46. Hafta’da Rıdvan Karakoç’un Failleri Soruldu

İHD, cumartesi anneleri ve kayıp yakınları her hafta düzenledikleri ‘failler’ yargılansın eyleminde bu hafta Rıdvan Karakoç’un akıbetini sordu.

YÜKSEKOVAGÜNDEM - HABER MERKEZİ

Hakkari Yüksekova ilçesinde sanat sokağında bir araya gelen kayıp yakınları 46’inci haftasında Rıdvan Karakoç’un hikayesini Hakkari İHD denetim kurulu Başkanı Tayyüp Canan anlattı.

Zorla kaybetme devlet gücünün en hesap vermez ve en vahşi uygulamasıdır diyen Tayyüp Canan,” Devlet gözaltına aldığı kişiye ne olduğunu gizler ve varlığını reddeder. Suçu görünmez kılmayı hedefleyen bu inkâr aynı zamanda suçun cezasız kalmasını da amaçlar. Kayıpların akıbetinin açıklanması, faillerinin yargılanması sistem tarafından engellenir.

Bu nedenle gözaltında kaybetme dahil, ağır insan hakları ihlallerine neden olan suçlarda, etkin soruşturma yürütülmeyerek, zaman aşımı devreye sokularak süreç cezasızlık ile sonlandırılmaktadır” dedi.


Canan, Ciddi bir araştırma, etkin bir soruşturma yapmayan savcılar, soruşturmaları “zamanaşımına uğramıştır” diyerek evrensel hukuka aykırı bir şekilde kapatmak istediklerini belirten Canan,” Devlet bize "zamanınız doldu, kaybettiklerimi unutun" diyor. Kayıpları unutmayacağız, adalet ve hakikat talebimizden vazgeçmeyeceğiz” dedi.

KARAKOÇ'UN EVİ ABLUKAYA ALINMIŞTI

Bugün Rıdvan Karakoç dosyasındaki 20 yıldır süren hukuksuzluğa dikkat çekmek için buluştuklarını söyleyen Canan, Kürt siyasi partilerinde çalışmalar yürüten, Mezopotamya Kültür Merkezi'nin kuruluş çalışmalarında yer alan 34 yaşındaki Rıdvan Karakoç bu faaliyetleri nedeniyle polisin hedefindeydi. Hakkında arama kararı olduğu için polis tarafından ablukaya alınan evine gidemiyordu. Polisler Karakoç ailesinin evini ablukaya aldı. Defalarca eve baskın düzenledi. Her seferinde aileyi ağır küfür ve hakaretler eşliğinde “Rıdvan’ı bize getirin, eğer getirmezseniz gördüğümüz yerde öldürürüz” diye tehdit etti. Ailesi ile düzenli bir biçimde haberleşen Rıdvan İHD avukatlarından Eren Keskin'e de posta ile vekalet gönderdi. Rıdvan'ın ailesi ve avukat Keskin ile haberleşmesi 15 Şubat 1995 tarihine kadar sürdü. 15 Şubat'tan sonra Rıdvan'la bağlantı kesildi. Ev baskınları son buldu, evdeki polis ablukası kalktı şeklinde konuşan Canan şöyle devam etti, Karakoç Ailesi, tüm mercilere başvuru yaptı, ancak sonuç alamadı. Gözaltına alındığı inkar edilen Rıdvan için devletin tüm kurumları“Bizde yok ” cevabı verdi. 3 ay sonra Adli Tıp’ta oğulları Hasan'ı arayan Ocak ailesi tesadüfen Rıdvan'ın fotoğrafını gördü. Böylece Rıdvan Karakoç'un işkence ile öldürülmüş bedeninin, savcılık dahil, tüm resmi kurumlardan geçtiği, Adli Tıp Kurumu’nda bekletildikten sonra gizlice Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı'na defnedildiği gerçeği açığa çıktı.


Karakoç'u gözaltına alanlar, sorgulayanlar bilinmesine rağmen hukuk işletilmedi, tanıklar dinlenmedi, failler korundu.20 yılda soruşturma davaya dönüşmedi. Beykoz Savcılığı 'nın 1995/805 esas sayılı Soruşturma dosyasında rutin yazışmalar dışında hiçbir işlem yapılmadı. Şimdi de soruşturma zamanaşımı gerekçesi ile kapanma tehdidi altında. 13 Şubat 2015 tarihinde aile tekrar bir suç duyurusunda bulundu dedi.

SAVCILARA SESLENİYORUZ

Devleti yönetenleri uyarıyoruz Diyen Canan, İnsanlığa karşı suçların cezalandırılması devletler için uluslararası hukuktan kaynaklanan evrensel bir yükümlülüktür. Bu yükümlülüğünüzü yerine getirin şelinde konuşarak, “İnsanlık suçları için zamanaşımı uygulaması uluslararası hukukun ihlalidir. Uluslararası teamüllere uyarak, AİHM içtihatlarını referans alarak, zamanaşımının insanlığa karşı suçlara uygulanmayacağı kuralını uygulayın. Görevinizin gereğini yerine getirip etkin soruşturma yaparak cezasızlığa son verin, hakikati açığa çıkartın zamanaşımı failler için gizli aftır. Zamanaşımı uygulamasına son, adalet istiyoruz” dedi.


Yerel Haberleri

Yüksekova'da yoğun sis etkili oldu
Derecik sınır kapısı nüfus sayımı nedeniyle 2 gün kapalı olacak
Başkale'de otomobil şarampole yuvarlandı: 3 yaralı
Meteoroloji'den kuvvetli sağanak uyarısı
Hakkari-Van kara yolunda çevre temizliği