Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu Milliyet gazetesinden Seril Çevikcan'a konuştu.
Sare Davutoğlu, kadına şiddet ve kadın cinayetleriyle ilgili, kadına şiddet demenin konuyu büyütmek olduğunu, kadın cinayetleri dedikçe cinayetlerin daha da çok arttığını söyledi.
Sare Davutoğlu'nun konuyla ilgili açıklamaları şöyle:
‘Çocuk sahibi olmak kolaylaştırıldı'
“Kadın istihdamı konusu çok kritik bir konu. Manisa'da mevsimlik işçileri taşıyan araçta hayatını kaybeden 15 kişiden 13'ü kadın. Bizim anne ölümü dediğimiz bir şey vardır. En hassas olduğumuz şeydir. Gelişmişlik göstergelerinden birisidir. AK Parti döneminde gelişmiş ülkeler düzeyine çıktık çok şükür.
“Bu kazadaki ölümler de bir anne ölümü gibi değerlendirilmeli. O 13 kadınımızın ölümü, insan kaybının ötesinde bir şey ifade ediyor. Evlatları, eşleri, baktıkları yaşlılar var. Çok hızlı bir kentleşme yaşıyor Türk toplumu.
“Kadın istihdamı ile ilgili çok şey yapıldı. Çocuk sahibi olmak kolaylaştırıldı. Hem işe devam etmesiyle ilgili hem belli alanlarla ilgili önleri açıldı. Evinde bir şey üreten her kadın aslında çalışıyor. Evinin dışında ürettiklerini pazarlaması, gelir elde etmesi.
“Mikro kredilerle kendi işini kurması, iş ve meslek edindirme kursları sayesinde belirli becerileri kazanması. Kız çocukların daha fazla eğitime kazandırılması. Biliyorsunuz ilk defa artış odu. Kız çocuklarımızın okullaşması erkek çocuklarımızın okullaşmasından daha fazla oldu.
‘Şiddeti bir bütün olarak ele almamız lazım'
“Ben kadına şiddet dememizin de bu konuyu büyüttüğü kanaatindeyim. Şiddeti bir bütün olarak ele almamız lazım. İnsanlar arasındaki muhabbeti, merhameti, saygıyı arttırmaktır esas olan. Olumsuzu önde tutarak bu sorunu çözemeyeceğimizi aslında hepimiz görmüş olduk.
“Kadın cinayetleri dedikçe cinayetler neredeyse arttı, bana öyle geliyor. Aileden başlayarak, okullarımızda ve her bir kurumumuzda şiddetin önüne geçecek bir sisteme kavuşmamız lazım. O kanonik yapı burada da aslında devreye giriyor.
OECD'in ‘4 milyon genç işsiz kadın var' raporu
“Orada bir farklı rakam var onu biliyorsunuz değil mi? Çalışabilecek yaşta, vasıfta iş gücüne katılım ayrı bir şey. İşinden memnun olmayanları da kapsıyor. Belki bu 4 milyonun içinde hepsi çalışmak da istemiyor.
“Hükümetin aldığı çok ciddi tedbirler. Mikro kredilerle işini kurmuş çok kadın gördüm. Evinden çalışıp, ürettiği şeyi pazarlayan kadınlar gördüm. Çünkü kadının bazen evinin dışında para kazanması zor olabiliyor. Engelli evladı, yaşlısı olabiliyor. Bazen o noktaya getiriyoruz ki sanki her kadın evinin dışında da çalışmalıdır. O zaman çocuklarının annesi, ev kadını olarak katma değer üreten kadınlar da kendilerini kötü hissediyorlar.
“Sırf bir yerde çalışmak için herhangi bir yerde çok düşük maaşlara çalışılmasının çok anlamlı olmadığını düşünüyorum. Aileye de kadına da çok şey katmayacağını. Öyle dönemler oluyor ki çocukları ile vakit geçirmesi daha kritik oluyor.”/İMC