MUSA DÜZENCİ/YÜKSEKOVAGÜNDEM
Önal, Elçi'nin alçakça bir saldırıyla katledildiğini ifade ederek, "Elçi, kalıcı ateşkes ve barış istediği için katledildi. Burdan katledenleri kınıyor, Kürt halkına, Elçi'nin ailesine, sevenlerine ve insan hakları camiasına başsağlığı diliyoruz. Tahir Elçi, 1990'lardan beri faili meçhul cinayetlere karşı mücadele etmiş, korkusuz ve tutarlı bir özgürlük savaşçısıydı. Kürt halkının özgürlük mücadelesine kendini adamıştı. Baro Başkanı olarak yaptığı mücadelenin büyük etkisi vardı" ifadelerini kullandı.
Elçi'nin bir televizyon programında 'PKK terör örgütü değildir' dediği için medya tarafından linç kampanyasına maruz bırakıldığını belirten Önal, "Ülkemizde yaklaşık 40 yıl yıldır süren bir çatışma vardır. Özellikle 90'lı yıllarda binlerce köy yakıldı boşaltıldı, yüzlerce insan cezaevlerine atıldı ve binlerce insan çeşitli işkencelerden geçirildi. 20 bine yakın faili meçhul ve genel anlamda 50 bine yakın insanımızın öldü. Ne çözüldü? bu faili meçhul cinayetleri yapan ve yaptıran kaç kişi cezavinde? Hani anneler ağlamayacaktı, hani barış gelecekti" şeklinde konuştu.
Önal'ın ardından söz alan kayıp yakınlarından Welat Sarıtaş, Tahir Elçi'nin ülkeye barış getirmek için mücadele ettiğini belirterek, "Öldürmekle barış elçileri bitmez" dedi.
1996 yılında katledilen Abdullah Canan'ın oğlu Tayyüp Canan ise, "Tahir Elçi ile ilk tanıştığımda, 'Babamın davasında avukatımız olur musunuz' diye sordum. O da bana faili meçhule kurban giden tüm kayıpların avukatı olduğunu söyledi. Tahir Elçi hayatı boyunca, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması ve barış ortamının yaratılması için çaba gösterdi" ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.