Konuşmasının başında hafta sonu Türkiye Barolar Başkanı Metin Feyzioğlu ileBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında yaşanan gerginliğe değindi. Feyzioğlu'nun her satırı siyasi içeriklerle dolu açıklamasını eleştiren MHP lideri Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ı da eleştirdi. Danıştay'daki gerginliği danışıklı dövüş olarak nitelerken, Başbakan Erdoğan'ın orada Feyzioğlu'nun açıklamalarını ciddiye almaması gerektiğinin de altını çizdi. Bahçeli, Başbakan'ın etrafına sataşması kendisine zarar verecektir, dedi.
Bahçeli konuyla ilgili olarak "Barolar Başkanı çalmış, Başbakan oynamıştır" açıklamasında bulundu. Başbakan'ın devleti 'hababam sınıfı'na çevirdiğine dikkat çeken Bahçeli,Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de Başbakan Erdoğan'ın oyununa geldiğini ifade etti.
İşte Bahçeli'nin konuşmasından satır başları:
"BARO BAŞKANI ÇALMIŞ BAŞBAKAN OYNAMIŞTIR"
-Barolar Birliği Başkanı, kendisine verilen demokratik imkanı istismar etmiştir. Sabırları zorlamıştır. Kutlama günleri siyasete ayar verilecek yerler değildir.
-Zorda kalan başbakan sessiz kalamamış Barolar Birliği Başkanı'nın gollük pasının iyi değerlendirmiştir. Sıra Cumhurbaşkanlığına gelince Erdoğan birden bire parlamış ve oturduğu yerden müdahale etmiştir. Neredeyse Barolar Birliği Başkanının üzerine yürümeye teşebbüs etmiştir. AYM'de zedelenen itibarını tekrar kazanmak için kavga moduna geçmiştir. Barolar Birliği Başkanı'nın kendini beğenmiş tarzı ve provokatif açıklamaları Başbakan'ı tahrik etmiştir. Kısaca söylemek gerekirse "Baro Başkanı çalmış Başbakan oynamıştır." Danıştay'da herkes rolünün icabını yapmıştır.
BAHÇELİ: KOF VE BAYAT BİR OYUN
-Önceden ayarlanmış önceden çalışılmış ve ana hatları çizilmiş kof ve bayat bir oyunun sahnelenmesinden başka bir şey değildir. Ne var ki bu devletin saygınlığına gölge düşürmüştür. Biz başbakanın ne kadar tahammülsüz olduğunu gayet iyi biliyoruz. Başkalarına edep uyarısı yaparken kendisinin de edepten ne kadar uzak olduğunu biliyoruz. Danıştay'daki mizansen ister kurgu olsun ister anlık gelişen bir olay olsun kesinlikle skandaldır kesinlikle sokak jargonuyla söz kesenlerin ayıbıdır. Normal şartlarda Başbakan'ın konuşmayı sessizce dinlemesi gerekirdi. Ağırına giden her hangi bir taraf varsa ya kürsüden indikten sonra kendisine söylemeli yahut yalaka medya vasıtasıyla iletmeliydi.
"BAŞBAKAN İSTİRAHATE ÇEKİLMELİDİR"
-Ne varki Başbakan yüzü kırmızı kesilerek günü lehine çevirmeye yeltenmiştir. Başbakan artık doğrudan müdahale edecek bir psikolojiye sahipse tavsiyemiz sinirlerini kontrol ettirmeli ve istirahate çekilmelidir. Alo Fatih Alo Mustafa Alo Nermin hatlarıyla bunu zaten bir nebze yapıyor. Etrafına sataşmayı alışkanlık haline getirmesi kendisine zarar verecektir. Kime ve neye hizmet ettiği muamma olan Baro başkanına bu kadar tepki verilmesi danışıklı döğüş olduğu belli olan kavganın foyasını ortaya çıkarmıştır.
BAHÇELİ'DEN ABDULLAH GÜL'E ELEŞTİRİ
-Cumhurbaşkanının bulunduğu bir salonda protokol kuralları uygulanır. Ev sahibi kim olursa olsun Cumhubaşkanı orada hazırsa herkes buna uygun hareket etmekle mükelleftir. Cumhurbaşkanı bulunduğu salonu terk etmeden devlet ve siyaset adamlarının kalkıp gitmeleri terbiye eksikliğidir. Başbakan'ın ayağa kalkarak sayın Gül'ü dışarıya davet etmesi büyük nezaketsizliktir. Gül'ün bu duruma düşmesi de talihsizliktir.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'A "HABABAM SINIFI" GÖNDERMESİ
-Başbakanın patron benim mesajı çok açıktır. Sayın Gül ve Genelkurmay Başkanı'nın Başbakanın ardından çıkması kendileri adına utanç vericidir. Başbakan'ın devleti hababam sınıfına çevirmeye ne hakkı vardır. Başbakan sayın Gül'ü neden böylesi bir maskaralığa ortak etmiştir. Sayın Cumhrubaşkanının bu ortamda ne işi vardır. Cumhurbaşkanlığı her maskaralığa göz yumacak bir görev midir? Onun bunun arkasından sürüklenecek kadar etksizi bir makam mıdır? Erdoğan Ali Kıran Başkesen onu takip etse de seve seve iradeleri tutsak edilmiş zavallı bir güruh mudur?
"Cumhurbaşkanlığı kimsenin tapulu malı değildir"
-Başbakan artık çırpınma yalvarsan da yakarsan da kızsan da yüz kere "one minute" parodisi yazsan da senden bir yol olmaz cumhurbaşkanlığı görevi sana düşmez. Cumhurbaşkanlığı seçimleri her zaman tartışmalı geçmiştir. Özellikle 1980 öncesi marjinal örnekler yaşandı. 23 Mart 1980'den 11 Eylül 1980'e kadar geçen 5 ay 17 günlük sürede 114 tura rağmen Cumhurbaşkanı seçilememiş sonunda meclisin meşruiyeti sorgulanır hale gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı kimsenin tapulu malı değildir. Emanet ve emirde de olamaz. Bu yüksek makam milletimizin tertemiz sinesinin en canlı timsali ve en hayati temsil mevkiidir. Türk milletinin asırlar süren varlık mücadelesinin süzülmüş ve belirli kurallara dökülmüş halidir. Çankaya Aziz Atatürk'ün millet iradesiyle açtığı zafer sayfalarının sonuç kısmıdır.
"ANASININ DİLİ NE OLURSA OLSUN..."
-Bu kutlu mevki bütün Türk vatandaşlarının aynası ve çatısıdır. Çankaya'da ayrımcılık siyasi tarafgirlik etnik ve mezhep yandaşlığı olamaz. Türkiye'nin tüm güzellikleri değerleri tüm algılarımız Cumhurbaşkanlığı şahsında toplanmalı ve kaynaşmalıdır. Kökeni yöresi anasının dili ne olursa olsun Türk milletine mensubiyetten onur duyan iftihar eden aynı vatanda nefes almakta gururlanan herkesin sözcüsü Cumhurbaşkanı olmalıdır.
-Cumhurbaşkanı azaltan değil çoğaltandır bölen değil birleştirendir. Ayıran değil kucaklayandır. Bir kesimin bir kitlenin değil ezcümle Türk milletinin tamamının hak ve hukukuyla anlam bulandır. Hakkari'de yaşayan Kürt kökenli kardeşlerimizle İstanbul Bayrampaşa'daki Boşnak vatandaşlarımızın ortak paydası Cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı Lice'deki Mehmetin hayalleriyle İzmir Karşıyaka'daki Ahmet'in hedeflerini buluşturan bir makamdır. Manevi el manevi güvencedir.
-Türk milletinin en saf en temiz en doğal halisane hasletlerinin billurlaşması gereken şahıstır. Gazi Mustafa Kemal'in 2. kez Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanlığı Türk milletinin faziletini gösterir sözleri de buna atıftır.
-Cumhurbaşkanı milli iradenin ortak çatısı ortak yüzü ortak refleksi olsun dedik. Millete bu öneriyi getirdik. Milliyetçi olsun muhafazakar olsun laik olsun demokrat olsun diyerek ortak çatı adayının hangi kriterlere haiz olacağını söyledik. Herkesin benimseyeceği bir Cumhurbaşkanı modelinin tercümanı olduk. Ortak çatı ifadesiyle kavramsallaştırdık.
-Hamdolsun büyük ölçüde makul bulunmuştur. Milletimiz ortak çatı düşüncesinden fazlasıyla umutlanmıştır. Ortak çatı adayı toplumun her kesimine hitap edendir. Ortak Çatı adayı herkesi bağrına basandır.
"ERDOĞAN VE KALEMLERİ PANİKLEDİ"
-Teklifimiz AK Parti'ye oy veren kardeşlerimizedir. CHP'ye oy vermiş kardeşlerimizedir. DP'den Saadet Partisine, BBP'den diğer siyasi partilere oy ve gönül vermiş kardeşlerimizi kapsamaktadır. Biz tavanda değil tabanda mutabakat arıyoruz. Türk milletinin güçbirliğini umuyoruz. Ortak çatı adayı fikrimiz kamuoyunda konuşulmaya başlandığı andan itibaren Erdoğan ve ısmarlama kalemleri paniklediler. Çamur attılar alaya aldılar. Sulandırmaya çalıştılar.
-Siyasi anlam taşımıyor sığ ve siyasetsizliğin eseri dediler. Çatı aday girişimini yadırgadım dediler. 9 maddelik itiraz getirdiler. Üçgen pazarı diyerek manşet attılar. MHP ile CHP'yi yakınlaştırma sürecinde yeni merhale dediler. Teoride doğru pratikte zor dediler. Fantastik diyerek yaftaladılar. Geometrik hesap dediler Çankaya'nın çatısını çökertecek aday dediler.
"ÇİZDİĞİMİZ ÜÇGENİ ANLAMAYAN TAŞ KAFALILAR"
-Çizdiğimiz üçgeni anlamayan taş kafalar bizi pisagora benzetmiş cebirden geometriye geçtiğimizi iddia etmiştir. Fiziken Ankara'da aklen ve kalben Kandil'de gezen siyasi meftalar yanlışa düştüklerinin en bariz kanıtı olacaklardır. Erdoğan Afyon'daki konuşmasında bizim ortak çatı değerlendirmemizi diline dolamıştır. Aklınca sulandırmaya kalkmıştır.