Merkeze bağlı Kırıkdağ köyünde yaşayan Yunus Tertemiz, ekmek parası için adeta ölümü göze alıyor. Bölgede hayvancılıkla uğraşan besicilerin yaz aylarında 3 bin rakımda biçtikleri ot balyalarını kamyonuyla köye indiren Tertemiz; uçurumlu, dar ve virajlı yolları soğukkanlılıkla kat ediyor. Birçok şoförün korktuğu yollar, Tertemiz'in günlük güzergahı haline gelmiş durumda. Bu zorlu yollardan yaylalara bir saatte çıkan usta şoför, her seferinde 300’e yakın ot balyasını yüklediği kamyonuyla köy meydanına ulaşıyor.
Ekmek parası için tehlikeyi göze almak zorunda olduğunu ifade eden usta şoför Yunus Tertemiz, “Eskiden kar kızaklarıyla taşınan otları yaylalara açılan yollar sayesinde kamyonla taşıyoruz. Yollarımız çok tehlikeli. Uçurumlu ve daracık keskin virajlar var. Her şoför oraya çıkamaz. Ben de şoförlüğüme güvendiğim için pek bir korku yaşamıyorum. Civar köylerinde tehlikeli yollarını ben çıkıyorum. Her sene işim böyle” dedi.
Yunus Tertemiz, geçen yıl da aynı yollardan kamyonla ot taşıdığını belirterek, “Bir video da çekip sosyal medya hesabıma yükledim. Kısa sürede 17 milyon kişi izledi. Binlerce yorumda yolun Karadeniz tarafları olduğu şeklinde yazıldı. Her ne kadar yolun Hakkari’de olduğunu yazsam da kimse itibar etmedi. Ben de bunu o takipçilerime izletmek için haber olmasını istedim. Burası Rize değil Hakkari dağları” ifadelerini kullandı.
Yollar tehlikeli olduğu için yanına kimseyi almadığını söyleyen Tertemiz, “Hafta içinde 7 kez yük almak için bu dağa çıktım. Son seferimi de kazasız belasız indirmeyi başardım. Hava rüzgarlıydı. Aracım yer yer sarsılıyordu. Tedbir amaçlı çıkarken ve inerken de yanıma kimseleri almıyorum. Hani olası bir arızada araçtan her türlü atlayabilirim” diye konuştu.
Besici Hacı Cemil Kızılban ise sonbaharın gelmesiyle birlikte hayvanları için yaz aylarında biçtikleri 2 bine yakın ot balyasını köye ulaştırmak için kolları sıvadıklarını ifade ederek, tek geçim kaynaklarının hayvancılık olduğunu söyledi. Yaylalara açılan yollar sayesinde zaman kazandıklarını belirten Kızılban, “Eskiden biçtiğimiz otları köye getirmek için karın yağmasını beklerdik. Bu dağları yürüyerek aşıp kızaklar yardımıyla otları köye taşırdık. Birçok yaralanma olurdu. Şükür ki devletimiz bizlere yol yaptı. Fakat yollar yine de çok dar. Yolların biraz daha genişletilmesi gerekiyor” dedi.
Besiciliğin ekonomik sorunlarına da değinen Kızılban, “Bu zamanda hayvana yapılan masraf değerinden çok daha fazla. Şu anda bir balya otun fiyatı 20 TL’dir. Kışın bir koyunun bize maliyeti 500 TL’dir. Bu verdiğimiz emeğin dışında sadece yemin fiyatı. Koyunu satsak fiyatı 750 TL. Bu ticarette hiçbir karımız kalmıyor. Devletin besicilere destek paketleri sunması gerekli. Ahır projelerinden hiç yararlanmadık. Kendimize ait ahırlar çok eski. Tek geçim kaynağımız da hayvancılık. Hayvanlarımız için kış hazırlığına başladık. Dağdan otlarımızı indirdik. Yollarımız çok tehlikeli. Şoförümüz çok cesaretli. Onun dışında bu yollara gidecek şoför yok. Yollarımızı gördünüz. 4 manevrada ancak virajı dönebiliyordu. Dağda çok yüksek ve engebeli. Biz de şoförümüze güveniyoruz. O olmasaydı otlarımızı indiremezdik” şeklinde konuştu.