Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhuriyet savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın cenaze törenine, aralarında Cumhuriyet'in de bulunduğu bazı gazetelerin ve televizyon kanallarının alınmaması, bu basın organlarının cenaze töreninden haber vermesinin engellenmesi yönünde bizzat emir ve talimat verdiğinizi kamuoyuna açıklamıştı. Cumhuriyet Gazetesi, Başbakan'ın bu sözlerini “İtiraf” kabul ederek, Başbakan Davutoğlu hakkında dava açacağını duyurdu.
Cumhuriyet açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Basının temel görevi ve varlık nedeni, halkı olan bitenden haberdar etmek, halk adına denetlemektir. Bu nedenle, anayasadan ve yasadan kaynaklanan haber verme hakkımızı kanunsuz olarak çiğneyen zat-ı alinize, yargı önünde hesap sormak için dava açıyoruz. Anlaşılan, etrafındakiler Başbakan'a bağlı olduğu kuralları anımsatmamış. O halde biz anımsatalım:
İşte anayasal dayanağımız: Basın özgürdür, sansür edilemez
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 11. maddesinde, anayasa hükümlerinin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağladığı yazılıdır.
Bu anayasanın:
* 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik bir hukuk devleti olduğu,
* 6. maddesinde, hiç kimse ya da organın kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamayacağı,
* 10. maddesinde, herkesin kanun önünde eşit olduğu, devlet organları ve idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda oldukları,
* 22. maddesinde, herkesin haberleşme özgürlüğüne sahip olduğu ve bu özgürlüğün ancak belli şartların varlığı halinde bir hâkim kararıyla sınırlandırılabileceği,
* 28. maddesinde, basının özgür olduğu ve sansür edilemeyeceği, devletin basın ve haber alma özgürlüğünü sağlayacak tedbirleri almakla yükümlü olduğu, olaylar hakkında yayın yasağı konamayacağı;
* Basın Kanunu'nun 3. maddesinde de basının özgür olduğu ve bu özgürlüğün bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerdiği yazılıdır.
Bu anayasa ve yasalar Başbakan'ı da bağlar.