Koalisyon arayışları bağlamında ilk tur görüşmelerinin sonuncusu AKP ile HDP arasında bugün gerçekleştirilecek.
Görüşme öncesi Dicle Haber Ajansına değerlendirmelerde bulunan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, hem görüşmeye ilişkin hem de gündemdeki gelişmeler ilişkin önemli bilgiler verdi.
'Seçimden sonra bir egemen siyaset krizi var'
HDP'nin seçim öncesi olduğu gibi, siyasetin belirlenmesi konusunda da halen kritik ve kilit bir noktada durduğunun altını çizen Yüksekdağ, siyasetin önünü açmaya dönük hamlelerinin geliştirilmesi gerektiğine işaret ederek, "Şu an ki aşamada egemen siyaset kanalları tıkanmış durumda. AKP'nin tekçi iktidar yapısı bozuldu artık tekçilik temelinde tek partinin hegemonyası şeklinde bir siyaset yapma şansı ve olanağı yok.
Ama bu aşamada AKP hükümeti 7 Haziran seçimleri sonucunu doğru okumayarak bu gerçeği kabullenmiyor" diye konuştu. 7 Haziran seçimlerinin en önemli mesajının AKP'ye yönelik, "sen tek başına iktidar, otorite olmamalısın. Bir tek parti otoritesi üzerinden siyaset yapamazsın" mesajı olduğunun altını çizen Yüksekdağ, seçimden sonra daha çoğulcu, katılımcı meclisteki diğer partiler ve özelikle HDP'yi sürecin içerisine katan bir siyasi yol haritasının belirlemesi gerektiğini söyledi.
'AKP'nin yaklaşımı krize neden oluyor'
Bunun AKP tarafından reddedildiğini belirten ve AKP'nin bu yaklaşımından dolayı krize yol açmakla suçlayan Yüksekdağ, şunları söyledi: "Bu kriz genel anlamda demokratik muhalefetin krizi değil. Egemen siyasetin krizidir. 7 Haziran seçimlerinden sonra egemen siyaset kanalları tıkanmıştır ve bir kriz haline yönelmiştir. AKP de bu krizi tırmandırma yolunu izliyor. Birinci parti olarak AKP koalisyon kurma ve bu koalisyon yoluyla Türkiye'yi demokratik siyasette yönelik önünü açması gerekirken, bunun tersini tercih ediyor. Aslında koalisyon olanaklarını olasılıklarını tartışma haline getiren bir yol ve söylem tercih ediyor."
Biz tıkatıcı olmayacağız
Seçimlerden hemen sonra AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın erken seçimi dillendirmeye başladığına işaret eden Yüksekdağ, bu nedenle hükümet kurma ve koalisyon arayışlarını büyük oranda yavaşlattığını söyledi. "Şuan aslında AKP bir koalisyon kurma iradesini tam anlamıyla kuşanamıyor" diyen ve yaşanan tıkanmanın nedeni olarak bu duruma dikkat çeken Yüksekdağ, kendi pozisyonlarına ilişkin de, "Biz en başından itibaren tavrımızı çok net ortaya koyduk. 13.1 oranında oy almış bir parti olarak Türkiye'nin yeni bir hükümete kavuşması ve bir koalisyonu kurulması konusunda zorluk çıkamayacağımızı, ön açıcı bir rol oynayacağımızı en başından itibaren ifade ettik, halende aynı pozisyonu koruyoruz" dedi.
'Koalisyon görüşmelerine ve tekliflerine açığız'
"Ortaya koyduğumuz demokratik programla, icra programıyla siyasetin önünü açılabileceğini iddia ettik" diyen Yüksekdağ, " 7 Haziran seçimleri öncesinde açıkladığımız seçim manifestosu programımız Türkiye'nin demokratik yeniden kurucu programı olarak ortaya konulmuştur. Biz bu programı uygulamaya geçireceğimiz süreçleri ve iradesini göstereceğimizi ifade ettik. Birincisi koalisyon tekliflerine ve görüşmelerine açığız ön açıcılığın birinci boyutu budur. Kapılarımız sımsıkı kapalı değil. Koalisyon eksenin de yapılacak tartışmalar ve görüşmeler bunların her birisi bizim bakımımızda ciddiyetle değerlendirilecek ele alınacak. Ancak bunu ilkesiz bir görüşme ve ilişki olarak tarif etmiyoruz. Bizim temel ilkemiz demokrasidir. Türkiye'de demokratik bir programın yaşama geçirilmesidir. Bütün koalisyon tekliflerine ve görüşmelerine HDP'nin ortaya koyduğu demokrasi programı çerçevesinde ele alacağız. Demokratik ilkeler ve kriterler çerçevesinde bu konuda ele alacağız biz bunun için aynı zamanda verdiğimiz sözleri arkasında durduk. Bundan sonrada duracağız" dedi.
'3 temel başlık olursa koalisyonu konuşabiliriz'
Davutoğlu ile yapacakları görüşmelerde de bu durumu belirteceklerinin altını çizen HDP Eşbaşkanı Yüksekdağ, koalisyon kurulmasının 3 temel şartının da "barış, demokrasi ve adalet" alanında atılacak adımlar olacağını söyledi. Yüksekdağ, şöyle konuştu: "Türkiye'nin de 3 temel başlık altında tarif edilen bir ihtiyaç durumu vardır. Barış demokrasi ve adalet başlıkları etrafı da Türkiye'nin acil ihtiyaçlarını biz tanımladık ve ortaya koyduk. Ve bu ihtiyaçların yerine getirilmesi temelinde biz sizinle koalisyon şartlarını koalisyonun olurluğunu veya olmazlığını tartışabiliriz diyeceğiz. Yarın öbür gün çok daha yüksek bir oranda bir halk desteği burada kendisini ifade edecektir. Yeni bir demokratik güç bizim yanımızda birleşmiştir. Ve eğer istiyorlarsa AKP, bu demokratik güç ile birleşmek bu demokratik güç ile yol almak istiyorlarsa buyursunlar yan yana gelelim karşı karşıya gelelim ve yol açmanın seçeneklerine bakalım. Bugünkü koşullarda bu programatik çerçeveyi bu ilkesel çerçeveyi kabul eden her siyasi muhatapla yol yürüyeceğimizi söyleyebilirim."
'Bize karşı AKP ile MHP paralel hareket ediyor'
Yüksekdağ, AKP'nin HDP ile yan yana gelmeye ve onun programını kabul etmeye hazır olmadığını belirterek: "Bizler AKP'den de AKP'nin birlikte yol yürüyeceği çeşitli muhataplardan da bu ilkelerle birlikte yürüme kararının olduğunu hissedersek bu yolu açmak ve bir ilerleme kanalı oluşturmak konusunda üzerimizde düşen sorumluluğu yerine getiririz. Ama şunu kabul etmemiz gerekir ki bu çok daha farklı bir şeydir. AKP hükümeti bizim bu koalisyonu kurmaya çok da hazır değil aslında bakarsanız, bir kırmızı çizgi siyaseti sürdürüyor. MHP'nin de izlediği tutum ile paralel bir tutum sergiliyor. 7 Haziran seçimlerinden sonra bir ittifak kurulmuştur aslında, AKP-MHP ittifakı kurulmuştur. Meclis başkanlığı seçimlerinde tutalım da kullandıkları söylem ve izledikleri yöntemlere kadar bir AKP-MHP paralelliği oluşturulmuştur. Yarın öbür gün bir AKP-MHP koalisyonu kurulmayabilir. Ama bir koalisyon kurulması şart değil bu zamana kadar ittifak halinde hareket ettiler. MHP çıkıyor HDP'yi halkın halkların iradesini yok sayıyor. Benim için yok hükmündedir diyor. AKP ve Davutoğlu çıkıyor, bize ayar vermeye kalkıyor. Bizde olmayan durumlar ve gerçeklikler üzerinden uyarılarda bulunma hakkı kendisinde görüyor. Bunların her birisi aslında HDP'ye karşı oluşturulan başka bir barajı olduğunu gösteriyor."
'AKP daha gelmeden görüşmenin nezaketen olduğunu söyledi'
Yüzde 10 barajını aşmalarına rağmen egemen siyaset barajıyla karşılaştıklarını belirten ve bunun AKP ve MHP siyasetinde hayat bulan statüko barajı olduğunu dile getiren Yüksekdağ, "Bize karşı böyle bir baraj ve blokaj var. Kamuoyu soruyor bize, biz her zaman söyledik, ilkelerimiz, siyasetimiz halkımızın çıkarlarıyla uyuşan her türlü formülü her türlü seçeneği değerlendiririz. Bu anlamda kriz yaratan, çözümsüzlük yaratan değil, çözüm üreten bir pozisyon alırız. Ama şuanda karşımızdaki muhatapların pozisyonlarına baktığımızda, böyle olmadıklarını görüyoruz. Daha bizimle görüşmeye gelmeden AKP bu görüşmenin bir nezaket ziyareti olacağını ifade etti. Bu şartlarda şartlarınız uyarsa koalisyon kurar mısınız sorusunu ne kadar ciddiye alacağımızı vicdan sahibi kamuoyunun vicdanına bırakıyorum" diye konuştu.
'Erken seçim olasılığı daha yüksek'
7 Haziran gününden itibaren erken seçim olasılığının AKP tarafından gündeme alındığının altını çizen Yüksekdağ, "Koalisyonun tek seçenek olmasına izin vermediler" dedi. Yüksekdağ, Cumhurbaşkanı ve AKP sözcülerinin ifadelerine bakıldığında erken seçim ihtimalinin daha fazla ağırlık kazandığını söyledi. Yüksekdağ, "Bugün yapılan koalisyon görüşmeleri de koalisyon kurmaya yönelik olmaktan çok, bir erken seçimin alt yapısını oluşturmaya yöneliktir" şeklinde konuştu.
HDP 3 madde 15 başlıkta oluşan taleplerini konuşacak
AKP ile yapacakları görüşmeye ilişkin de bilgi veren Yüksekdağ, görüşme sonrası açıklama yapacaklarını, görüşmede de demokrasi, barış ve adalet temel başlıklarında oluşturdukları 15 maddelik bir dosya kapsamında görüşlerini dile getireceklerini söyledi. "Görüşmenin içeriğine dair hazırladığımız dosyayı ilkesel öncelikli çerçevemizi oluşturan başlıkları dosya halinde AKP'ye ve Davutoğlu heyetine sunacağız. Yapacağımız görüşmede de o ilkesel metin çerçevesinde tartışmalarımızı sürdüreceğiz" diyen Yüksekdağ, hazırlanan metninde seçim beyannamesi ve parti programından esinlenerek hazırlandığını söyledi.
'AKP'nin HDP karşıtı söylemleri çöktü'
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "HDP Türkiye partisi olmak istiyorsa arasına mesafe koymalı, bunu görüşmeye gittiğinde onlara da söyleyeceğim" sözlerine de yanıt veren Yüksekdağ, şöyle konuştu: "HDP'nin Türkiye partisi olamaya ihtiyacı yok. Biz zaten Türkiye partisiyiz ve 7 Haziran'da bu tescillendi. Asıl AKP bir Türkiye partisi olmak zorunda. AKP Türkiye'nin bir bölümünde adeta silindi. 7 Haziran'da bunu görmemeleri gerçekten çok trajik bir şey. Türkiye içerisindeki bütün halkları özellikle Kürtleri, Kürt halk gerçeğini daha iyi görmesi, kavraması ve içselleştirmesi gerekir. Türkiyelileşmek için demokratik siyasetin gereğini çok hızlı bir şekilde yerine getirmesi gerekiyor. Daha görüşmeye gelmeden seçim kampanyasında kullandıkları yıkıcı ve ayrıştırıcı dili, tekrar etmeleri gerçekten 7 Haziran seçimlerinden birinci parti çıkan bir partiye yakışmaz. Bütün seçim kampanyasında görüldü ki, HDP'ye karşı kullandığınız dışlayıcı dil halk tarafından kabul edilmedi ve size uyarı geldi."
AKP halkın uyarısını anlamamış!
Halkın seçim sonuçlarıyla "HDP'ye karşı böyle bir dil kullanmayın, HDP'ye ayar vermeye çalışmayın. ayrımcılık yapmayın" uyarısında bulunduğuna işaret eden Yüksekdağ, "Bunu anlamamış deme ki. Böyle bir uyarısı yapması siyasi saygı ve ciddiyet kuralarına uygun değildir. HDP'yi meşru siyasi bir özne olarak görmesi gerekir. Bizi şiddet paralelinde görme gayreti çökmüştür. 7 Haziran gününe kadar bütün Türkiye kimin şiddetle, şiddet kurumlarıyla, silahla baskı aygıtlarıyla göbek bağının olduğunu çok iyi görmüştür halk. Bu HDP değildir AKP'dir. AKP bütün şiddet aygıtlarıyla arasına mesafe koymak zorundadır. 7 Haziran'da bize dayatılan şiddete baskıya rağmen bütün Türkiye halklarına demokratik alan açtık. Gelin hep beraber bu alanda siyaset yapalım" ifadelerini kullandı.
'Çözümü bitiren AKP bu süreci yeniden diriltmek zorundadır'
"Görüşmede şunu ifade edeceğiz. Barış ve çözüm siyasetini reddeden hiçbir koalisyon ve hükümetin geleceği olmaz. En net şekilde ortaya koyacağımız tavrımız bu olacaktır" diyen Yüksekdağ, AKP'nin esas olarak çözüm sürecini sürüncemede bırakarak, oyalayarak, bir siyaset malzemesi haline getirerek, bugün yaşananlara neden olduğuna belirtti ifade etti. Yüksekdağ, şunları ifade etti: "AKP'nin sorumsuzluk siyaseti Türkiye'yi bu noktaya getirmiştir. Demek ki AKP hükümeti bu siyasetten bu duruştan vazgeçmek zorundadır. Çözümü ve sorunu kaldığı yerden kaldırma görevi birinci derecede AKP'ye düşer. Çünkü bu sorunu yaratanlar onlardır. Eğer AKP hükümeti oyalama, zaman kazanma erteleme çözüm yoktur, masa yoktur, süreç yoktur deme sorumsuzluğuna düşmeseydi, bugün Türkiye siyaseti böyle bir tabloyu da yaşamayacaktı. O nedenle hangi koalisyon kurulacak olursa olsun mutlaka bu barış ve çözüm görevini önüne almak ve bu konuda irade geliştirmek durumundadır. Bugün Kürt sorunun çözümü dar bir alandan ibaret değildir. Türkiye'nin demokratikleşmesi bu sorunun çözümünden geçiyor."
'Siz çözmezseniz biz çözeriz'
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik uygulanan tecride de tepki gösteren Yüksekdağ, bu tecridin süreci daha kritik bir aşamaya getirdiğini söyledi. Yüksekdağ, "Bir taraftan müzakere sürecinin masada bırakacaksınız. Öbür taraftan baş müzakereci olarak görev alan bir lidere tecrit uygulayacaksınız. Bu çözümsüzlük ve gerilimi tırmandırma siyasetidir" dedi. Yüksekdağ, "AKP kuracağı koalisyonla kurulacak koalisyonla ya bu sorunu çözmeye karar verecek ve adım atacak yada bizler bu sorunu çözeceğiz. Çünkü artık Kürt sorunun çözüm dinamikleri çok daha güçlü bir biçimde oluşmuştur" değerlendirmesini yaptı.
'Barış için iki koldan çalışacağız'
HDP'nin Türkiye siyaseti ekseninde barış ihtiyacını ve barış mücadelesini güçlü bir barış hareketine ve eğilimine dayandırmaya çalıştığını belirten Yüksekdağ, AKP'nin savaş politikalarının Türkiye halkları, Kürdistan ve Ortadoğu halkları için ciddi bir tehdit anlamına geldiğine vurgulayarak, "Bunun ortadan kaldırılması için bağımsız bir barış hareketi ve bloğunun oluşturulması gerekiyor. Bunun için toplantılarımızı yapıyoruz, temaslarını sürdürdük, barış bloğu oluşturuldu. Bu barış bloğu bir dizi eylem planı oluşturdu. Bunlar kamuoyu ile paylaşılacak" dedi. Yüksekdağ, HDP olarak bir yandan bu blokla hareket edeceklerini öbür yandan özgün bir çalışmayı da sürdüreceklerini söyledi. Yüksekdağ, özellikle 1 Eylül'e ilişkin şimdiden hazırlıklar yapıldığını, bu konuda merkezi mitingler, yürüyüşler, halk toplantıları gibi çok yönlü bir çalışma yürüteceklerini söyledi.
Eleştirilere yüksek değer biçiyoruz
Yüksekdağ, özellikle Temmuz ayının sonlarına doğru sınır hattında geniş kapsamlı eylemler yapacakları bilgisini de paylaştı. Tecrit konusunda Kürdistani kurumlarla ortaklaşacaklarını ve bunun kabul edilemez bir politika olduğunu eylemsel süreçle ortaya koyacaklarını vurgulayan Yüksekdağ, HDP'nin seçim sonrası pasif kaldığına ilişkin eleştirilere de şöyle yanıt verdi: "HDP'nin seçimden sonra pasif kaldığına dair eleştirilere gözlem ve değerlendirmelerine saygı duyuyoruz. Halkımız bizi izleyen destekleyen insanlarımız, yoldaşlarımız demek ki böyle bir eksiklik olduğunu düşünüyorlar. Ama bizim bakımımızda şöyle bir durum olmadığını belirtmeliyim. Bizim bütün yapılar faal ve tam kapasite çalışma halindedir. Yani herhangi bir rehavete kapılma dinlenme durma gibi durum yok" dedi.
'Eleştirileri değerlendireceğiz'
Yüksekdağ, bu gözlemlerin daha çok seçim sürecinde yükselttikleri tempo ile ilgili olduğunu belirterek, "Bu süreçte, tarihin görüp görebileceği yakın zamana kadar en kapsamlı, en enerjik, en geniş çaplı bir kampanya yürüttük. Tabi çıta çok yükseldi birden fırladı, tavan yaptı. 7 Haziran seçimlerindeki düzey arasında belki bir fark ortaya çıkmıştır. O nedenle bu eleştiri ve gözlemler dile getirilmiş olabilir" şeklinde konuştu. Yine de eleştirilere değer verdiklerini ve anlamaya çalıştıklarını belirterek, "Bu eleştirileri anlamaya çalışacağız, nerelerde boşluk ve eksikliklerin ortaya çıktığında görmeye değerlendirmeye çalışıyoruz. Eleştirileri dikkate alıyoruz" dedi. Yüksekdağ, ayrıca bu dönemde örgütsel bir yenime içine girdiklerini belirterek, "Biz bir buçuk sene içinde 3 seçim yaşadık ve neredeyse örgütlenmeye fırsat buladan kendi içimizi yapımızı düzenlemeye fırsat bulamadan 3 seçim geçirdik" dedi. Yüksekdağ, önümüzdeki dönemde meclis gruplarıyla da yoğun ve kapsamlı bir çalışma yürütecekleri bilgisini verdi.
Bayram direnme gücü olsun
Halkın bayramını kutlayan ve özellikle Rojava'da yaşananlara dikkat çeken Yüksekdağ, "Rojava'da çok çetin bir mücadele yürütülüyor. Her gün şehitler gelmeye devam ediyor. Belki bayramda da şehitler gelecek. Ama ben şuna inanıyorum bu bayramda da halkımızın birliği, gücü kendisine yeni bayram sevinçleri üretme gücünü de ortaya koyacak. Bayram bizim birliğimiz ve dayanışmamızın halkların kucaklaşmasına ve bütün acılara gözyaşlarına direnmesinin gücü olsun bunu istiyor ve diliyorum" dedi./ÖzgürGündem