Hakkari'de göreve başlayınca ilk olarak kemoterapi ünitesi kurduklarını belirten Dr. Yusuf Karakaş, “Hakkâri'de tedavilerimizi çok rahat bir şekilde yapabiliyoruz. Kemoterapi ünitemiz var. Hastanemizde ilaçlarımız mevcut. Bunları başarılı bir şekilde uyguluyoruz. Daha önce başka illerde kemoterapi alanlar hastanemize geldiler. Artık hastaları buradan başka bir yere gönderme ihtiyacını fazla duymuyoruz ve hastalar hastanemizi tercih ediyor. Bu da bizim için oldukça onur verici bir hal. Biz hastalarımıza elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyoruz. Hakkâri'de olmaktan ve Hakkarililere hizmet etmekten son derece mutluyuz” dedi.
“Erkeklerde mide ve akciğer, kadınlarda meme ve tiroit kanseri var”
İki yıllık süre zarfında başvuran hastalarda mide ve yemek borusu kanserinin fazla olduğuna dikkat çeken Dr. Karakaş, “Bunun üzerine bazı bilimsel çalışmalar planladık ve gerekli koruyucu hekimlik hizmetlerini yapmayı planlıyoruz. Hakkâri'de yaptığımız ön araştırma sonucunda şu ana kadar il genelinde toplam 716 hasta iki yıllık dönemde kanser tanısıyla hastanemize başvurmuş. Onların arasında yaptığımız ön incelemede gördük ki erkeklerde en çok mide ve akciğer, bayanlarda ise en çok meme ve tiroit kanseri var” ifadelerini kullandı.
“Aşırı et, çay ve otlu peynirde uzak durun”
Hakkari'de mide ve yemek borusu kanserinin Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu ifade eden Dr. Karakaş, bunun sebeplerini de araştırdıklarını kaydetti. Karataş, şöyle dedi:
“Öncelikle şu dikkatimizi çekti. Düşük sosyoekonomik düzey olarak geri bir ildeyiz. O önemli bir risk faktörü, bunun yanında Akdeniz diyetinden uzak olmak, aşırı sıcak çay tüketmek, yoğun bir şekilde ve nitratlı besinler, tütsülenmiş besinler, et ve et türevi, özellikle aşırı otlu peynir tüketilmesi bunların arasında geliyor. Ama şunu ayrıca belirtmek istiyorum. Otlu peyniri kesinlikle yasak ve yanlış olarak nitelendirmeyelim. Çünkü bu bölgenin önemli bir besin kaynağıdır. Biz aşırı ve çok tüketilmesinin yanlış olacağını söylüyoruz. Burada insanların ulaşabildiği temel bir besin kaynağını kesmek ne hekim olarak bizlere ne hastalarımıza bir katkı sağlamaz.”
“Tarımsal alanlar düğün alanı oldu”
Meyve ve sebze tüketimine dikkat çeken Karataş, “Akdeniz diyetinden uzağız. Çünkü Hakkâri rakım olarak yüksek bir yer ve her türlü meyve ve sebze yetişemiyor. Dağlık bir bölge olduğu için tarım alanları az. Şimdi gözlemliyorum, 100 sene evvel tarım alanı olarak kullanılan yerler, 100 sene sonra düğün alanı olarak kullanılıyor. İnsanlar düğün yapmak için o alanları ekmiyor. Bu son derece yanlış. Yani Hakkâri tarım alanı az ama suyu çok bir yer, dolayısıyla tarım alanlarını çok iyi bir şekilde kullanmamız lazım” diye konuştu.
“İnanılmaz sigara tüketimi var”
Hakkari bölgesinde sigara tüketiminin fazla olduğunu dile getiren Karataş, konuşmasına şöyle devam etti:
“Özellikle akciğer ve gırtlak kanserinde en büyük risk faktörü sigaradır. Şimdi en son yayınlanan dünya kanser araştırmalarında; ‘her 8 erkekten biri ömründe kanser olacak, her 10 kadından biri aynı oranda kanser olacak' deniliyor. Dolayısıyla bu artık yaşamımızın bir parçasıdır. İnsanların ömrü arttıkça, sağlık hizmetleri kalitesi arttıkça, yaşam süreleri artıyor. Dolayısıyla bu kanser ve benzeri hastalıklardan ölüm oranları kısmi olarak buna bağlı artıyor. Dolayısıyla bizim sağlıklı ve düzenli beslenmemiz, kendi bedenimize bakmamız çok önemli. Bir hekim olarak buna dikkat çekmek istiyorum. Yani her memurun bir dönemini Hakkâri'de geçirmesi benim için önemli. Çünkü burada insanlar kendileriyle tanışma fırsatı buluyor. Bende bu fırsata 2 kez sahip oldum. Gerçekten çok mutluydum. Burada hep güzel anılar, hep güzellikler hatırlıyorum. Tüm hastalarıma da acil şifalar diliyorum. Hepsine bir miktar katkım olduysa da ne mutlu bana.”(İHA)