalist güçlerin istemi dışında gelişti ve halkların yaşama geçirdiği somut bir model haline geldi. Halklar bir araya gelerek ulus-devlet zihniyetinin panzehiri olan önderliğin modelini hayata geçirdiler. Bu kadar vahşi saldırıların nedeni budur. DAİŞ olmasaydı başka bir güçle saldırırlardı. Böyle bir güç yaratacaklardı." 

'AZMETTİRİCİLER YARGILANMALIDIR'

Kobanê'nin yeniden inşası için Mürşitpınar Sınır Kapısı'nın açılmasını ve inşa süreci için gerekli tüm malzemelerin buradan geçirilmesini istediklerini ifade eden Hatip Dicle, "Ancak Türkiye bu kapıyı açmadı. Çünkü Kobanê'nin yeniden inşa edilmesini istemiyor. İşte Grî Spî'nin özgürleştirilmesi Kobanê'yi Türkiye'nin rehineliğinden kurtardı. Bunu hazmedemeyenler Kobanê'ye dönük yeni bir saldırıda bulundu. 'YPG/YPJ DAİŞ'ten daha kötüdür' demek saldırılara azmettirmek değil de nedir? Sınırdan geçip geçmedikleri elbet ortaya çıkacak. Güneş balçıkla sıvanmaz. Ama şimdi kesin olan Türkiye, bu katliamın azmettirici suçunu işlemiştir. Bu katliamları kınamak yetmez. DAİŞ'e kim destek verdi, hangi ülkeler besliyor? Bunun ortaya çıkarılması gerekiyor. Bu katliamın azmettiricileri insan hakları mahkemelerinde yargılanmalıdır" dedi.

‘BUGÜN KÜ DURUMLA SÜRECİN DEVAM ETİRİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR‘

Dolmabahçe'de İmralı Heyeti ile gerçekleştirilen toplantıya ilişkin de konuşan Dicle, "İlk defa Türkiye'de önderliği temsil eden bir heyetle bazı devlet yetkililerinin içerisinde bulunduğu bir fotoğrafla süreci yürütecek bir mekanizma ortaya çıktı. Ama gelin görün ki 5 Nisan'dan bu yana başta Erdoğan ve hükümet olmak üzere devlet çark etti. Türkiye halkları Önderlik üzerindeki tecrit ilk başta kaldırılarak, Önderliğin özgürlüğü için gerekli zemin hazırlanması ve önderliğin özgür bir şekilde barış çalışması yürütecek bir zemin bekliyor. Bugünkü durumla bu sürecin devam ettirilmesi mümkün değildir" dedi.

‘BARIŞIN YOLU ÖCALAN'IN ÖZGÜRLÜĞÜNDEN GEÇER‘

Konuşmasına Kobanê'deki saldırıyı kınayarak başlayan Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü Sabahat Tuncel ise, Rojava halkının tüm saldırılara rağmen halklara yeni bir umut vermeye devam edeceğini söyledi. 7 Haziran seçimlerinde yeni bir dönemin ortaya çıktığını ifade eden Tuncel, HDK'nin yeni dönemin ruhuna uygun bir şekilde şekilleneceğini aktardı. Ortadoğu'da Kürtler olmadan yeni bir denklemin kurulamayacağını söyleyen Tuncel, "Kürtlerin denklemin tam ortasında bulunması başta Erdoğan olmak üzere AKP hükümeti tarafından kabul edilmek istenmemiştir. O yüzdendir ki Kürtlere dönük bu saldırıların merkezinde AKP hükümeti yer almaktadır" dedi.

Ortadoğu ve Türkiye'de kalıcı bir barışın sağlanmasının yolunun Öcalan'ın özgürlüğünden geçtiğini söyleyen Tuncel, "Çünkü İmralı'da sadece Öcalan tutulmuyor. Sayın Öcalan'ın şahsında tüm Kürdistan halkları İmralı'da tutuluyor" dedi.

Kurul, delege üyeleri arasında yürütülen tartışmalarla devam edecek.Anf

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.