NEJMAN ERTUŞ - YÜKSEKOVAGÜNDEM
Hakkârinin Yüksekova ilçesinde yapılan Cumartesi Anneleri eyleminde 1994lı yıllarda gözaltında katledilen Casım Çelik failleri soruldu.İlçenin sanat sokağında bir araya gelen kayıp yakınları eylemine Yüksekova DBP ilçe Eş Başkanı Evliya Alkan, Şemdinli Belediye Eş Başkanı Seferi Yılmaz, İHD Temsilcileri, kayıp yakınları,Sivil Toplum Örgütleri temsilcileri ile çok sayıda yurttaş destek verdi.
1994 yılında Şemdinli Ortaklar Köyü Ormancık mezresında gözaltına alınıp katledilen Casım Çeklik'in yaşadıklarını kaleme alan Oğlu Azad Çelik,''Babam iyi yürekli, ailesine bağlı, ticaretle uğraşan ve çevresinde güvenilir aynı zamanda uzlaşmacı bir kişiliğe sahipti.Olay günü annem kardeşim Kaderi doğurmak için Şemdinli Devlet hastanesine yatırılmıştı. Babamda anneme refakat ediyordu. O gün kız kardeşim Kader dünyaya geldi. Kaderin doğmasıyla biz en büyüğümüz on yaşında on iki kardeş olmuştuk. Babamın kara Kaderini unutmak için sonradan kız kardeşimin adını Kader koymuştu annem" şeklinde konuştu.
OLAYI GÖRDÜĞÜ İÇİN KATLEDİLDİ
Çelik, "24 TEMMUZ 1994 Tarihinde Şemdinli bağlı Ortaklar köyünün Ormancık mezrasında jandarma operasyonu yapıldı. Mezrada yaşayan tüm erkeklerin köy meydanında toplanması için jandarma tarafından emredildi. Köy meydanında Toplanan erkekler çırılçıplak soyularak dövüldü. O dönem hamile olan Emine Çelik ile Zübeyde Uysal jandarmanın yaptıklarına karşı çıktıkları için dövüldü. Her ikisi de olayın ardından düşük yaptı. Meydanda toplanmayı reddeden Kerem İnan, orada herkesin gözü önünde vücuduna 18 kurşun sıkılarak öldürüldü.Kardeşim Kader Doğduktan birkaç saat sonra köyden babama haber geldi köyde olay var köye hemen dönmen lazım denildi.Babam ve beş arkadaşı köyde ne olup bittiğini öğrenmek için beraber köye gitmek üzere yola çıkar. Köyümüze 10. km kala XEPUŞT Yaylasına varınca orda bir askeri birlikle karşılaşır. Babam ve yanındaki beş arkadaşı (Hurşit Taşkın, Sıdık Şengül, Hayrullah Öztürk, Salih Şengül ve Mirhaç Çelik'i) arabadan inerek jandarmanın yanına gider. Orada hemen gözaltına alınırlar. Yarbay Ali Çamurcu ve Astsubay Fatih Akça, babam ve beraberindeki beş akrabamızla ile birlikte köyden gözaltına aldıkları akrabalarımız olan ( Yusuf Çelik, Naci Şengül, Reşit Sevli, Cabbar Sevli, Abdülaziz İnan'ı) orada bir daha işkence yaptıktan sonra ateşli silahlarla tarayarak katlederler. Yaylada çobanlık yapan Aşur Seçkin ise olayı gördüğü için askerler tarafında gözaltına alınır. Tek suçu çoban olmak ve olayı gördüğü için oda babam ve arkadaşları gibi orada işkence edildikten sonra katledildi" dedi.
KAYIPLARIMIZIN BİR MEZARI BİLE YOK
Bu olay üzerine daha sonra köyümüz yakıldı ve bizim Türkiyeyi terk etmemiz istendi. Zorla köyümüz boşaltıldı Bizler Iraka göç ettik. Üç yıl Irakta Atruş kampıda kaldık. Kampın 1997de kapanmasının ardından Süleymaniyeye taşındık. Daha sonra 1997nin sonbaharında da
Şemdinliye geri döndük şeklinde konuşan Çelik," Bizim acımız 21. yıldır devam ediyor. Hala kayıplarımız hakkında bilgiye sahip değiliz. Aramızdan alınıp kaybedildiler ve gidebileceğimiz bir mezarları bile yok. Eğer babam ve arkadaşları Derecik İç Güvenlik Taburu bahçesine gömülmüşse ey yetkililer siz neden kazı çalışmasına devam ettirmediniz" şeklinde konuştu.
Kayıp yakınları ve yurttaşlar 5 dakikalık oturma eyleminin ardından 3'uncu haftada buluşmak üzere alandan ayrıldı.