Kış mevsiminde havaların soğuması ile birlikte beslenme şeklinde değişiklikler olmakta, genellikle yağlı ve şekerli besinlere eğilim artmaktadır. Kış aylarında kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirilmekte, fiziksel aktivite yoğunluğunda azalmak olmaktadır. Kış mevsiminde fiziksel aktivitenin az olması, gecelerin uzaması nedeni ile televizyon başında fazla zaman geçirilmesi ve besinlerin atıştırılması gibi nedenlerden dolayı vücut ağırlığında istenmeyen değişiklikler olabilmektedir.
Kış aylarında sağlıklı beslenmeyle alakalı önerilerde bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Mine Şenarslan, sağlığın korunması ve savunma sisteminin çalışabilmesi için yeterli ve dengeli beslenmenin önemli olduğuna dikkat çekti. Şenarslan, "Bu nedenle, dört besin grubunda bulunan (süt grubu,et-yumurta -kuru baklagil grubu, sebze-meyve grubu ve ekmek-tahıl grubu) çeşitli besinler en az 3 ana ve 2-3 ara öğünde yeterli miktarda alınmalıdır. Sebze-meyvelerin vitamin-mineral içeriği, bağışıklık sisteminin savunması ve güçlendirilmesinde önemli yer tutar. Sebze-meyveler, vitamin-minerallerin iyi bir birer kaynağı olmasının yanı sıra, posa ve yüksek su içeriği ile özellikle kış aylarında hareketsizliğe bağlı çıkabilen kabızlık gibi sindirim sistemleri sorunlarının önlenmesine yardımcı olur" dedi.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Şenarslan, kış aylarında yetiştirilen besinlerin insan sağlına yaptığı katkılardan bahsetti. Her besinin dengeli bir şekilde tüketilmesi gerektiğinin altını çizen Şenarslan, "Portakal, mandalina, greyfurt gibi turunçgiller ile nar, elma ve ayva gibi meyveler maydanoz, ıspanak, pazı, lahana gibi yeşil yapraklılar, brokoli, karnabahar gibi sebzeler kış mevsiminde bağışıklık sistemimizi güçlendiren besinlerdir. Demir, çinko ve selenyum gibi mineraller ile A, E ve C vitaminleri, vücudun bağışıklık sisteminin çalışması ve enfeksiyon için oldukça önemlidir. Kırmızı etler ve yumurta gibi hayvansal kaynaklı besinler proteinin yanı sıra, demir ve çinkonun, balıklar da selenyumun önemli kaynağıdır.Kurubaklagiller ve yağlı tohumlar ise demir, çinko ve selenyum için önemli bitkisel kaynaklı besinlerdir. Yararlı bakteriler olan probiyotikler sindirim sistemi sağlığının korunması ve geliştirilmesinde katkı sağlar. Yoğurt ve kefir, probiyotiklerin önemli kaynağı olan geleneksel besinlerimizdir. D vitamini, cildimizin güneş ışınları ile temas etmesi sonucu sentezlenebilmektedir. Kış aylarında güneşli gün sayısı ve güneş ışınlarının azalması ve vücudumuzun büyük bölümü örten giysiler tercih etmemiz sebebiyle D vitamini eksikliği görülebilmektedir. D vitamini kemik sağlığı için elzem olduğu bilinmekte, yetersizliğinde ise kalp-damar hastalıkları, enfeksiyonlar diyabet ve kanser riski ile ilişkili olabileceği ve hatta son yıllara ait çalışmalarda, D vitamini eksikliğinin, depresyona sebep olabileceği belirtilmektedir. D vitamini yetersizliğini önleyebilmek için her gün, öğle saatlerinde, 30 dakika güneşten yararlanılması önerilmektedir. Özetle kış aylarında sağlığını korumak ve hastalıklara yakalanmamak için besin gruplarını yeterli ve dengeli tüketmeye, güne mutlaka kahvaltı ile başlamaya, öğün atlamamaya, ara öğünlerde ise taze-kuru meyveler ve yağlı tohumları tüketmeyen özen gösterin. Taze sebze ve meyveleri günde 5 porsiyon ve farklı renklerle tercih edin. Su tüketiminizi izleyin ve günde en az 8 ile 10 bardak arasında su içtiğinizden emin olun. Güneş ışınlarından faydalanmak için öğle saatlerinde yürüyüşler yaparak, hem D vitamini sentezlemeyi hem de fiziksel aktiviteyi artırmayı hedefleyin” ifadelerini kullandı.
"İştah kesen kış tatlısı" tarifi veren Uzman Şenarslan, tatlının içindeki malzemeleri şu şekilde sıraladı; “1 adet elma, 1 çay kaşığı tarçın, 2 tüm ceviz içi, 3 tane dilimlenmiş kuru erik, 1 yemek kaşığı nar.”
Tatlının yapılışından da bahseden Beslenme ve Diyet Uzmanı Şenarslan, “Elmaları rendeleyip, tarçınla beraber pişiriyoruz. İçine kuru erikleri ekliyoruz en son da cevizleri ekliyoruz. Soğuyunca buz dolabına koyuyoruz. servisten önce üzerini narla süslüyoruz” dedi.