YÜKSEKOVAGÜNDEM
Yüksekova Belediyesi Sosın Kadın Danışma Merkezi konferans salonunda, 25 Kasım kadına yönelik şiddetle mücadele günü etkinlikleri kapsamında Kongreya Jınen Azad Gever Birleşenleri tarafından basın açıklaması düzenlendi.
Açıklamayı yapan Sosın Kadın Danışma Merkezi çalışanı, Saime Kırbaş Akgöl, “ İnsanlık tarihinin her evresinin günümüze yansıması kadar kadının örgütsel önemi de bir o kadar yansıma göstermiştir. Her evrede gücün hakimci boyutu bu kadın yansımasının bir çok kırılma yaşamasına sebep olmuş ve yansımanın gücünü zarflatmıştır.
Oysaki lider, toplayıcı, belirleyici bir misyonu olan “kadının” güç savaşı içerisinde bu hayati özelliğini yitirmesi sadece kadınlığın değil insanlığın büyük tahribatlar yaşamasına sebep olmuştur. Çok boyutlu bu tahribat ve sonrasında yok etmeye dönük sindirme algısı toplumsal depremleri kaçınılmaz kılmıştır.
Kadının temelini oluşturan geriye atma, güç kırma algısı ilk olarak kadının mücadele anlayışını doğurmuş ve insanlık değerini an ve an yitiren toplumların haklı savaşına meşale olmuştur.
Yine dünya olgusuyla güçlünün güçsüz üzerinde yarattığı soykırım ve sömürü operasyonları enternasyonal yıkımların habercisi olduğu birinci ve ikinci dünya savaşlarında elekten geçirilmek istenen ilk kurbanların kadınlardan seçilmiş olması tesadüf değildir; çünkü tarihin kadın perspektif faktörü tesadüfleri barındırmayacak kadar derinliklerle dolu bir gerçektir.
Enternasyonal karakteri bu yıkımlar öncesi ve sonrasında kısacası tarihin her evresinde haklı direnişiyle uyuyan algıları uyandıran kadınlar, toplumların kendi kaderlerini kendi tarafından tayin edebileceğini örgütlenişin meşrulaştırabileceğini somut pratiklerle bizlere öğreterek yaşamsallaştırmışlardır.
Roza luxsemburg, Klara Zetkin, Mirabel kardeşlerin evrelerle dünyaya kazandırdığı bu hakikat Kürdistan haklı davasına Beritan Zilan sakine Cansız Leyla Şaylemez, Fidan Doğan ve Arînler Kaderlerle hayat bulmuştur.
Uyuyan algıları yeniden dirilten öncü bir hareketin öncü yüzleri olmaları kırk yıla yakın bir süre içerisinde kadının toplumda kırmızıçizgiye tekabül etmesini kanıtlamıştır.
Diyen Akgöl, Uzun vadeli kalıcı çözüm ve örgütlenişi sen bolu haline gelen kadınlar değişen dünya modelinin mazlumlara reva gördüğü katliamlara karşı korkusuzca savaşması kadının toplumda güçsüz yaratık olarak oturan kalıbı boşa çıkarmasını sağladı.
Artık dönüşümün kaçılmaz olduğu bu yenidünya modelinde kurtarıcı güç kadın olmuştur. Yeni inşa sürecinde Kürdistan2da kadın perspektifi bu durumu barındıran niteliktedir. Öz yönetim iç örgütleniş, öz savunma gibi birçok değişim mekanizmaların işleyişine hayat veren kadınlar yönetimsel boyuta yeni bir soluk getirmişlerdir.
En küçük ve merkezi toplum birimi olan aileden başlayarak sokak, mahalle, köy, kent, eyalet gibi tüm toplumsal mekanizmalarda toplumun bilinçlenip örgütlenişine tanrıçalık yapan kadınlar Kürdistan gerçeğinin zemini ve içini doldurmayı başarabilmişlerdir.
Toplumun din, siyasi, sosyal, kültürel ve birçok alanında devir alan kadınlar yeni toplumsal paradigmanın kesintisiz soluğu oldular. Neferi daha fazla güçlendirmenin azmini taşıyan kadınlar aslında tarihi yaşamış, tarihi yaşatmış birer hakikat olmaya devam etmektedir.
"Erkek şiddeti ideolojiktir, meşru savunma haktır" şiarıyla gerçekleştirilecek olan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü eylem ve etkinliklerimiz bilinç yükseltmek amaçlı kadın toplantıları, toplumsal roller konulu eğitimler ve sine vizyon gösterimleri,
kadın sağlık seminerleri, şiddet biçimlerine ilişkin paneller, sokak tiyatroları ve final kitlesel kadın yürüyüşü ile de sonuçlandırmayı hedeflediğimizi belirtiyoruz” dedi.