Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin Denizli'deki seçim mitinginde konuştu.
Yüksekdağ burada yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan'ın Van mitinginde “Ah benim Kürt kardeşlerim, siz bizi anlamakta zorlanıyorsunuz” sözlerine,”Türkiye halkı seni anlamakta zorlanıyor” diye yanıt verdi.
Yüksekdağ'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
‘Biz o barajı çoktan yıktık'
“Sanıyorlar ki bizi bir barajla durduracaklar. Hepinize geçmiş olsun, geçmiş olsun. Biz o barajı çoktan yıktık. Geleceği durduramayacaksınız, karartamayacaksınız. Biz bugün barajı ve bütün engelleri dişiyle tırnağıyla, mücadelesiyle açmış bir gücüz. Halkız, kendi yaşamımızın iradesiyiz. Kimseye minnet etmedik, boyun bükmedik, kimseyle kirli pazarlıklar yapmadık. Hakkımızı savunmak dışında mazlumun ahını almadık.
“Bu duruşla geldiğimiz yer zaferin kapısıdır. Bu duruşla geldiğimiz yer, yeni yaşamın ve bütün Türkiye halklarının kurtuluşunun eşiğidir. Bizleri, hepimizi, Denizliyi, darbeyle, zulümle, sömürüyle, sınırlarla, engellerle yıldıramadıkları halklarımızı, bu yüzde 10 barajıyla asla ve asla teslim alamayacaklar.
‘İktidar hırsı bunların gözünü kör etmiş'
“Seçime kısa bir süre kala karşı karşıya kaldıkları yenilgiyi çok iyi görüyorlar. AKP hükümeti, HDP'nin, Bizler'in gücü ve iradesiyle barajı yerle bir ettiğini çok iyi görüyor
“İktidar hırsı bunların gözünü kör etmiş. Zenginlik hırsı bunların değerlerini eritmiş. İktidar hırsıyla servetlerini güvence altına almak istiyorlar. 300 vekil yetmez. 400 vekil ver diyor. Bu halka ne verdin de ne istiyorsun diye sormazlar mı?
“13 yıl boyunca barış diye diye bu Türkiye halkları kan ağladı. Savaşı durdurmak için bizim analarımız, 8-10 yaşında çocuklarımızın ahını aldınız. Analarımızın gözyaşı dinmedi, dinmiyor. Hala çocuklarımızın evlatlarımızın canını alıyorsunuz. Bu halk, 13 yıl boyunca, özellikle son iki yıl boyunca insana veva olmayan bu zulme rağmen barış dedi, çözüm dedi, kardeşlik dedi, kan ve gözyaşı dursun dedi. Sen bu halka barış verdin de 400 vekil mi istiyorsun. Sen bu halka barış vermedikçe 400 değil 4 vekil sana haramdır. O saray sana haramdır.
'56 seçim büromuzu yaktırdılar'
“Gelin demokratik siyasetin önünü açın. İnsanların konuşmalarından örgütlenmesinden korkmayın, saldırmayın diyoruz. 1,5 aydır seçim kampanyası sürdürüyoruz. Bizim barış ve demokratik siyaset çağrımıza cevapları 56 seçim bürosunu basmak oldu. 56 seçim büromuzu yaktırdılar.
“100'ün üzerinde arkadaşımız gözaltına aldılar. 70 HDP çalışanımız tutuklandı. Bizim demokratik siyaset alanına yaptığımız davete verdikleri cevap budur. Mecliste grubu olan bir partiye bile her gün faşist çeteler aracılığıyla saldırı düzenliyorlar. Bize ‘arkalarında terör örgütü var' diyenlerin arkasında faşist ırkçı çeteler var. Arkalarında değil, önlerinde, yanlarında, içlerinde var. Onların arkasında kim var biliyor musunuz, bütün bölgeye kan ağlatan DAİŞ çetesi var. Onların arkasında kim var, darbeciler var.
“Bütün devlet olanaklarını ve kurumlarını yanlarına almışlar, açık ödenekten gizli ödeneklere, her türlü kaynaktan oluk oluk beslenerek, Türkiye'nin bütün gelirlerini seçim çalışmalarına akıtarak kampanya yürütüyorlar. Ona rağmen kendilerine güvenmiyorlar. Gücün yetmediği yerlerde partimize saldırmanın yolunu deniyorlar.
“Tüm saldırılara rağmen başımız dik, kendimize güvenerek 7 Haziran'a zafere gidiyoruz. Biz 7 Haziran'da halklarımızın yeni tarihini yazacağız. Bu zamana kadar Türkiye'yi yönetenler, bu memleketin eski tarihinde kötü bir hatıra olarak kalacak. Bu hükümet de Türkiye tarihindeki kötü bir hatıra olabilir en fazla. Başka bir şey olamayacak onlar artık.
‘Bütün darbe kurumlarını kaldırın'
“Hiç sıkılmadan darbe karşıtı olduklarından bahsediyorlar. Siz bir darbeciyi devlet töreniyle uğurlatan siyasi iktidar olarak tarihe geçtiniz. AKP nasıl iktidara geldi, ‘darbeyle hesaplaşacağım', ‘askeri vesayeti kaldıracağım' diye geldi. Türkiye tarihine bir kayıt düşüldü, onların kararıyla bir darbeci Türkiye tarafından resmi devlet töreniyle uğurlandı. İşte darbeciliklerini böyle savundular, hala arkasında duruyorlar.
“Bu halk sizden icraat bekliyor. Bütün darbe kurumlarını kaldırın. Darbeci değilseniz, Kenan Evren'in ruhu sizde yaşamıyorsa, bütün darbe kurumlarını kaldırın. Hemen yarın MGK'yı kaldırın, YÖK'ü kaldırın. Yüzde 10 seçim barajını kaldırın. Hani darbeci değildiniz, niye kaldırmadınız. 12 Eylül faşist generallerinin getirdiği yüzde 10 barajını niye kaldırmadınız. Çünkü yüzde 10 barajı üzerinden 13 yıl iktidarda kaldılar. Ama bütün tuttukları darbe dallarını koparıp alacağız ellerinden.
‘Bir orman gibi kardeşçesine yaşayacağız'
“Onların yapmadığını biz yapacağız. Tüm darbe kurumlarını yıkıp atacağız. Dört bir yanda Türkiye halkları HDP'yi ve Yeni Yaşam programımızı destekliyor. Türkiye halkları karar eşiğinde. Saraydan yana mı yoksa yoksul kondulardan yana mı olacağına karar verecek. Amblemimizdeki ağaç gibi tek ve hür ama bir orman gibi kardeşçesine yaşayacağız. Yeni Yaşam ve Büyük İnsanlık programımız özgürlük, adalet ve demokrasiyi getireceğini çok iyi biliyoruz.
“Bizim programımız hayata geçtiğinde maden ocakları işçilere mezar olmayacak. Emeğin gerçek hakkı tanınacak. Başbakan müşaviri tarafından Soma'da tekmelenen işçiyi unutmadık. 13 yıl boyunca insanlığımızı tekmelediler. Bu halk, 7 Haziran'da onlara öyle bir sille vuracak ki o tekmenin de hesabını soracak.
“Dün cumhurbaşkanı Van'da ne dedi biliyor musunuz? Biz bütün Türkiye, Van için Kürtler için çok iyi şeyler düşünüyoruz, yapıyoruz ama sizler anlamıyorsunuz dedi. Cumhurbaşkanı hitap ettiği kitleye, gerçi kitle yoktu ama, seçim bölgemdir aynı zamanda.
‘Türkiye halkı seni anlamakta zorlanıyor'
“Beyefendi o kadar anlaşılması zor ki, Türkiye halkı, Van halkı onu anlamakta zorlanıyor. Kibir ancak bu kadar olabilir. Bir cumhurbaşkanı çıkıp, ‘ben harikayım, çok iyi işler yaptım siz bunu anlamakta zorlanıyorsunuz' diyorsa, artık cumhurbaşkanının halkla irtibatı kalmamıştır, ilişkisi kopmuştur.
“Biz sizi anlamakta zorlanıyoruz. Kibrin ve iktidar hırsının gözünü karattığı bir kişi anlamak zor zorlanıyoruz. Tek bir insanın geleceği için, bütün ülkenin siyasi geleceğiyle oynanmasını anlamakta zorlanıyoruz. Bütün Türkiye halklarının barış diye haykırmasını anlamak istemeyen, savaştan ve şiddetten başka bir şey bilmeyen bir cumhurbaşkanını, iktidarı anlamakta zorlanıyoruz. Biz adaletsizlikte, hukuksuzlukta, zorbalıkta bu kadar ısrar eden, halkın iradesini görmezden gelen bir cumhurbaşkanını anlamakta ve kabul etmekte zorlanıyoruz.
“Halkını düşman gören zihniyeti, halkını bölge bölge ayıran, birine gülen, birine hakaret eden bir cumhurbaşkanını kabul etmiyoruz. Bağrımıza basmıyoruz, basmayacağız. Bir cumhurbaşkanı olarak meydan meydan gezip AKP mitingi yapacağınıza, halkın barış haykırışını duymayı başarsaydınız, bunları anlamakta zorlanmazdınız.”