İmralı Heyeti'nden tarihi çağrı
Diyarbakır Newrozu'nda sahneye çıkan İmralı Heyeti Sözcüsü Sırrı Süreyya Önder, hükümete çözüm çağrısında bulundu.
3 yıldır PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın mesajlarının okunduğu Diyarbakır Newrozu'ndan tarihi çağrı geldi. İmralı Heyeti Sözcüsü Sırrı Süreyya Önder, alandakileri "Newroz pîroz be" sözleri ve Kürtçe selamladı. Önder'in konuşması şöyle:
"Onuruna düşkünlüğünüz her şeyden daha kıymetlidir, Newroz kutlu olsun. Biz de Amedle, Surla, Cizreyle, Şırnakla gurur duyuyoruz, hepsi onurumuzdur. 4 yıldır bu alanda sizlere Sayın Öcalan'ın mesajını okuyorum. 3 yıl burada barışın Newrozu'nu okuduk. Sayın Öcalan 3 yıl barışın kıymetine savaşın tehlikesine dikkat çekti. Onu okuma onurunu yaşadık. Biz barış Newrozu'nu okurken bu platform 40 TV'nin canlı yayınladığı bir Newroz oldu. Şimdi bir direniş Newroz'u kutluyoruz dostlarımız ve tarafsız yayınlardan başka kimse yok.
'İşte Newroz'
Kimisi korku, baskıyla psikolojik harp yöntemleriyle rehin aldı. Burada dostlarımızla beraberiz ama bu mücadele başladığında da böyleydi. Dostlarımız bize yeter. Bu mücadelenin fitilini Mazlum Doğan 3 kibrit ile yaktığı zaman 200 kişi yoktular, bugün milyonlarca kişiyiz. Bu medya bu meydanın sabah 9'da çekip o haliyle yayınlıyorlar. Ben de onlara diyorum ki işte Newroz Meydanı, bir tek kişi kalıncaya kadar bu direniş meşalesi sönmeyecek.
Bu bölgenin gerçekliğinden hiçbir şey anlamayanlar sürekli bizi baskı altına almaya çalışıyorlar. Falancayı kınayın, filancayı eleştirin diyorlar. Buradaki anaları tanısalar evlatlarının bir kısmını dağlara bir kısmını mezara bir kısmını meclise gönderdiklerini bilirlerdi. Tahir Elçi şahsında hepsine söz veriyoruz. Bu barışı getireceğiz. Ölümler genç yaşında toprağa girenler boşu boşuna girmediler onlara borcumuzdur bu topraklara barışı özgür eşit bir yaşamı getirmek.
'Bre ahmaklar ben size Eşme Ruhu dedim'
Aramızda Sayın Öcalan ile dağlar denizler olabilir. 3 yıl birlikte mesai yaptık barış uğruna, daha iyi bir dünya ve ülke uğruna yazdıkları söyledikleri tartıştıkları şeyler bugün faşist rejime rağmen bize uğraşıyor. Muhtemelen şunu söylerdi. Bre ahmaklar ben size Eşme Ruhu dedim, bölgeyi ortak evimiz yapalım dedim. Yoldaşlarıma söyledim size yardım ettiler bunun bir barış kıvılcımı olmasını diledim siz getirdiniz Sur'a, Nusaybin'e, Cizre'ye gönderdiniz. Bre ahmaklar diye başlardı söze. Siz bu akılla daha kaç adım gidersiniz diye eklerdi Sayın Öcalan. Başbakan bir kamu düzeni diye tutturdu Sayın Öcalan kamu düzeni polisiye yöntemle sağlamaz diyerek bir bilim insanına yakışır bir cevap verdi. Gelin bunu sağlayalım.
'Kürt evine giremiyor, Türk evinden çıkamıyor'
Bütünlüklü bir müzakere kamu dediğiniz şeyi kazanabilir dedi. Sayın Öcalan ne dediyse tersini anladılar ya da düzünü anlayıp tersini yaptılar. Sayın Öcalan Davutoğlu'na acı acı gülerek şöyle derdi. Kürt evine giremiyor Türk evinden çıkamıyor; al sana kamu düzeni. İşte sizin kamu düzeni, ülkeyi getirdiğiniz nokta burası. Oysa barışın hemen eşiğindeydik. Elimizi uzatsak tutacak kadar yakındık. Bugünde uzak değiliz bu kan bu ölüm bizleri yıldıramaz. Hapishane ile sürgünle korkutamazlar. Korkak arıyorsanız aynaya bakın. Bir fezleke geldiğinde yere göğe sığdıramadığınız mahkemelere biz güvenmiyoruz dediniz. Sizin güvenmediğiniz mahkemelere biz güveneceğiz öylemi çok beklersiniz.
'Açın İmralı'nın yolunu'
Barış uzak değil. Bu topraklarda iktidarı eline geçirenlerin hikmetle öğrenme alışkanlığı yok ancak felaketle öğrenebiliyorlar. Hem ülkemizi hem bölgemizi bir yeryüzü cenneti haline getireceğimiz yöntem nettir, açıktır, onun da yolu demokratik siyaset ve müzakerelerdir. Buradan İmralı Heyeti olarak Sayın Başbakan'a çağrı yapıyorum. Laf kalabalığını bir kenara bırakın. Bölgenin gerçekliğini bizim kadar biliyorsunuz. Bunun sürdürülebilir olmadığını biliyorsunuz. Bölge halkının demokratik sabrı daha berhava olmuş değil. Sizde başbakansınız bu topraklara kaçak gelip gideceğinize açın İmralı yolunu sizinle mutabakat kaldığımız ne varsa oradan başlatalım bir hafta içinde ülkemizin çehresini değiştirelim. Sen el kapılarında vatandaşlarımızı serbeste dolaştıracağım derken memleketinizde insanlar dolaşamıyor bundan utanmıyor musunuz? Bütün arkadaşlarımız ve kurumlarımızla size son derece önemli bir çağrı yapıyoruz. Bütün annelere buradan taahhüt ediyorum. Bu ülkede bu ciddiyetle yaklaşırlarsa çatışmasızlığın yakalanması bir haftalık iştir. Böyle olmazsa beni Diyarbakır meydanında dara çekin ah çeken alçaktır.
Bunu Sayın Öcalan'la yaptığımız görüşmelerden edindiğimiz perspektifle yapıyoruz, annelerin tedirginliği için yapıyoruz. Gelin daha fazla kirlenmeyelim. Zulme boyun eğmeyen 7'den 70'e biat etmeyi reddeden bütün kardeşlerime bu sözü vererek hepinizi saygıyla sevgiyle minnetle selamlıyorum. An serkeftin an serkeftin. Newroz piroz be…"
Önderin konuşması sık sık sloganlarla kesilirken, konuşmasından sonra Çerxa Şoreşe Marşı hep bir ağızdan okundu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.