80 ülkede 13 bin üyesi bulunan Amerikan Siyaset Bilimi Birliği (APSA), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiği açık mektupta, Türkiyeli akademisyenlere gösterilen muameleden dolayı duydukları kaygılarını iletti.
Türkiye'den de akademisyen üyeleri bulunan, başkent Washington merkezli APSA, Güneydoğu'daki operasyonların son bulması ve barış çağrısı yapan Barış İçin Akademisyenler girişimine destek verdi. APSA, Erdoğan'a yazdığı mektubunda, Türkiye hükümetinin, bildiriye imza atan akademisyenlere yönelik gözaltı ve soruşturma türü adımlara son vermesi ve ülkede akademik özgürlüğünü sağlaması çağrısı yaptı.
APSA'nın son 3 başkanının da imza attığı mektupta, “Amerikan Siyaset Bilimi Birliği olarak Türk hükümetinin Güneydoğu'daki politikasını ele alan mektuba imza atan Türk akademisyenlere yönelik gözaltı ve cezai soruşturma dahil atılan adımlara yönelik telaşımızı ve derin endişemizi dile getirmek üzere bu mektubu yazıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Basında yer alan haberlerin Türkiye hükümetinin yanı sıra Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) ‘barış mektubu ve binden fazla akademisyenin' aleyhinde olduğunu gösterdiğini içeren APSA mektubunda şu ifadelere yer verildi:
“Haberlerden şunu da anlıyoruz ki; Türk yetkililer mektubu terörizme destek ile ilişkilendiriyorlar. 27 imzacı akademisyen cuma günü polisler tarafından gözaltına alındı ve bir gün tutuldu. Haberlere göre ayrıca imza atanlara yönelik Türk Ceza Kanunu'ndaki hükümlere göre, ‘Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve devletin kurum ve organlarını aşağılamak', ‘nefret ve düşmanlığa teşvik' ve ‘terör örgütü propagandası yapmak' suçlamalarıyla cezai soruşturma hala devam ediyor. YÖK'ün 12 Ocak'taki açıklamasından çok sayıda üniversitede imzacılara yönelik soruşturma başlatıldığını ve birkaç eğitimci cezalandırıcının eylemlere maruz kaldığını anlıyoruz.”
İfade özgürlüğü
Hükümetin, akademisyenlere yönelik adımlarının koruma altında olan ifade özgürlüğünü cezalandırma anlamına geleceğinin dile getirildiği mektupta, “Bu gibi açıklamalara yönelik işten çıkarma, gözaltına alma ve cezai soruşturma, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi dahil uluslararası standartlarca tanınan şiddet içermeyen akademik özgürlük ve ifade özgürlüğü eyleminde bulunan eğitimcilere misilleme yapıldığı izlenimi veriyor. Türkiye'nin tasdik ettiği ‘Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi' ve ‘İnsan Hakları ve Ana Hürriyetlerin Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi' Türkiye'nin kendi anayasasında da olduğu gibi hükümetin vatandaşların ifade özgürlüğünü muhafaza etmelerini gerektiriyor.
Türk hükümetini, imzacıların cezalandırmalarına yönelik tedbirleri sona erdirmek suretiyle ifade özgürlüğüne ve akademik özgürlüğünü koruma sorumluluğunu yerine getirmek üzere tüm adımları atmaya hürmetle teşvik ediyoruz. Ayrıca hükümeti, imzacıların fiziksel zarara neden olacak açık tehditler karşısında korunduğundan emin olmaya çağırıyoruz” denildi.
Mektup kimlere gönderildi?
Mektup, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass, ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Victoria Nuland, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad El Hüseyin ve Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç'a da gönderildi.imc