CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakanlar Kurulu tafından yayımlanan son kararname ile özel harekat polisi olmak isteyenlerde KPSS şartının kaldırılmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, Numan Kurtulmuş'un daha önceki açıklamalarında "devlette liyakat sistemini" savunduğunu anlatıp, "Bir adam sözünün eri olmak zorunda olmalıdır. Numan Kurtulmuş'a sesleniyorum. Sözünün eriysen, ya bu uygulamayı değiştir ya da istifa et. 'Ben liyakatı söyledim' de adam gibi istifa et" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
"26 Temmuz'da oy birliği ile TBMM'de karar alındı; darbe girişimin, araştırma komisyonu kurulmasına karar verildi. Bugün 17 Ağustos... MHP, HDP ve CHP komisyona üye verdiler. AKP üye vermedi. Binali Bey'e sormak zorundayım; Neden arkadaş bu komisyona milletvekili görevlendirmiyorsunuz? Bu darbe girişiminin siyasal ayağının ortaya çıkarılması lazım. Bunu parlamentonun araştırması lazım.
Bütün siyasilere söylüyorum. Camiye, kışlaya, adliyeye siyaset sokmayın. Camiye her siyasi görüşten vatandaşımız gidiyor. Cami bir siyasi partinin arka bahçesi haline dönüşür mü? Kışlaya siyaseti sokarsanız, Türkiye darbeden kurtulamaz. Oraya da kapatmanız lazım. Adliyeye siyaseti sokarsanız adalet olmaz. Adalet böyle olmaz
Yargıtay'a 160 üye atandığında 'yanlış yapıyorsunuz Yargıtay'a 160 militan atadınız' dedim. Bağırdılar. Şimdi onların hepisin Yargıtay'dan çıkardılar.
TÜM SİYASİ PARTİLERE ÇAĞRI
Demokrasinin olmadığı ülkede darbeyi önleyemezsiniz, biz tam demokrasi istiyoruz. Üçüncü sınıf demokrasi istemiyoruz. Bakın gayet açık net söylüyorum; yüzde 10 seçim barajını 12 Eylül'de darbe yapanlar getirdi. Türkiye darbe hukukundan arındırılsın diyoruz, seçim sistemi değişmeli. Tüm siyasi partilere sesleniyorum.
İstihbaratın başında olan bir kişi, TBMM'ye gelip bilgi vermiyorsa, onun güvencesi başbakandır. "Meclis'i adam yerine koymayın" diyor. Yasama organını güçlendirelim deyip, kapıyı döndükten sonra "boşverin" deme durumuna kimse düşmemelidir. Bürokratlar TBMM'ye gelip her türlü sorunun cevabını vermeli.
Devlet bakidir, hükümet geçicidir. Liyakat sistemi eğer yoksa, devlet çökmüş demektir. Liyakat sisteminin özünde bilgi vardır, deneyim vardır. "Bizim cemaatten bunu getirelim, bu bizim akrabamız" demek devleti çökertmektir. Türkiye bugün bu noktaya taşınmışsa, liyakat sistemi çöktüğü içindir
NUMAN KURTULMUŞ'A İSTİFA ÇAĞRISI: DÜN LİYAKAT DİYORDUN...
Bugün bir KHK yayınlandı. Özel hareketçı olacaklar KPSS'ye girmeyecekler. Niye girmeyecekler? Herkesin çocuğu bu sınava giriyor. Bir adam sözünün eri olmak zorunda olmalıdır. Numan Kurtulmuş'a sesleniyorum. Sözünün eriysen, ya bu uygulamayı değiştir ya da istifa et. "Ben liyakatı söyledim" de adam gibi istifa et.
Abdullah Gül, aklımızı fikrimizi bir kişiye teslim etmemeliyiz diyor. Neden aklımızı bir kişiye teslim etmeyelim, çünkü aklımızı kullanalım. Bunu eğitimle yapacağız. Bugünlerde çok sık kullanılır, üst akıl öyle dedi, şöyle dedi. Sende akıl yoksa üst akıldan söz edersin tabii. Elin oğlu Mars'a gidiyor, biz aklımızı birisine kiraya veriyoruz.
GAZETECİ ÖZGÜRLÜĞÜN TİMSALİDİR
Şimdi gazeteciler hapiste, gazeteler, TV'ler kapatılıyor. Bunu dünyaya anlatamazsınız. Gazeteci, düşüncesini benimsemesek bile, özgürlüğün timsalidir. Gazetecilerin hapse atılması doğru değildir. Gazeteci elbette yargılanabilir. Tutuksuz yargılansın.
OHAL'i fırsat bilip, sanatçıyı, gazeteci tutuklamak, işinden etmek Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışır mı? Çoluk çocuğu var, evine ekmek götürecek bu adamlar. Hiçbir siyasetçi sanatçıyla uğraşmasın. Sanatçı herkesi eleştirir. Eğer sanatçıya konu olursan, sanatçı seni eleştirir.
Sakarya'da bir öğretmen gözaltına alınıyor. Gözaltında ölüyor. Belediye ambulans vermiyor, imam namazını kılmıyor. Sonra bir başka arkadaş buluyorlar, cenaze namazını kılıyorlar defnediyorlar. Suçlu olup olmadığı belli değil, bunu nasıl yaparsınız.
KİMSE 17/25 ARALIK'I AKLAMAYA ÇALIŞMASIN
Kimse 17/25 olaylarını aklamaya yeltenmesin, darbeyi de bunun için kullanmasın. 17/25 ayrı yerde duruyor. Darbeciler nasıl yargılanıyorsa, bu devleti soyanların yargılanması lazım.
HAKKARİ VE ŞIRNAK İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ
Hakkari 1936'da, Şırnak 1990'da il olmuştur. Ne Şırnak'ın ne de Hakkari'nin il olmaktan çıkarılmasını doğru bulmuyoruz. Bunun mücadelesini vereceğiz. Ben Hakkari'nin güvenliğini, Şırnak'ın güvenliğini sağlayamıyorum diyorsan, hükümette ne işin var. Bırak güvenliği sağlayan birileri gelsin. Eğer güvenlik nedeniyle bunu yapıyorsanız, Yüksekova ve Cizre il olsun diyorsanız sorun yok. 81 ilimiz vardı, 83 ilimiz olsun."