‘Devlet sırrı’ diye gizlenen ‘Akkuyu raporu’ ortaya çıktı

Akkuyu’daki nükleer santral projesi için Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın Şubat 2014’te hükümete teslim ettiği ancak ‘devlet sırrı‘ diye gizlenen rapor ortaya çıktı.

Mersin Akkuyu'daki nükleer santral projesi için Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) Şubat 2014'te hükümete teslim ettiği ancak ‘devlet sırrı‘ diye gizlenen rapor ortaya çıktı.

Hürriyet gazetesinden Tolga Tanış'ın haberine göre, Enerji Bakanlığı, geçen yıl şubat ayında teslim edilen “Entegre Nükleer Altyapı Gözden Geçirme” (INIR) misyon raporunun güncelliğini yitirdiğini iddia etse de üzerinden bir yılı aşkın bir zaman geçtiği halde çalışmadaki tavsiyelerin neredeyse hiçbiri gerçekleşmedi.

Tavsiyeler

98 sayfalık UAEA'ın hazırladığı INIR misyon raporunun Akkuyu nükleer santral projesi için Türkiye'ye bulunduğu tavsiyeler şunlar:

1) Türkiye Hükümeti, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanlığı ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) arasında nükleer politika geliştirmedeki görev ve sorumlulukları netleştirmeli.

2) Türkiye Hükümeti, ulusal nükleer programın daha da ilerletilmesinde bir yol haritası olabilecek ulusal politika ve strateji taslağını tamamlamalı. Bu çalışma, temel ilkeleri tanımlamalı, görev ve sorumlulukları netliğe kavuşturmalı. Bu çalışma diğer konular arasında, harcanmış yakıt ve atıklar ile tesisin işletmeden çıkarılması meselelerini de ele alacaktır.

3) Akkuyu proje şirketi (Akkuyu Nükleer A.Ş.), işletmecinin güvenlik (safety) konusundaki birinci sorumluluğunu, Rosenergoatom'daki (Rus Devleti'nin nükleer santral işletme şirketi) uzmanlığının kullandırılmasından sağlayacağı menfaati ve Türk düzenleme çerçevesiyle uluslararası standartları dikkate alarak hazırlık, inşaat ve işletme sırasında işletmeci sorumluluğunu yerine getirmek için organizasyon yapısını tamamlamalı.

4) Akkuyu proje şirketi, lisans belgeleri ve düzenleme gözden geçirmelerinde ortaya çıkan konuların çözümünü halletmede değerlendirme ve sorumluluk alma kapasitesine sahip olduğunu garanti etmeli.

5) Akkuyu proje şirketi, tesisi devreye sokmak için hazırlıklı olma ve tesisin işletmesini yürütme ihtiyacını hesaba katarak işletme fonksiyonlarını güçlendirmek için planlarını tamamlamalı. Buna ilave olarak TAEK, Akkuyu proje şirketi ile istişarenin ardından Akkuyu nükleer santrali işletme organizasyonu için ana ilkeler ve gereklilikleri tanımlamalı. Özellikle de işletme faaliyetlerinin diğer kuruluşlara devredilmesi ve belirli kadroya lisans verilmesiyle ilgili.

6) Türkiye Hükümeti, Ulusal Radyoaktif Atık ve İşletmeden Çıkarma Hesaplarında kapsamı ve idari ayarlamaları netleştirmek için düzenlemelerin geliştirilmesini tamamlamalı.

7) Türkiye, kapsamlı nükleer yasanını mümkün olduğunca erken biçimde çıkarmalı ve yasada şu ihtiyaçlar dahil olacak biçimde bir dizi önemli konunun yeterli derecede ele alınmasını sağlamalı:

* Teşvik sorumluluğu olmayan ve karar almasını gereksiz yere etkileyecek sorumlulukları ya da menfaati olan kurumlardan bağımsız bir düzenleme organının kurulması.

* Düzenleme organının fonksiyonlarının ve yetkili kişilerin sorumluluklarının tanımlanması.

* Nükleer güvenlik (safety), emniyet (security) ve güvence denetimini (safeguards) kapsaması.

8) Türkiye, nükleer hasar için sivil sorumluluk yasasını çıkarmalı.

9) Türkiye Hükümeti, lisans süreci dönemi dahil, düzenleyici fonksiyonların bağımsızlığını garanti altına almalı.

10) TAEK, bir nükleer güç programı için gerekli düzenlemeleri tamamlamalı.

11) Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanlığı, gerekli faaliyetleri, görev ve sorumlulukları tanımlamak için Ulusal İnsan Kaynakları Geliştirme Planı'nı tamamlamalı.

12) Akkuyu proje şirketi, işe alma ve eğitimde uygun bir planlamayı, işletme organizasyonu için düzenleyici gereklilikleri konusundaki nihai karar bağımsızlığını garanti altına almalı.

13) TAEK, kadrosunun işe alımı ve lisanslama, Akkuyu nükleer güç santralinin denetimi için bir teknik destek kuruluşuyla anlaşma konusundaki faaliyetlerini hızlandırmalı. Ayrıca TAEK, SAT'e (Eğitime Sistematik Yaklaşım) dayanarak yeni kadrosu için daha fazla işe özel eğitim planları geliştirmeli.

14) Türkiye Hükümeti, görev ve sorumlulukların net tanımıyla, paydaş dahli ve halkı bilgilendirmede ulusal bir strateji oluşturmalı.

15) Türkiye Hükümeti, kendi iletişim faaliyetlerini uygulayabilmeleri için projenin teşviğinde görevlendirilen kamu kuruluşları ya da düzenleyici fonksiyonların finansal ve uzmanlık açısından uygun biçimde kaynağa kavuşturulduklarından emin olmalı.

16) Akkuyu proje şirketi, uygulamalı yer incelemelerine dayanan yer parametreleri raporunu tamamlamalı ve gözden geçirme, onay için TAEK'e sunmalı.

17) Hükümetin koordine edici organı olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Akkuyu proje şirketi, Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecini zamanında bitirmek için gerekli faaliyetleri tamamlamalı.

18) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, nükleer tesisler için Çevre Etki Değerlendirmesi raporunun standart formatını oluşturmalı.

19) Türkiye Hükümeti, nükleer güç santralleri için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın görev ve sorumluluklarını, TAEK'le koordinasyonu net biçimde tanımlamalı.

20) Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanlığı, harcanmış yakıt ya da yüksek dereceli atıkların yönetimi konusundaki uzun dönemli teknik sorumluluğun netleştirilmesi dahil, nükleer yakıt döngüsünün ön ve arka ucu için ulusal bir politika ve strateji oluşturma çalışmasını tamamlamalı.

21) Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanlığı, her türlü nükleer atık ve ulusal atık yönetimi organizasyonunun sorumluluklarını belirlemek için ulusal bir politika oluşturma çalışmasını tamamlamalı.

22) Türkiye Hükümeti, radyoaktif atık yönetiminde gerekli faaliyet ve tesisler için uzun dönemli bir plan geliştirmeli.

23) Yerel sanayi katılımının kapsamı ve dahil olma seviyesi konusunda Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanlığı ve Akkuyu proje şirketi arasında bir anlaşmaya varma faaliyetleri yoğunlaştırılmalı.

24) Türkiye Hükümeti, nükleer güç programlarının uluslarası pazarlarda ve bazen sadece tek bir tedarik kaynağına iş taşere edilmesini gerektirdiğini kabul ederek, zamanlı biçimde mal ve hizmet alımı için kamu kuruluşlarına imkân vermeli.

Sonuç

Raporda yer alan 24 tavsiye sonucunda ortaya çıkan tablo ise şöyle:

* Raporun üzerinde durduğu en önemli konulardan biri TAEK'in özerk bir düzenleyici kuruluş kimliği kazanması. Bu halen yapılmadı. Ve şu andaki durum Türkiye'nin de taraf oldugu Nükleer Güvenlik Konvansiyonu'na aykırı.

* Akkuyu tesisisinin nükleer güvenliği hususunda TAEK'in vereceği zorlayıcı talimatlarla ilgili de bir ilerleme yok.

* Akkuyu proje şirketi, uygulamalı yer incelemelerine dayanan yer parametreleri raporunu onay için TAEK'e sundu. Şu anda TAEK raporu inceliyor.

* Başka bir önemli açık Türkiye, nükleer hasar için sivil sorumluluk yasasını çıkarmadı. O yüzden genel idare hukuk prensipleri kapsamında, herhangi bir kaza kusursuz sorumluluk üzerinden devlete ait bir sorumluluk olacak.

* Halkı bilgilendirme kısmında da; Akkuyu projesine ilişkin bilgi ve belgeler sistematik olarak halktan hatta mahkemelerden bile gizlendi. ÇED süreci kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirme komisyonu (İDK) toplantılarına ait tutanaklar, sunulan kurum görüşleri için yapılan bilgi edinme başvuruları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından reddedildi.

* ÇED yönetmeliği kapsamında, ÇED raporlarının hazırlanması için proje sahibine özel format verildi. Ancak bu formatın bir standartı yok. Akkuyu projesi, ÇED raporunda entegre tesis olarak değerlendirilmedi. Atıkların kontrolü, iletim hatları, taş ocakları ÇED raporunda değerlendirilmedi.

* Yereldeki sanayinin, sivil toplum kuruluşların, yurttaşların sürece katılımı kısıtlandı. Belediyelerin proje ile ilgili görüşleri değerlendirmeye alınmadı. İmar planı değişiklikleri Bakanlık eliyle yapıldı.

* En önemli konulardan bir diğeri ise Türkiye Hükümeti'nin, nükleer enerjide harcanmış yakıt ve atıklar ile tesisin işletmeden çıkarılması meselelerini de ele alan bir ulusal politika ve stratejiyi halen tamamlamamış olması. Hürriyet'e bu konunun önemini değerlendiren CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, “Harcanmış yakıtların akıbetinin ne olacağı konusunda hiçbir açıklama bulunmamaktadır. Radyoaktif atıklar bir ‘süre' ülkemizde depolanacaktır. Daha sonra ne olacağı net değildir. Atıkların Akdeniz-Ege-Marmara-Boğazlar-Karadeniz yoluyla Rusya'ya götürülmesi akıl dışıdır. Nükleer tesisin sökümü ve söküm maliyeti hakkında da hiçbir bilgi verilmemektir” dedi.

Ne olmuştu?

Hükümetin talebi üzerine hazırlanan ‘Entegre Nükleer Altyapı Gözden Geçirme' (INIR) misyon raporu, 20 Şubat 2014'te Enerji Bakanlığı Müsteşarı Metin Kilci ile Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Başkanı Zafer Alper'e elden teslim edildi.

Ancak hükümet, kurumdan benzer raporlar almış Polonya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Belarus gibi ülkelerin aksine raporun içeriğini kamuoyundan gizledi.

Akkuyu nükleer santral projesi için 1 Aralık 2014'te verilen ÇED olumlu raporunun yürütmesinin durdurulması için açılan davada avukatlar gizlenen INIR raporunun da mahkemeye sunulmasını istedi.

Mersin 1'nci İdare Mahkemesi de 23 Mart 2015 tarihli ara kararıyla bakanlıktan bu raporu göndermesini istedi ancak olumsuz yanıt aldı.

Devlet güvenliği gerekçe gösterilerek gizlenen rapor ortaya çıkınca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “2013 yılının sonunda hazırlanan tespit raporu şu anda güncelliğini bile yitirdi” diyerek konuyu kapatmaya çalıştı.İMC

Güncel Haberleri

DEM Partili Esenyurt ilçe eşbaşkanları tutuklandı
Van'da İtfaiye Merdiveninden Düşen 2 Belediye Personelinden 1'i Hayatını Kaybetti
Akış’a 9 yıl hapis cezası verildi
Karda mahsur kalan vatandaşlar kurtarıldı
Musluktan semender çıktı