TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nun Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyeleri Tuğba Hezer Öztürk, Sibel Yiğitalp ve Behçet Yıldırım, Sınır Tanımayan Doktorlar'a açık çağrı yaptı.
16 Ağustos'tan beri süren sokağa çıkma yasaklarında 29'u kadın, 39'u çocuk, 27'si 60 yaş üstü olmak üzere toplamda 196 sivilin öldürüldüğü belirtilen mektupta şu ifadeler yer aldı:
Ölümler
“Hüseyin Paksoy isimli yurttaş 4 gün boyunca hastaneye kaldırılamamış ve kan kaybından ölümüne seyirci olunmuştur. Yine farklı dönemlerde yaralılara ulaşmaya çalışan 3 sağlık görevlisi devlet güçlerince katledilmiştir.
“Sokağa çıkma yasaklarının olduğu ilçelerde ordu ve özel hareket polisleri silahlar ve tanklarla sivil yerleşim alanlarına rastgele ateş açmakta ve siviller taciz edilerek halk göçe zorlanmaktadır. Evinin önünde öldürülenlerin cenazelerinin aileleri tarafından sokaktan alınmasına izin verilmemekte, bağımsız sivil toplum kuruluşlarının dahi cenazeleri almasına müsaade edilmemektedir.
“Adli Tıp Yönetmeliği'nde yapılan son değişikliğe göre üç gün içerisinde alınmayan cenazelerin defin işlemi mülki idare amirliği tarafından gerçekleştirilecektir. Sokağa çıkan herkesin öldürüldüğü bir ortamda ailelere yaşadıkları acı kayıpların yanında bir de cenazelerine sahip çıkamamanın acısı yaşatılmaktadır.
“İç savaşın yaşandığı bölgelerde bile görülmeyen böylesi vahşetler bugün Kürdistan coğrafyasında yaşanmaktadır. Nitekim Şırnak'ın Silopi ilçesinde öldürülen 11 çocuk annesi 50 yaşındaki Taybet İnan'ın da cenazesi günlerce sokak ortasında kalmış ve ailesinin cenazesini almasına izin verilmemiştir.
‘Sağlık kuruluşları kışlaya dönüştürüldü'
“Temiz içme suyu şebekelerin bilinçli olarak tahrip edildiği, kar suyunun kullanıldığı, gıdaya ulaşmanın imkânsız hale getirildiği, hayvanların dahi hedef alınarak öldürüldüğü, sağlıklı beslenme koşullarının olmadığı, bilhassa çocukların ve hamile kadınların üzerinde korku ve stresin hâkim olduğu, emziren kadınların sütten kesildiği, çocukların temel besin gereksinimlerinin dahi karşılanmasının imkânsız hale getirildiği bu coğrafyada sivil vatandaşlar için yaşam, iyice çekilmez bir hale dönüştürülmüştür.
“Kürt coğrafyasındaki birçok sağlık kuruluşları ve eğitim kurumları resmi yazı ile boşaltılarak askeri kışlalara dönüştürülmektedir. Devlet hastanelerine sivil yurttaşlar öldürülme ve tutuklanma korkusu ile başvurmamaktadır. Çoğu eczanenin kapalı olduğu bölgede ilaç bulmak neredeyse imkânsız durumdadır.
“Dünya Sağlık Örgütü'nün, Sağlık ve Sağlık hakkı tanımının tamamen yok sayılmasına, birçok sivil toplum kuruluşunun ihlalleri defalarca dile getirip raporlaştırmasına rağmen hükümet hiçbir adım atmamış aksine daha fazla hiddetlenmiştir. Uluslararası bağımsız kuruluşlarının bölgeye bir an önce gelip destek vermeleri, halka sağlık hizmeti sunmaları ve bölgedeki gözlemlerini dünya kamuoyu ile paylaşmaları mutlak surette gerekmektedir.
6 kişi hayatını kaybetti
“Sizlere bu mektubu yazdığımız sırada Şırnak milletvekillerinden aldığımız haberlere göre Şırnak'ın Cizre ilçesinde 28 yaralının olduğu binanın adresi, İçişleri ve Sağlık Bakanlığına bildirilmesine rağmen bina yoğun top atışlarına maruz bırakılmıştır.
“Bu yaralılardan 6'sı kan kaybından ve dünya kamuoyunun sessizliği yüzünden hayatını kaybetmiş durumdadır. Umarız daha büyük felaketler yaşanmadan biran önce sağlıklı bir çözüm yoluna girilir.
‘Cizre Sur ve Silopi'ye gelin' çağrısı
“Başta sağlık hizmetleri sunmak üzere Nijerya iç savaşından bugüne dek çeşitli olumsuzluklar ve güçlükler yaşamalarına rağmen mekân anlayışını aşmış, ihtiyaç duyulan yerlere ulaşmak için çabalamış sınır tanımayan doktorlara ve gözlemlerini dünya kamuoyuna sunması için uluslararası bağımsız sivil kuruluşlarınadır ve çağrımız davet niteliğindedir.
“Yaşam hakkının yok sayıldığı bu zorlu bölgelerde, tüm bu vahşetlerin karşısında halka ve yurttaşlara bir nebze de olsa yardımcı olup halka psikolojik destekte bulunup çocuklara yalnız olmadığını göstermek için sizleri Cizre'ye Sur'a Silopi'ye davet ediyoruz.
“TBMM bünyesinde çalışan Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nun Halkların Demokratik Partisi'ne mensup üyeleri olarak Kürt halkının yanında olmanızı bekliyoruz. Yapmış olduğumuzu davete olumlu karşılık vereceğinizi düşünüyor, HDP olarak tarihi sorumluluğunuzu yerine getireceğinize olan inancımızı yineliyoruz.”İMC