İmamoğlu'ndan Soylu'ya Demirtaş yanıtı

İmamoğlu'ndan Soylu'ya Demirtaş yanıtı

Selahattin Demirtaş'ın öykülerinin uyarlandığı tiyatro oyununu izleyen ve aralarında eşinin de bulunduğu kadınları hedef alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya bir tepki de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'ndan geldi. İmamoğlu 'Kadınlar

A+A-

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, HDP'nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın kaleme aldığı ‘Devran' kitabının öykülerinin uyarlandığı tiyatro oyununu izledikleri için sanatçı Kadir İnanır'ın yanısıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu ve Dilek Kaya İmamoğlu'nu hedef almasına bir tepki de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'ndan geldi. Kadınların çabalarının ülkede barış ortamının sağlanması açısından önemli olduğunu belirten İmamoğlu, Soylu'nun üslubunu da eleştirdi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 20'nci ilçe belediyesi ziyaretini Sultanbeyli'ye yaptı. Saha incelemesi sonrası gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtlayan  İmamoğlu özetle şunları söyledi:

ERKEK ÇENELERİ AZ KONUŞSA…: Benim eşim, iyi eğitim almış, üniversite bitirmiş, masteri olan, doktorası olan bir Türk kadını. Benim eşim, nereye gideceğini bilir. Türkiye'yi yorumlayan, dünyayı yorumlayabilen ve ona göre nereye gideceğini bilen Türk kadını. Sadece benim eşim değil, oraya gelen diğer kadınların da aynı şekilde olduğunu düşünüyorum. Öyledir de. Kadınların bir kitap üzerinden bir oyunu izlemesi, sürece katkı sunmasını çok olgun bir tavır olarak görüyorum. Destekliyorum da. Eşimin de başta olmak üzere, bana soracak halleri yok. Ben, bu devlet adamlığı çağrısını her zaman ifade etmiştim. Söylenen sözler, ifade edilen tanımlar, tarifler o kadar kötü ki. Üzüntü ile takip ediyorum. Keşke bu kadınların yaptığına, 10-15 kadın daha eklense. Belki bu ülkede kadın eliyle farklı bir atmosfer doğabilir. Belki bu ülkede, barış ve huzur ortamı oluşabilir. Keşke bunu yapabilsek. Bu konuda biraz erkek çeneleri az konuşsa. Ben sahada gezerken de aynı dili konuştum. Trabzon'da da Diyarbakır'da da İstanbul'da da. Şu anda da görev yapıyorum ve aynı şeyleri konuşuyorum. Bizi hamaset çerçevesi içerisine sığdıramazlar, girmeyiz. Orası, onlara kalsın.

DEMİRTAŞ'A AİT KİTAPLAR HER YERDE SATILIYOR: (Selahattin Demirtaş'ın hapiste yazdığı ‘Seher' ve ‘Devran' isimli kitapların İstanbul Belediyesi'ne ait İstanbul Kitapçısı'nda da satılıyor olmasına yönelik hükümet ve bazı medya kuruluşlarının eleştirileri üzerine) Bu şekilde tartışılması bizi üzüyor. Kitap konusu yıllar önce de başka şekilde eleştiriye sebep olmuştu. “Bomba kadar etkili” diye bir tarif yapılmıştı. Bu olaydan sonra, bunu yapanlar, bu ülkede 15 Temmuz'u gerçekleştirmişti. Bu tarz laf söyleyenlerin pişman olduklarını düşünüyorum. Belki sormanız da gerekebilir o dönemin Başbakanı böyle bir ifade de bulunmuştu. Sayın Demirtaş'a ait kitap her yerde satılıyor. Devletin kurumları da buna dahil. PTT'nin de sitesine girin, var TBMM'nin de sitesine girin, var. İktidara çok yakın kitapçıda da var. Başka kitapçılarda da var. Olabilir de. Olmalıdır da. Kaldı ki bir kitabın yasak olup olmadığına karar verecek olan, bu ülkenin mahkemeleri, savcılıkları. Diğer kitapla ilgili olarak; 5 yıldır satışta olan bir kitap. Yeni değil. İstanbul Kitapçısı'nda 5 yıldır satışta. Ama gelen haklı tepkiler üzerine biz, o kitabın satışını sitemizden iptal ettik. Ama bu konu üzerinden bir hamaset oluşturarak, yine bir düşmanlık kurgusu üzerine önce sosyal medyadan başlatıp sonra başka iletişim araçlarına taşıyarak, yani bir nevi böyle toplumu infiale getirmek… Bunlar hoş şeyler değil. Toplumu boş işlerle uğraştırma meselesi.

BAKANLAR, ERDOĞAN'I YANILTIYOR: (Başakşehir Hastanesine bağlantılı olacak metro hattının yakın zamanda durdurulduğu iddiası): Benim arkadaşlarım evvelsi gün buna bir açıklama yazdılar. “Yanlış ifade” diye belirttiler. Doğru, ama eksik. Yalan; yanlış değil, yalan ifade. Ben, bu yalan ifadelerden dolayı bir uyarıda bulunmak istiyorum. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı'na uyarıda bulunmak istiyorum. Ben, kendilerini yanılttıklarını düşünüyorum kendi bakanlarının. Örnek mi? Melen Barajı. Melen Barajı'nı biz gündeme taşıdık. Devlet Su İşleri'nin (DSİ) gündeminde çözüm aradık, didindik; olmadı. Bizim gündeme getirmemizle Sayın Cumhurbaşkanı'nın haberi olunca ödeneği çıktı DSİ üzerinden. Çatlakları, biz gündeme getirince öğrendi Sayın Cumhurbaşkanı. İkincisi Kanal İstanbul'da 30 milyon metrekareye yakın arsa hareketi olduğunu tariflediğimiz yerde, birkaç gün önce, “Burada hiç arsa hareketi yok” diyen bakan var. Tek bir yalanlama yok. Çünkü biz doğruyu söyledik. Bu konuda da herhalde Sayın Cumhurbaşkanı'nı yanıltıyorlar. Sadece o da değil. “ÇED raporuna İBB memuru onay verdi” dediler. Halbuki öyle bir şey yok. Hazirun cetveline attığı imzayı, onay olarak Cumhurbaşkanı'na anlatmış olabilirler.”(Gazete Duvar)

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.