İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi, KCK tarafından ilan edilen eylemsizlik ve seçim güvenliği ile seçim gözlemciliğine ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada şunlar ifade edildi:
Eylemsizlik kararı
“7 Haziran seçimleri sonrasında hükümet kurulamaması ve yukarıda belirttiğimiz nedenleri sıraladığımızda çatışmalı sürecin yeniden başlaması kaçınılmaz oldu. Nitekim 24 Temmuz 2015 tarihinde PKK kadroları ile militanlarının bulunduğu Türkiye ve Irak'taki medya savunma alanlarına yönelik kapsamlı hava harekâtlarının başlatılması çatışmasızlık dönemini bitirdi ve yeni bir çatışmalı sürecin başlamasına sebep oldu.
“Çatışmalı süreç başladıktan sonra barış ve demokrasi güçleri ile demokratik kamuoyunun taraflara silahları susturması noktasındaki çağrıları etkili oldu ve KCK yönetimi 10 Ekim 2015 tarihi itibari ile eylemsizlik kararı aldığını açıkladı.
“Türkiye'deki siyasal iktidarın yukarıda belirtilen sebepler nedeni ile Kürt sorununda demokratik ve barışçıl çözümü hedeflememesi nedeni ile çatışmalı süreç devam etmektedir. Siyasal iktidar Kürt sorununa maalesef terör sorunu olarak yaklaşmakta ve güvenlik politikaları ile bu sorunu çözebileceğini zannederek geçmiş süreçte yaşanan hataları tekrarlamaktadır. Siyasal iktidarın bu hatasının Türkiye'ye ve Türkiye halkına maliyeti oldukça ağır olmuştur.
125 sivil kişi yaşamını yitirdi
“7 Haziran 2015 milletvekili genel seçimlerinden sonra başlayan çatışmalı süreçte sadece sivillere dönük gerçekleştirilen saldırılarda 24 Temmuz ile 27 Ekim tarihleri arasında 125 sivil kişi yaşamını yitirmiştir.
“10 Ekim 2015 günü siyasal iktidar, önleme görevini kasıtlı olarak yapmayarak, IŞİD militanlarının Ankara'da gerçekleştirdiği 2 adet canlı bomba saldırısında 102 kişinin yaşamını yitirmesine sebep olmuştur.
‘İktidar eylemsizlik kararına olumlu cevap vermeli'
“İnsan hakları savunucuları olarak Türkiye'nin ve belki de Ortadoğu'nun en önemli sorunu olan Kürt sorununun çözümünde demokratik ve barışçıl çözümün kaçınılmaz olduğunu, bunun sağlanabilmesi için tarafların mutlaka kalıcı çatışmasızlığı sağlamaları gerektiğini vurgulamak isteriz.
“Bu nedenle KCK'nin tek taraflı olarak ilan ettiği eylemsizlik kararına karşı siyasal iktidarın olumlu cevap vermesini, askeri operasyonların sona erdirilmesini, siyasal amaçlı olarak yapıldığı açık olan gözaltı ve tutuklamaların durdurulmasını ve PKK'nin de misilleme eylemlerinden vazgeçmesi gerektiğini belirtmek isteriz.
HDP'ye 133 saldırı
“1 Kasım 2015 seçimlerine gidilirken seçim ve sandık güvenliği sorunlarının devam ettiğini belirtmek gerekir. 7 Haziran 2015 tarihinden bu tarafa siyasal partilere dönük gerçekleştirilen saldırılarda sadece parti binaları ve bürolarından HDP'ye 133, AKP'ye 8, CHP'ye 3, DBP'ye 4 ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'ne 1 kez saldırı gerçekleştiğini belirtmek isteriz.
“6-7-8 Eylül 2015 günlerinde tüm Türkiye'de kesintisiz olarak HDP'lilere ve Kürtlere yönelik gerçekleştirilen ırkçı ve nefret saldırılarının toplamının birkaç yüz olduğunu, bu konudaki çalışmanın devam ettiğini belirtmek isteriz. Sadece 2015 yılı içerisinde tek başına HDP ve DBP'ye yönelik saldırıların sayısının ise şimdiden 400'ün üzerinde olduğunu özellikle vurgulamak isteriz.
19 belediye eş başkanı tutuklandı
“7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra sadece HDP'ye yönelik siyasal iktidardan kaynaklı yargı yolu ile baskı politikası sonucunda, HDP ve DBP'li 19 belediye eş başkanının tutuklandığını, bu partilere mensup il ve ilçe yöneticilerinden 63'ünün tutuklu olduğunu özellikle belirtmek isteriz. Bu durum siyasal iktidarın HDP'ye yönelik açık baskı politikasının bir dışavurumudur.
Bağımsız gözlemcilik
“Sandık güvenliğinin sağlanabilmesi bakımından İnsan Hakları Derneği olarak bu sefer de bağımsız seçim gözlemciliği yapacağımızı belirtmek isteriz. İHD Şube ve Temsilciliklerinin bulunduğu 35 ilde bağımsız seçim gözlemciliği yapacak olup, 10 ilde koordinasyonunu Eşit Haklar Derneği'nin gerçekleştirdiği bağımsız seçim izleme platformu ile birlikte seçim gözlemciliği gerçekleştireceğiz. 1 Kasım günü İHD Genel Merkezi ve tüm şubeleri açık tutulacaktır.
“1 Kasım 2015 milletvekili genel seçimlerinin önemi dikkate alındığında tüm seçmenlerin sandık güvenliğinin sağlanması konusunda duyarlı olmasını, siyasal parti müşahitlerinin sandık sonuç tutanaklarının ıslak imzalı bir örneğini mutlaka alması gerektiğini, seçim gözlemciliği yapan sivil toplum örgütü temsilcilerine kolaylık sağlanmasını ve böylece yapılabilecek seçim hilelerinin önlenebileceğini tekrar hatırlatmak isteriz.”