HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ağrı'nın Diyadin ilçesinde konuştu. Ülkede silahların susup barış ve özgürlük gelene kadar barış yürüyüşlerine devam edeceklerini söyleyen Demirtaş, Türkiye'de provokasyonların tetiklendiği yerin ilk olarak Ağrı olduğunu söyledi. Demirtaş, “Seçimi provoke etmek için 11 Nisan'da burada Cezmi Budak arkadaşımız katledildi. HDP barajın altında kalsın diye provokasyon yaptılar ve hala devam ediyorlar. Biz tek bir insan ölmesin diye bu yola çıktık. Her zaman barış istedik. Barış isteyenleri linç etmeye çalıştılar. Barış istemek yürek işidir. Cenazeler Türkiye'nin her bir yanına giderken barış istemek cesaret işidir” dedi.
Demirtaş, AKP'ye seslenerek, “Siz de bizim kadar barışı savunsaydınız bu kadar ölüm olmazdı. Sadece yeniden iktidar olmak için, 400 vekil için ülkeyi kana bulamak istediniz. Siz baskı yaptınız kim korktu sizden? Allahtan başka korkusu olmayan bu insanlar kimseden korkmaz. İktidar gelip geçicidir. Bu halkı korkutarak bir şey yapamazsınız. Biz her gün silahlar sussun diye çağrı yapıyoruz. Ama Ankara her gün savaşta ısrar ediyor. Kürt halkı bu toprakların bir gerçeğidir. Kürtlerin geçmişini unutarak Kürtler ile kardeşlik yapamazsınız. Madem vatanı ortak vatan ettik. O halde eşit yaşamın kime ne zararı var” ifadelerini kullandı.
Demirtaş, “Saygın bir devlet istiyorsanız onun yolu Kürtleri öldürmek değildir. Onların iş yerlerini ve partilerin genel merkezini yakmak değildir. Kürt çocuklarını öldürerek, belediye başkanlarını tutuklayarak, milletvekillerini tartaklayarak nasıl barış sağlayacaksınız? Kendinize güveniyorsanız gelin o devirdiğiniz masayı el birliği ile kaldıralım. Biz asla silahtan medet ummadık. Hiçbir genç kardeşim silaha başvurmasın. Biz gençler ölmesin diye seçildik. Biz sorunun üstesinde gelebiliriz. Devlet zalimlik yapıyor. Fırında çalışan iki çocuğu infaz ediyor. Bir hukuk devleti olsa bu iki çocuk infazı edenler ile işlem yapmaz mı? Ama infazı gerçekleştiren tek bir polis hakkında bugüne kadar her hangi bir işlem yapılmadı” dedi.
Demirtaş, Varto'daki konuşmasında ise “Ankara da, Kandil de silahları susturmalı ve siyaset konuşmalı” demişti.