Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun polis cenazesinde ‘mermi'li saldırıya uğramasıyla ilgili “Yapılanı tasvip etmek mümkün değil. Fakat tabii ki siyasetçi de, nerede ne konuşacağını gayet iyi bilmeli. Tahrikler tepkiye yol açabilir. Toplumun hassasiyetlerini göz ardı ederseniz, toplum size tepki verir” dedi.
Erdoğan, Muhammed Ali'nin cenaze töreni için gittiği ABD dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Aralarında Hürriyet'ten Mehmet Arslan'ın da bulunduğu gazetecilerin soruları ve Erdoğan'ın yanıtları özetle şöyle:
KILIÇDAROĞLU'NA SALDIRI
"Rahatsız etmemesi mümkün değil. Fakat bu zat biliyorsunuz bu safhaya gelmeden önce de, benzer açıklamaları yapmak suretiyle, terör örgütünün arkasında olduğu siyasi partiyle adeta eş hareket eder duruma girmişti. Eş hareket eder duruma girmesinden sonra, birçok yerde bazı eylemlerin olması bana göre bir başlangıç değil, bir sonuçtur, bir neticedir. Fatih'teki olay, bana gelen bilgilere göre, şehitlerimizin oradaki yakınlarının tavrı. Tabii ki gönlümüz böyle bir şeyi her halükârda arzu etmez, istemez. Keşke öyle bir şey olmamış olsaydı. Keşke yani orada böyle bir boş kovanın konması yaşanmasaydı. Yapılanı tasvip etmek mümkün değil. Fakat tabii ki siyasetçi de, nerede ne konuşacağını gayet iyi bilmeli. Tahrikler tepkiye yol açabilir. Etki-tepki meselesi var. Yani siz, hele hele böyle şehitlerimizin arka arkaya geldiği bir dönemde, toplumun hassasiyetlerini göz ardı ederseniz, bu toplum size tepki verir. Toplumu tahrik etmemek lazım. Siyasilere düşen de budur. Fakat orada, bir gün önce yapılan açıklamalar, şehit yakınlarını tahrik etmiş olmalı.
"Terör şu tarihte biter veya şöyle bir şey olursa orada biter diyebilmek tabii ki mümkün değil. Terör ancak minimize edilebilir. Nitekim terörle mücadele çerçevesinde bazı ilçelerde yapılan operasyonlar için yüzde 100 tamamlandı denildiğinde bile aslında yasaklar tümüyle kalkmıyor. Niye? Çünkü sinme, saklanma, tekrar ortaya çıkma ihtimali var. Rehavete kapılmamak için o esnada bile tedbirler, aramalar sürüyor. Terör örgütlerinin birlikte hareket etmeye başlamalarını, artık son kozlarını oynadıklarının göstergesi olarak yorumluyorum. Bizler, sadece askerimizle değil polisimizle, köy korucularımızla da bu süreçte de operasyonları sürdüreceğiz. Bunların neticesini almamız biraz zaman alabilir. Netice alınana kadar operasyonlar sürecek.
Hükümet, anayasa konusundaki çalışmaları yoğunlaştırıp, muhalefet partileriyle birlikte bir netice almanın yolunu deneyecek. Netice alabilirlerse ne âlâ. Alamayacak olurlarsa, AK Parti kendi çalışmasını parlamentoya taşıma gayreti içinde olacak.
Operasyonlar sırasında ortaya çıkan bazı gerçeklikler oluyor. Yasal düzenleme de ortaya çıkan ihtiyaçlara istinaden yapılıyor. Amaç askerimizin de, polisimizin de, köy korucumuzun da kendilerini çok daha güvende hissetmelerini sağlamak. Belki 10, belki 15 sene sonra, herhangi bir askerimiz, herhangi bir polisimiz veya köy korucumuz, yasal anlamda bazı karşıt saldırılara maruz kalmamalı. Onları güçlü kılmamız lazım ki mücadeleyi çok daha güvenle yapsınlar. Terörle mücadele kararlılıkla sürüyor, sürecek. Şu ana kadar içeride ve dışarıda toplamda 7 bin civarında terörist etkisiz hale getirildi.
"Obama'dan kararlı duruş beklerdim"
Ben Obama'dan tabii ki çok daha kararlı bir duruş bekledim, bekliyorum. Şu anda onu engelleyen ABD'de seçimlerin yaklaşmış olması mıdır bilemiyorum. Ama devlet politikalarında devamlılık esas olmalıdır. Bu ilke açısından bakıldığında seçimlerin yaklaşması bir engel olmamalıdır. Kaldı ki ABD'de bir başkan iki dönem görevde kalabiliyor. Obama da ikinci döneminin sonunda artık. Dolayısıyla atılması gereken adımları, kararlı bir şekilde atabilir aslında. Sizin NATO'da ortağınız Türkiye şu anda Suriye'de sınır tehdidi ile karşı karşıya. O tehdidin içinde rol alanlar sizden güç alırlarsa, Türkiye olarak bu durum bizleri tabii ki ciddi manada üzer.
"Rusya'nın Suriye'deki görüntüsüne üzülüyorum"
Benim üzüldüğüm konulardan biri de Rusya'nın Suriye'deki görüntüsüdür. Sayın Putin ile aramızdaki hukuk, ikili ilişkileri çok ileri bir noktaya taşıdı. Türkiye-Rusya ilişkileri iktidarımızda en güçlü dönemini yaşadı.
Ama bu denli güçlenmiş olan ikili ilişkiler, malum olaydan sonra neredeyse kopma noktasına geldi. Koptu demek istemiyorum, çünkü ben ikili ilişkilerin halen toparlanacağı ümidini taşıyorum. Çünkü ben ve Putin, ikili ilişkileri gerçekten çok ileri bir noktaya taşımıştık. Rusya ile olan ticaret hacmimiz Amerika ile olan ticaret hacmimizden daha fazlaydı. Hedefimiz 100 milyar dolara ulaşmaktı. Biz ABD ile dahi böyle bir hedef koyamadık. Böylesine güçlü olan ilişkilerin bugünkü duruma gelmesi üzücü. Temenni ederim ki ilişkilerimiz kısa zamanda toparlanır, yine o eski günlerimize çok daha güçlü bir şekilde döneriz.