Büyükşehir Belediyesi Van Su ve Kanalizasyon İdaresi (VASKİ) Genel Müdürlüğü tarafından işletilen Tuşba ilçesi İskele Mahallesi'nde bulunan Atık Su Arıtma Tesisi çalışmadığından Van'ın kanalizasyonu Van Gölü'ne dökülüyor. Oluşan vahim görüntüye tepki gösteren Çevre Derneği (ÇEV-DER) Başkanı Ali Kalçık, önlem alınmaması durumunda Van Gölü'nün 15 yıl içinde yok olabileceğini söyledi.
Van Gölü'nün mavi rengi siyaha büründü. Kötü koku yayarak bataklığa dönüşen Van Gölü İskele kıyısında basın mensuplarıyla bir araya gelen ÇEV-DER Başkanı Ali Kalçık, Büyükşehir Belediyesi VASKİ Genel Müdürlüğü tarafından işletilen İskele Mahallesi göl kıyısındaki kanalizasyon artıma tesisinin yüzde 30 gibi çok düşük kapasiteyle çalıştığını, kentin bütün pis su atıklarının Van Gölü'ne döküldüğünü söyledi. Kalçık, zamanında önlem alınmaması durumunda mikrop akan Van Gölü'nün 15 yıllık bir ömrünün kaldığını kaydetti.
Van Gölü bataklığa dönüşüyor
Dünyanın en büyük sodalı, 3,713 km2 büyüklüğü ile Türkiye'nin en büyük gölü tehdit altında. İçerisinde Adır, Akdamar, Kuş ve Çarpanak olmak üzere dört ada bulunan, tuz ve soda oranı ile suyu doğal temizleme özelliği taşıyan, içerdiği magnezyum, sodyum klorür gibi maddeler ile sedef, mantar egzama gibi cilt hastalıklarını tedavi eden, ciltteki yaşlanmaya karşı olumlu etkileri olan, sularında tek tür Van Balığı yaşayan, ekonomik potansiyelliyle balıkçıların geçim kaynağı olan, çevresindeki doğal güzellikleriyle turizm potansiyeline sahip, üzerinde 4 feribot ile taşımacılık yapılan Van Gölü kirlilik nedeniyle yok olma tehlikesi yaşıyor.
Uyarı levhaları dikilmişti
Kapalı havza olan Van Gölü kıyısında meydana gelen bataklık görüntüsü ve pis koku endişe verici boyutta ulaşmış durumda. Bu yıl yaz mevsiminde Van Gölü'nden alınan su numuneleri özellikle kanalizasyonun arıtılmadan göle döküldüğü İskele-Üniversite ile Şamranaltı Fidanlık sahillerinde kirli çıktı. Suya girilmesinin sağlık açısından tehlikeli oranlarda olduğu tespit edilen üç kıyıya temmuz ayında “ Yüzmek yasaktır” uyarısı yer alan levhaları dikilmişti.
“Van Gölü İran Urmiye Gölü gibi kuruyabilir”
Pis kokunun yayıldığı, endişe verici görüntülerin oluştuğu İskele sahilinde açıklamalarda bulunan ÇEV-DER Başkanı Ali Kalçık, İpekyolu, Tuşba ve Edremit ilçelerinde yaşayan 520 bin nüfusun kanalizasyon atıklarının göl kenarında bulunan artıma tesisine geldiğini ancak bu atıkların arıtılmadan Van Gölü'ne döküldüğünü söyledi.
“Vangölü kirletilerek yok ediliyor”
Van Gölü'nün sorumsuzca kirletildiğini ifade eden ÇEV-DER Başkanı Ali Kalçık, “Van deyince akıllara ilk gelen Van Gölü'dür. Van'ı dünyada değerli yaparak çekim merkezi haline getiren Van Gölü'dür. Van Gölü olmamış olsaydı Van'ın Muş ilinden bir farkı olmayacaktı. Medeniyetlerin burada kurulmasının gerçek nedeni Van Gölü'dür. Biz Vanlıların gururlanarak Van Denizi dediği gölümüz ne yazık ki çevresindeki yerleşim yerlerinin, işletmelerin kanalizasyon ve pis su atıklarıyla kirletilerek yok ediliyor. Van Gölü acımasızca vahşi bir şekilde kirletiliyorsa ve engellenmiyorsa bunun gerçek sorumlusu başta yetkililerdir” dedi.
“Mavi göl siyah renge bürünmüş”
Kalçık, “Van'ın merkez ilçeleri İpekyolu, Edremit ve Tuşba'da 520 bin nüfus yaşıyor. Bu rakam gündüz saatlerinde çevreden gelen insanlarla daha da artıyor. 600 bini aşan nüfusun bütün atıkları İskele'de bulunan Büyükşehir Belediyesi VASKİ Genel Müdürlüğü tarafından işletilen kanalizasyon arıtma tesisine geliyor. Atıklar aratılmadan göle deşarj ediliyor. İşlevini yitiren arıtma tesis 1972 yıllarda o günün teknik imkânlarına göre projelendirilmiş. Belediye yetkilileriyle yaptığımız görüşmelerde şuan arıtma tesisinin yüzde otuzluk bir arıtım yaptığını, ilerleyen dönemlerde kademe kademe artıma oranını yükseleceklerini söylediler! Fakat ne yazık ki arıtma tesisinin bulunduğu bu bölgede atıklar çamur akan dere görünümünde Van Gölü'ne dökülmeye devam ediyor. Saniyede bin 800 litre kanalizasyon atığı Van'a can veren doğa harikası Van Gölü'ne akıtılmaktadır. Kanalizasyon atığı nedeniyle İskele'den Yüzüncü Yıl Üniversitesi Zeve Kampusu boyunca 1 kilometre derinlemesine, 3 kilometre uzunluğunda bataklık meydana gelmiştir. Mavi göl siyah renge, deniz kokusu lağım kokusuna, kumsal çöplüğe dönüşmüştür. Kıyılarda bırakın denize girmeyi pis kokudan nefes almak bile imkânsız hale gelmiştir. Sahil resmen hastalık saçıyor. Van Gölü ve Vanlılar ‘imdat' diyor. Ama ne Van Gölü'nün ne de Vanlıların feryadını duyan var. Çevreye duyarlı bütün kurum ve kuruluşların çevre felaketi yaşanmadan harekete geçmelerini istiyoruz” dedi.
“Önlem alınmazsa Van Gölü 15 yıl sonra bitecek”
Acil önlemler alınmaması durumunda Van Gölü'nün 15 yıl içinde yok olabileceğini söyleyen Kalçık, “Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde bilim insanlarıyla Van Gölü'nün hızla kirletilmesi üzerine görüşmeler yaptık. Konuyla ilgili araştırmalara göre kanalizasyon atığı ve çevrede yerleşim yerlerinin sıvı ve katı atıkları kirletmeye devam ederse 15 yıl içerisinde Van Gölü tamamıyla kirlenmiş, kıyılarında suya girilemez bir hale gelecektir. Aral Gölü, İran Urmiye Gölü yok olmuş durumdadır. Bu göllerin kurtarılabilmesi için milyarlarca dolar kaynak ayırmasına rağmen sorun çözülemiyor. Van Gölü'nün benzer felaketi yaşamaması için acil önlem almasına ihtiyacı var. Dünyada, Türkiye'de ve Van'da başka bir Van Gölü yoktur. Van Gölü kurtarılmayı bekliyor. Biyolojik arıtma özelliği olmayan bugün arıtma işlevini görmeyen tesis zamanında çok yanlış yere yapılmıştır. Buna karşı çıkanda olmamış. O gününün mühendisleri ve yöneticileri de Van Gölü'nün kirlenebileceğini öngörmemişler. Şehirlerin girişinde yer alan deniz, göl kıyıları o şehirlerin aynası durumundadır. Van'a Erciş tarafından gelen insanları kanalizasyonun rahatsız edici ağır kokusu karşılıyor. Yaz aylarında bu koku dayanılmaz boyutlara ulaşıyor. Kanalizasyon nedeniyle çevrede üvez, sivrisinek, karasinek ürüyor. Arıtma tesisleri yerleşim yerlerinden uzak, çevre sorunu yaratmayacak bölgelerde kurulması gerekir. Biz biyolojik arıtma tesisleriyle ilgili yaptığımız çalışmaların sonucunu yetkililere sunduk ancak hiçbir cevap alamadık ” dedi.
“Van Gölü Koruma Kanununu çıkarılması gerekiyor”
Siyasilerin, yetkililerin önceliğinin Van Gölü kirliliği olması gerektiğini söyleyen Ali Kalçık,”Ne yazık ki Van'daki siyasilerin, yöneticilerin, dinamiklerin önceliği Van Gölü değil. Bazı sorunları bir kenara bıraktığımızda Van'ın en temel sorunu Van Gölü'nün kirletilmesidir. Özellikle merkezi hükümet, büyükşehir belediyesi ve çevre belediyeler ortaklaşa harekete geçerek kirlenmeye çözüm bulmaları gerekir. Van Gölü'nün kirlenmesinin önlenmek için büyük projelerin hazırlanmasına, büyük kaynakların harcanmasına gerek yoktur. Siyasiler sorunu ciddiye alarak öncelikle TBMM'den Van Gölü'nü Koruma Kanununu çıkarılmaları gerekir. Bununla ilgili çalışmalar biran önce başlatılmalıdır. Kanun çıkarıldıktan sonra Van Gölü çevresindeki bütün belediyelere biyolojik arıtma tesisi kurma zorunluluğu getirilmedir. Van'da yollar, kaldırımlar ve park gibi hizmetler yapılsın ama öncelikle Van Gölü'nün kirlenmesine çare bulunsun. Van Gölü'nün kirliliği valilikleri, kaymakamlıkları, belediyeleri, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nü, DSİ Bölge Müdürlüğü'nü, Halk Sağlığı Müdürlüğü'nü, Van ve Bitlis Üniversitelerini, meslek odalarını, sivil toplum kuruluşlarını ve ilgili kurum ve kuruluşların tamamını ilgilendiriyor. Kirlilik Van Gölü etrafında yaşayan, gölden yararlanan herkesin ortak sorunudur” diye konuştu.
“Popülizm yapacaklarına Van Gölü'nü kurtarsınlar”
Kirlenme boyutunun göl ile birlikte çevresindeki insanları ve diğer canlıların yaşamını tehdit ettiğini kaydeden Kalçık şunları söyledi: “ Van'da yaşayan 1 milyon 70 bin nüfus var. Van Gölü havzasında yer alan Van ve Bitlis illerimize bağlı bütün yerleşim yerleri, işletmelerin, fabrikaların atık suları ile katı atık taşıyan akarsu ve derler gölü kirletmektedir. Herşeyden önce gölümüzü kirletmemeyi öğreneceğiz. Bizim tespitlerimize göre Van Gölü'ne akan 19 dere var. Bu derelerin taşıdığı evsel atıklar filtreleme ve elek sistemleri ile engellenmelidir. Şuan gördüğümüz gibi milyonlarca martı kanalizasyon pisliğinin aktığı İskele sahilinde besleniyor. Kirlenme göl ile birlikte çevresindeki insanların ve canlıların yaşamını da tehdit ediyor. Bizler Van'da yaşamaktayız ve güzelim Van Gölü'müzü kirletme hakkına sahip değiliz. Van Gölü bize emanet edilen bizimde kirletmeden gelecek nesillere bırakacağımız dünya mirasıdır. Van Gölü'nün diyalog içinde el birliği ile kirletilmekten kurtarılması gerekiyor. Siyasetçilerimiz koltuklarında oturarak popülizm yapmaktadırlar, popülizm yapacaklarına Van Gölü'nün kirletilmesini önlemek için çaba göstersinler. Bütün kurum ve kuruluşları tehlike sinyali veren Van Gölü'nün korunması konusunda üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeye davet ediyoruz. ÇEV-DER olarak çabalarımıza, uyarılarımıza bıkmadan usanmadan devam edeceğiz.”
ÇEV-DER Başkanı Kalçık, yetkilileri İskele arıtıma tesisleri oluşan felaketi yerinde görmeye davet etti./VansesiGazetesi