Bulvar Caddesi üzerinde bulunan (İHD) binasında basın açıklaması yapan İnsan Hakları Derneği Şube Başkanı İsmail Akbulut , 11 Ağustos Pazartesi günü Şemdinli ilçesi Yeşilova köyünde Kürdistan bölgesi tarafında akraba ziyaretinden dönmekte olan köy sakinleri sınır hattında bekleyen güvenlik güçleri tarafından ateş açılması sonucu, biri gazeteci olmakla üzere 4 sivil vatandaşın yaralandığını belirti.
Akbulut, Yaralanan sivil vatandaşlardan ihlas haber ajansı muhabiri Ayhan Dinç sırtından vurulduğu ve Şemdinli Devlet Hastanesine tedavi için gönderildiği diğer sivil yaralıların ise sınırın bu tarafına getirilmesine güvenlik güçlerinin engel olması üzerine yakınları tarafından Kürdistanın Diyana şehrine tedaviye götürüldüler.
Ancak Genelkurmay Başkanlığının kendi internet sitesinde yaptığı açıklamada yaralanan herhangi bir sivilin olmadığını beyan etmiştir. Fakat derneğimiz olayın gerçeğini öğrenmek ve Kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla hem olay bölgesine gidilmiş hem de hastane de yaralı olan Muhabiri basınla beraber ziyaret etmiş ve bu ziyaretimiz görsel basında yayınlanmıştır. Biz bu konuda herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesine ve Kamuoyunu doğru bilgilendirmeye davet ediyoruz dedi.
Akbulut, İnsan Hakları Derneği olarak yapmış oldukları görüşmelerde orada yaşayan yurttaşların can güvenliklerinin olmadığını, görgü tanıklarının beyanı ve yaşanan son olayda da desteklendiğini iddia ederek, Bölgede sınır kapılarının olmasına rağmen kapıların açılmaması, vatandaşların kendi can güvenliklerinin dahi sınır kaçakçılığını yaparak yaşamlarını idame etmek için can güvenliklerini tehlikeye attıkları görülmektedir.
Bu bağlamda devletin yapması gereken öncelikli olarak koşulların ne olursa olsun vatandaşların can güvenliğini almakla yükümlüdür. Sınırda kaçakçılık yapan yurttaşa yönelik kanunlar çerçevesinde yapılması gereken belli iken bölgede görev yapan bazı yetkili güvenlik güçleri kanunları hiçe sayarak vatandaşların can güvenliklerini düşünmeden pervasızca hareket ettikleri görülmektedir.
Bu anlamda biz İnsan Hakları savunucuları olarak devlete ve hükümete çağrımız bir daha Roboski başta olmak üzere ve Roboski gibi katliamların yaşanmaması için bölge insanını ticaretini rahat bir şekilde yapabilmesi koşulların yaratılması gerekmektedir. Özellikle Kürdistana bağlı sınır kapılarının olduğu ve bu sınır kapıların açılması için gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak 30 ( otuz ) yıllık çatışmalı süreçte Kürdistan coğrafyasında yaşayan yurttaşların köylerinde edildiği ve yaşamlarının idame edecek koşullarda uzaklaştırıldığı ve bu çerçevede yurttaşlara yaşamlarını idame edecek tek seçeneği sınır kaçakçılığı olduğu gerçeğidir.
Bu gerçek üzerine devletin her aşamada kaçakçılık yaptıkları gerekçesi ile hemen hemen her yıl sınırlarımızda ölümlerin yaşandığı görülmektedir. Biz bu bağlamda artık sınırlarımızda ölümlerin değil özgürce ticaretin yapılmasına inanıyoruz.
Biz İnsan Hakları savunucuları olarak bu konuda başta devleti, Hükümeti, yetkilileri ve sınır boylarında görev yapan güvenlik güçlerini duyarlı olmaya davet ediyoruz./Hakkarihaber