Av. Güngör, kentte 2011 yılında yapılan operasyonlar kapsamında hakkındaki gizli tanık beyanları ile müvekkili eski Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Parti Meclis (PM) Üyesi Musa Ertaş'ın da tutuklanarak 10 yıl hapis cezasına çarptırılması üzerine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) “Gizli tanık beyanı ile mahkumiyet kararı verilemeyeceğine” dair kararları dayanak göstererek müvekkili hakkındaki kararın iptali ve yeniden yargılama talebiyle dosyaya bakan Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdu.
Dicle Haber Ajansı'na (DİHA) konuşan Önger, bir hafta önce yaptıkları başvuruya henüz herhangi bir yanıt alamadıklarını, mahkemeden olumlu bir cevap beklediklerini ve hak ihlallerinin bir an önce son bulmasını istediklerini söyledi.
Adil yargılama hakkının ihlali
Gizli tanık beyanlarıyla, en demokratik faaliyetlerin bile “örgütsel çalışma” kapsamına alınarak binlerce siyasetçi, akademisyen, gazeteci, sendikacı ve öğrencinin tutuklandığını belirten Öngör, AİHM'nin 23 Haziran 2015 tarihli “Balta ve Demir-Türkiye” davasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 6. maddesinde düzenlenen “adil yargılanma hakkının gizli tanık beyanlarının usule uygun alınmadığı” gerekçesi ile hak ihlaline neden olduğunu, Anayasa Mahkemesi'nin de 7 Mayıs 2015 tarih ve 2014/12906 sayılı kararı uyarınca “Usulüne uygun alınmayan gizli tanık deliline dayanılarak verilen mahkumiyet kararının Anayasanın 36. Maddesi ve AİHS'ni 6. Maddesine aykırı olarak adil yargılama hakkının ihlal edildiğini” tespit ettiğini ifade ettiğini hatırlattı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel hakkında İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen beraat kararının da “gizli tanık beyanına dayanılarak mahkumiyet verilmeyeceği” esasına dayandığını belirten Öngör, bu kararın tüm KCK dosyaları açısından emsal sayılması gerektiğini ifade etti./İMC