Önder: Halk devrilen masayı dört ayak üzerine oturttu

Önder: Halk devrilen masayı dört ayak üzerine oturttu

İmralı Heyeti Sözcüsü Sırrı Süreyya Önder, seçim sonuçlarına atıfta bulunarak, 'Hükümetin milliyetçi oylar uğruna devirdiği müzakere masasını bu halk tekrar dört ayağı üzerine oturtulmuştur' dedi.

A+A-

İmralı'ya gitmek için Adalet Bakanlığı'na yaptıkları başvurudan sonra basın mensuplarının karşısına çıkan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İmralı Heyeti üyeleri Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken ve Pervin Buldan, seçim sonuçlarını ve çözüm sürecini değerlendirdi.

HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder tarafından yapılan açıklamada, “Kurulmuş olan bu masa devrildi fakat Türkiye halkları bu seçim sonuçları ile o masayı tekrar dört ayağının üzerine oturttu. Artık neler olabileceğini ortak siyasi iradeler belirleyecektir.

“Bir an önce hükümetin kendi emeğine bile saygı göstermeyerek devrilmesine sessiz kaldığı bu masa hazır halk tarafından tekrara dört ayağının üzerine oturtulmuşken süratle süreç kaldığı yerden kendisini yenilerek daha da güçlendirerek hayat geçirilmelidir” dedi.

Önder'in açıklamalarından satır başları şöyle:

Seçim sonuçları

“Bazı önemli kamuoyu araştırma şirketleri bir algı mekanizması gibi işlev gördüler. Bazı şuursuzları, sonuçların ilk açıklanmaya başladığı anda bile bu tutumunu gösterdi. “Türkiye başkanlık dedi. Malum parti de baraj altında kaldı” diyen şuursuzlar gördük.

“Aynı şuursuz 1 sat sonra başka bir televizyon kanalında AKP bu halkı anlamadı diye gemiyi terk eden canlı misali suratla uzaklaşmaya başladı. Halk üzerindeki oksitlenmeyi engellemeye çalışarak yürüttük. Anket firmaları ile onların yarattığı kasti kirlilik ile uğraşarak bugünlere geldik.

“Barış ve çözüm süreci sayın Öcalan'ın büyük bir demokratik irade ve kararlılık koyarak geliştirdiği bir demokratikleşme perspektifi ile bugüne geldi.

Çözüm Süreci

“Çözüm süreci Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından itibarsızlaştırıldı. Bu hafızayı biz yok saymıyoruz. Bu hafızayı kimsenin sıfırlamasına da izin vermeyeceğiz. Seçimle birlikte ne yapacağını bilememe hali ile bu süreç, bizzat sayın Cumhurbaşkanı tarafından itibarsızlaştırıldı.

“Kurulmuş olan bu masa devrildi fakat Türkiye halkları bu seçim sonuçları ile o masayı tekrar dört ayağının üzerine oturttu. Artık neler olabileceğini ortak siyasi iradeler belirleyecektir. Meclis'teki bütün siyasi partiler başta olmak üzere temsil hakkı bulamayan barajdan dolayı diğer siyasi partilerin toplamıdır.

“Gelinen nokta bir hükümet politikası mıydı? Tek başına böyle bir değerlendirme süreci haksızlık olur. Bununla ilgili bir yasa çıkarıldı. Bu iş bir ülke ve devlet politikasına dönüştürüldü.

“Çözüm çerçeve yasasının içi süratle doldurulacaktır. Halen de oldurulmalıdır. Milli güvenlikten tutun devletin ilgili bütün kurumlarında bu konu enine boyuna tartışıldı. Ne yapıldıysa bir devlet politikasına dönüştürüldü. Ya da dönüştürüleceğinin güvenceleri oluşturuldu.

“Süreç 2 aydır donduruldu”

“Çözüm sürecinin 2 aydır donduruldu. Toplantıyı yapmamızın hayati gerekçesi, süreç yaklaşık 2 aydır dondurulmuş durumda ve bir ilan edilmemiş bir İmralı tecriti yürürlüğe konmuş durumda. Bunun sürecin ciddiyeti ile uzaktan yakından yan yana gelebilecek bir davranış olduğu düşüncesinde değiliz.

“Bir an önce hükümetin kendi emeğine bile saygı göstermeyerek devrilmesine sessiz kaldığı bu masa hazır halk tarafından tekrara dört ayağının üzerine oturtulmuşken süratle süreç kaldığı yerden kendisini yenilerek daha da güçlendirerek hayat geçirilmelidir.

“Dolmabahçe deklarasyonu ile dile getirilen demokratikleşme normlarının dışında bir tek cümle yoktur. Eşit yurttaşlık, özgür ülke gibi bir dizi can alıcı nokta Dolmabahçe'de çerçevelendi. Bu seçimin kazanının Dolmabahçe deklarasyonudur aslında.

“Halk bunlara sandıkta gereken cevabı verdi”

“Önümüzde bir koalisyon ve hükümeti oluşturma süreci var. Buradan çıkacak kombinasyon her ne olursa olsun sürece, özgürlüklere, adalete, barışa düşmanlık üzerinden tesis edilemez. Herkesin bu dili bırakması gerekiyor.

“Bu sürece dönük düşmanlık dilinin doğuracağı doğal sonuç Allah korusun yeniden bir savaş ve kaotik ortam demektir. Bunun olmamasının tek güvencesi bizlerin Melis'te yetkin bir şekilde gerçekleşmiş olan temsiliyetidir.

“Kim hangi boyutta saçmalarsa saçmalasın bu parti artık bu ülkede barışın da teminatıdır. Bu savaş çığırtkanlarını ciddiye almasına gerek yoktur. Halk bunlara sandıkta gereken cevabı verdi.

“Biz Türkiye'nin önünü açtık”

“Bugün Melis'te salınabilmelerini bizim barajı geçmemize dönük yoğun çalışmaya borçlular. Barajı aşmamış olsaydık, bugün muhtemelen hepsi kendi odlarından da dışarıya çıkamamışlardı. Yeniden mutlak otorite bir AKP iktidarının esiri olmuş durumdalardı.

“Biz Türkiye'nin önünü açtık. Ümidin adı olduk. Derin bir oh çekme fırsatı verdik. AKP'liler de dahil kendi politikalarından o kadar huzursuzlardı ki mutlak iktidara dönük hırstan en fazla rahatsız olanlar AKP'nin içindeki, belli bir masumiyeti temsil eden insanlardı.

“Barış konusunda topyekûn bir ulusal koalisyon gerçekleştirmeliyiz. Bu kurulacak olan hükümet koalisyonundan daha hayati olacaktır. Böyle yapılması halinde çok kısa bir sürede savaş olgusunun bu ülkenin gündeminden çıkarabileceğimiz gerçeğini hatırlatmayı tarihi bir borç biliyoruz.

“Bu sorumluluğumuzun bir gereği olarak Adalet Bakanlığı'na müracaatımızı yaptık. Kamu Güvenliği Müsteşarlığı'nı bilgilendirdik. Sürecin bugüne kadar nasıl yürüdüyse aynı şekilde kimsenin hoyratlığına, iktidar tutkusuna kurban edilmeden bırakıldığı yerden büyük bir ciddiyet ile ele alınmasını istiyoruz.”

Akdoğan'ın “Çözüm sürecinin filmini çekerler” açıklaması

“Farkındaysanız sinemacı geçmişime atıfla bunu söyledi. Cevap bile vermedim. Pervin ve İdris arkadaşımız gerekli cevabı verdiler. Ama burada bir sanat alanından gelen bir insan olarak şuna dikkat çekmek istiyoruz. Birazcık şuur, akıl olsa, birazcık nezaket olsa, bu sanatı küçümseme ucuzluğundan kendilerini uzak tutarlar. Sık düşülen yanlışlardan biridir.

“‘Burada bir tiyatro oynanıyor' denir mesela. Tiyatro çok ciddi bir iştir. Ulu önder Atatürk'ün de dediği gibi herşey olabilirsiniz, hatta devlet sanatçısı da olabilirsiniz, devlet adamı bile olabilirsiniz, ama sanatçı olamazsınız.

“Mesela bu ülkede Yalçın Akdoğan olmanın önünde hiçbir engel yoktur ama bir sinemacı olmak için birçok şey gereklidir. Bir tiyatro sanatçısı olmak için çok şey gereklidir. Onu daha fazla utandırmamak için ben cevap vermemeyi seçtim, kimse sanatı ucuz bir şey gibi, kolay bir şey gibi, basit bir şey gibi göremez Yalçın Akdoğan gibi bu ülke binlerce siyasetçi gördü, hepsinin yerinde yeller esiyor ama sanata dair bir küçücük faaliyeti olan insanlar kendi üretimleri ile ölümsüzleşmiş durumda.

Erken seçim tartışmaları

“Farkında değil misiniz bu ülkede çok şey değişti. AKP'liler böyle düşünüyorsa o 6 Haziran kafası artık geçersizdir. Biraz böyle düşünmeye devam edebilirler, bu kendilerini halen iktidar sanmanın verdiği sahte kibir. Varsın biraz daha bununla oyalansınlar. Bizim üzüldüğümüz, ülke zaman kaybediyor. Neyi seçime götürüyorlar, hangi muktedirlikle götürüyorlar, bu iradeni beğenmedin sen yeniden bir iradede bulun demek, halka saygısızlık değil midir?

“Önce AKP bu ülkeyi yeniden seçime götürmeye muktedir değil. Cumhurbaşkanının bu yetkileri kullanabileceğini düşünmek için kullanır mı kullanmaz mı diye bakmak için o kadar kutsadığı külliyeden çıkıp dışişleri lojmanında bir muhalefet milletvekili ile görüşmek zorunda kalmasına bakın.

“Bunlar 6 Haziran kafası, bu ülke artık o kafayı aştı. Onun için diğer sorular spekülatif olur. Kimin hangi güçle bu ülkeyi yeniden ‘ben bu halkın iradesini beğenmedim, gelin yeni bir seçime gidelim..' Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali bir daha sırtı çimeni görür gökyüzündeki yıldızları sayar.”/İMC

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.