CHP li tutuklu milletvekili Mustafa Balbaya verilen tahliye kararının ardından, Savcının tahliye talebinde bulunduğu KUC davası tutuklusu milletvekilleri BDP li İbrahim Ayhan ve Gülser Yıldırım ile ilgili Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinden çıkan red kararı tepkiye neden oldu. BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, kararın utanç verici" olduğunu belirtirken, Konjonktüre ve çözüm sürecine yakışmadı dedi.
Kararı muhabirimiz Rifat Başaran'a yorumlayan Buldan, CHPli Balbayın tahliyesinin ardından BDPli milletvekilleri için de tahliye beklediklerini ifade ederek, Arkadaşlarımız hakkında kesinleşmiş bir karar da yoktu. Bu karar Türkiye de utanç kararı olarak anılacak. Konjonktür ve çözüm süreci açısından da bu karar yerinde olmadı. Kararı utanç verici olarak değerlendiriyoruz dedi.
BDP Hakkari milletvekili Adil Zozani ise tutuklu BDP'li vekillerin tahliye talebinin reddedilmesiyle ilgili olarak, "Bu karar, Türkiye'de Kürtlerin demokratik siyasete yönelik umudunun kesilmesine neden olacaktır. Türkiye'de kaotik bir oluşmasını isteyen bir tutumdur."
'DÜŞMAN HUKUKU UYGULAMASI'
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise Hürriyetten Zeynep Gürcanlıya yaptığı açıklamada, "İstanbul'da ayrı, Diyarbakır'da ayrı hukuk olmaz. Kişiye özel hukuk olmaz" dedi.
Tutuklu vekillerin zaten "terör örgütüne üyelik" suçuyla yargılandıklarını, bu suçun cezasının 5 ila 10 yıl arasında olduğunu, tutuklu geçirdikleri sürenin, alabilecekleri cezayı da karşılayacak kadar uzun olduğunu vurgulayan Kaplan, şöyle konuştu:
"Diyarbakır Özel Yetkili Mahkemesi'nin aldığı karar bir hukuk skandalıdır. Halk, bu karar öfkelidir, tepkilidir. Bu karar kamu vicdanını yaralamıştır. Özel Yetkili Mahkeme, bu kararla 'biz Anayasa Mahkemesi'nin de üstündeyiz' demiştir"
Vekillerin avukatlarının, ilgili karara üst mahkemede itiraz edeceklerini de vurgulayan Kaplan, "Ancak şunu söylemek gerekir; Özel Yetkili Mahkeme'nin bu kararı bir düşman hukuku uygulamasıdır. Bir sömürge hukuku uygulamasıdır" dedi.
Diyarbakır Özel Yetkili Mahkemesi'nin bu kararı ile, AİHM'in ilgili kararlarını da BM Medeni ve Sosyal Haklar Sözleşmesi'ni de, Anayasa Mahkemesi'ni de, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nu da hiçe saydığını vurgulayan Kaplan, şöyle dedi: "Diyarbakır Özel Yetkili Mahkemesi, bu kararı almak için kimden emir almıştır? Çıksın açıklasın..."
'ÇÖZÜM SÜRECİNİ TIKAMA POTANSİYELİ VAR'
Kararın açıklanmasından bir süre sonra TBMMde basın toplantısı düzenleyen BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan ise Tahliye taleplerinin reddine ilişkin karar siyasi bir karardır, demokratik hakkını ve halk iradesini hiçe sayan bir karardır" dedi.
Ankara'da Radikal muhabiri Tarık Işık'ın izlediği toplantıda Pervin Buldan şunları söyledi:
"Anayasa Mahkemesi'nin Sayın Balbayla ilgili olarak vermiş olduğu karar hiçbir tartışma götürmeksizin bağlayıcı bir nitelik taşımaktadır. Bu karar tüm seçilmişlerin serbest bırakılmasını emretmektedir. İdare ve yargı organları bu karara koşulsuz uymak zorundadır. Tutuklu milletvekillerimiz Hatip Dicle, İbrahim Ayhan, Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız, Kemal Aktaş, Gülser Yıldırım hakkında herhangi bir hüküm verilmiş değildir. Vekillerimizin yargılamaları yerel mahkemelerde devam etmektedir. Kendilerine isnat edilen fiil ise, siyaset yapmaktır. Bu da düşünce örgütlenme ve siyaset özgürlüğünü kapsamındadır.
Bu karar hukuki, değil siyasi bir karardır. Yargı tarafından tutuklu vekillerimiz ve siyasetçilerimize karşı açıkça hasmane bir tutum izlenmektedir. Bu karar bir hukuk skandaldır, bir çifte standarttır. Çözüm sürecine hizmet etmeyecek ve hatta süreci tıkama potansiyeli taşıyan yargının bu siyasi kararı karşısında hükümeti göreve ve samimiyete çağırıyoruz. Halk iradesini ayaklar alana alan bu kararın siyasi ortağı hükümettir. Hükümet 'yargının işidir' diyerek kendisini soyutlayamaz." Radikal