Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Bitlis mitinginde konuştu.
Demirtaş'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
‘Türkiye'nin bütün renkleri Meclis'te olmalı'
“Büyüklük Yaradan'a mahsustur. Bizler ancak halkın hizmetçisiyiz. Değerli kardeşlerim, arkadaşlarım. Bitlis'in bu coşkusu yiğitlerinin gençlerinin bu mücadelesi inşaallah 7 Haziran seçim zaferinin de müjdesidir.
“Elbette bir kez daha, daha güçlü bir şekilde Meclis'e gideceğiz. Olmamız gerekiyor. Türkiye'nin bütün renklerinin Meclis'te olması gerekiyor. Sadece HDP değil, küçük büyük demeden bütün partilerin Meclis'te olması gerekiyor. Biz özgürlüğe, adalete inanmış bir parti olarak sadece HDP'yi değil herkesi parlamentoya taşımaya çalışıyoruz. Bunlar, ne yapıyorlar sizler bizden daha dikkatlice izliyorsunuzdur.
‘Mahçup etmeyecek bir zafer çıkarmak'
“Siz Meclis'e daha güçlü bir şekilde gitmeye hazırsınız. Bizim yapmamız gereken sizleri mahçup etmeyecek bir zafer çıkarmak. Bu sözü buradan sizlere veriyoruz değerli kardeşlerim. Bu akşam aynı zamanda mübarek Ramazan'ın müjdecisi Berat Kandili. Sizlerin duası, sizlerin inanarak ellerini yaradana açarak ettiği dualar kabul olacak. Hem barışa, hem kardeşliğe hem de özgürlüğe vesile olsun istiyoruz. Allah dualarınızı kabul etsin inşaallah.
“Bir de bugün sağlık çalışanları grevdeler onların da yanındayız. Çünkü 2 gün önce Samsun'da bir doktor vahşice katledildi. Biz de sağlık çalışanlarının yanındayız, selamlar olsun onlara da.
“Değerli kardeşlerim dikkatlice, heyecanla, sabırsızlıkla seçime hazırlanıyoruz. Asıl akıllı olan sizsiniz, biz sizin aklınıza güveniyoruz. Sizler ortak akılla, vicdanla karar verdiniz. Türkiye'de barış ve kardeşlik istiyoruz dediniz. Siz bu kararı verdiniz biz onun gereğini yapıyoruz.
‘Bizler Meclis'e hep birlikte gideceğiz'
“Bizler kimiz? Bizler Türküz, Kürtüz, Çerkeziz. Ama bizler insanız, o yüzden bizler Meclis'e hep birlikte gideceğiz. Biz insani değerleri Meclis'e taşıyacağız. Öylesine eşitlikçi bir yönetim var edeceğiz ki, başörtüye, sakala dil uzatmayacak. Herkesin yaşamı herkesin inancı kendine diyeceğiz. Bunu da HDP icat etmedi. Bu nereden geliyor biliyor musunuz? İslam'ın ilk anayasası Medine Sözleşmesi'nden geliyor. Medine Sözleşmesi'ni Bitlis'in alimleri daha iyi bilir. Ben gariban bir Müslümanım. Fakat Peygamber Efendimiz kendi elleriyle yazmıştır bu sözleşmeyi.
“Kendine İslam partisiyiz diyenler kendi mitinglerinde bizleri yuhalatıyorlar. Bize dinsiz deyip hakaret ediyorlar. Her gün meydanlarda inançlarımızı yuhalatarak oy toplamaya çalışıyorlar. Ben zaten defalarca bunların kimin yolundan gittiğini anlatmaya çalıştım.
‘Yezid'in yolundan gidiyorlar'
“Bunlar Hz. Muhammed'in yolundan değil, Yezid'in yolundan gidiyorlar. İsrafın yolundan gidiyorlar. Bitlis kararını verirken vicdanına danışarak karar vermeli. Bana diyorlar ya batıda başka doğuda başka konuşuyorlar. Bak burada sevdaların şehrinde tekrarlıyorum; Bizim nazarımızda, bir müslüman ile bir Hıristiyanın asla farkı yoktur. O da insandır, o da insandır. Biz hepsinin hakkını savunacağız. Hepsine sahip çıkmak bizim insanlık borcumuz, görevimizdir.
‘Komedi dans ikilisi'
“Meydanlarda gece gündüz ağlaya ağlaya dolaşıyor ikisi. Komedi dans ikilisi ağlaya ağlaya dolaşıyorlar. İnanan, imanı olan vicdanlıdır. İnanların vicdanını sömürmeye çalışıyor. İnananların temiz yüreğini sömürmeye çalışıyor. Eline Kuran-ı Kerim'i alıp ‘size Kürtçe Kuran getirim, müjdeler olsun derken ne kadar samimi olduklarını sizler biliyorsunuz.
“Bir Kürt seydası bana birşey söyledi, ismini vermeyeyim. İlle miting meydanında söyleyeceksin dedi. De ki; Sen Kürtçe Kuran-ı Kerim meali getirmişsin ama okullarda Kürtçe öğrenmeyi yasaklamışsın. Peki Kürdün dili yasakken Kürtçe meali nasıl okuyacak hele ona da bir cevap versin. Kendi kazdıkları kuyuya düştüler.
‘Sarayın danışmanı oldu'
“Hatırlar mısınız bilmem, bunun yanında bir AB Bakanı vardı, Kuran'ın ayetleriyle dalga geçmiş Bakara, makara demişti hatırlar mısınız. Bizlerden birisi söylemiş olsa bizi dar ağacına çekeceklerdi. Ne yaptılar bu bakanı, sarayın danışmanı oldu. Öyle cumhurbaşkanına öyle danışman, öyle başa öyle tarak. Hırsızı rüşvetçiyi yanına alacak ki ekip tamamlansın.
Erdoğan ve Davutoğlu'na çağrı
“Benim saz çalmamla, türkü söylememle alay ediyor kendince. Defalarca çağrı yaptım. Ben çaldığımı söylüyorum sen çaldığını söyleyebiliyor musun, söyleyemiyor musun? Ben çaldığımı söylemekten utanmıyorum sende çaldığını söylemekten utanmıyorsan sen de söyle. Bunların yüreği yetmez.
“Ona ve küçüğüne çağrı yaptım. Televizyonda canlı yayında tartışalım. Hodri meydan. Ey Davutoğlu kendine güveniyorsun, bilgine, ilmine güveniyorsan ister ikimiz çıkalım ister yüz tane danışman al canlı yayında açık açık tartışalım. Eğer yalancı değilsen ve söylediklerin doğruysa yüzüme bakarak söyle bakalım. İnsan bundan çekinir mi? Çekiniyorlar, gelmiyorlar. canlı yayına bizimle çıkmaya korkuyorlar. Göreceksiniz başaracağız. Dağlardan kurşun sesi değil, kuş sesi gelinceye kadar uğraşacağız. İlk işimiz barış olacak.
‘Gel Gazze'ye gidelim'
“Cumhurbaşkanı'na sesleniyorum. Gece gündüz bize hakaret ediyorsun. Yine de açık çağrı yapıyorum. Gel heyet oluşturarak birlikte Mısır'a gidelim. Mursi'nin idamını durdurana kadar çıkmayalım. Biz hazırız. Gel birlikte Gazze'ye gidelim. Biz hazırız. Sen samimiysen beraber yollara düşelim. Rabia diyerek insanları kandıracağına Mısır'da da, Filistin'de de direnişin öncüsü olalım./İMC