Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) Krefeld Şubesi'nin açılışı sonrasında konuştu.
Arınç, AK Parti'nin girdiği tüm seçimlerden zaferle çıktığını belirterek “Şimdi bu hükümetin önüne geçmek için zorlamak yıpratmak için çeşitli komplolar var. Bu partiler karşımıza bazen ittifak ederek bazen başka formüllerle karşımıza çıkarak milletvekili sayımızı düşürmek istiyorlar” dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç'ın konuşmasından satır başları şöyle:
“Şimdi bu hükümetin önüne geçmek için zorlamak yıpratmak için çeşitli komplolar var. Bunları hepiniz biliyorsunuz. Bu partiler karşımıza bazen ittifak ederek bazen başka formüllerle karşımıza çıkarak milletvekili sayımızı düşürmek istiyorlar.
“Tek istedikleri şudur. evet bunlar tekrar iktidar olacak ama güçleri biraz örselensin, çözüm süreci başarıya ulaşmasın, Türkiye karışsın ekonomisi bozulsun. Türkiye'de her kafadan ses çıkmaya tekrar başlasın. Peki sizin iktidar olmak niyetiniz var mı. Hayır. Biz de nerede o.
“Millet zaten bizi seçmez bir bizde de o aklı yok ki iktidar olalım gelirsek ne yapacağız Allah muhafaza. Peki sen gelemeyeceksen niye bu hükümetin güçsüz olmasını istiyorsun? Bunlar gitsin de ülke ne hale gelirse geldin umurumda değil diyor.
“Söylemek istedikleri bu. Ana muhalefet partisi lideri hedefimiz yüzde 35 diyor. En büyük hedefi buymuş bir de başbakan olabilmek. İktidar olursan başbakan olacaksın.
“Eskiden darbeler, ara dönemler parti kapatmalar vardı. Ben bekliyorum diye hazırda beklerlerdi. Darbeler dönemi gitti. Parti kapatma dönemi bitti. Siyaset mühendisliğinin miadı doldu. Milletten emaneti alırsan iktidar oluyorsun arkadaş alamazsan oturduğun yerde oturuyorsun. Yüzde 35 ile kimseye iktidar verilmez.
“Nasıl olur ki ana muhalefet lideri hedefini bu kadar açıklayabilir. Bizim başladığımız noktayı adam en büyük hedef olarak görüyor. Biz gittik onlar yerinde kaldı. Biz yüzde 50'ye geldik kardeşim. Bak şimdi bununda üstüne çıkacağız inşallah ben milletime güveniyorum. Burada yapacağımız seçimlere büyük bir katılım.
“Seçimlere katılım ne kadar yüksek olursa Türkiye'deki tuzaklar bozulur. Kim alırsa alsın birinci derecede önemli olan o değil. Birinci derecede önemli olan herkes sandığa gitmeli. Sandığa giden kimse oyunu kime vereceğini bilir. “/İMC