İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Kayıp Yakınları, faili meçhul cinayetlerine kurban gidenlerin akıbetini sormak ve faillerinin bulunulması için düzenlenen eylemin 70'inci haftasında ilçenin sanat sokağında bir araya geldi.
Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme, HDP, DBP yöneticileri, Yüksekova Belediyesi Eş Başkanları ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de destek verdi.
Eylem, 1 dakikalık saygı duruşuyla başlarken, eylemde ilk olarak konuşan İHD Yüksekova temsilcisi Muhyettin Önal, dün gece TSK'ya ait savaş uçaklarının Kandil'in Zergele Köyü'nü bombalaması sonucu hayatını kaybedenleri andı.
Önal, "Ey yetkililer bu kadar ölümler bu kadar insan hakları ihlali yetmiyor mu? Daha ne kadar kan döktüreceksiniz? Daha ne kadar insan yetim kalacak, daha kaç anne ve babanın yüreği yanacak? Biz insan hakları savunucuları olarak buradan çağrı yapıyoruz. Ey hükümet ey PKK yetkilileri bir an önce bu savaşı bitirin.
Çünkü savaşların hiç kimseye bir faydası yoktur. Hiçbir sorun ölümle çözülmez. Tüm sorunlar masada diyalogla demokratik bir şekilde çözülür. Çözüm süreci kaldığı yerden devam etmelidir" ifadelerini kullandı.Önal'dan sonra üyelerin'den Tayyüp Canan şöyle konuştu;90 lı Yıllara yoksa geriş dönüş mü,
Bugün televizyonların haber kanalları açtığımızda doksanlı yıllarda yaşanan manzaraların aynısı hepimiz gördük.
Yanına sağlık memurları ile beraber ambulansları alan yetkili bir kişi ailelerin kapısını çalarak başınız sağolsun oğlun veya kızın öldü diyerek Baş sağlığı dilemektedir.
10 gündür bu ülkede 50'den fazla insan öldü.
Bu 10 günlük süre içerisinde; Acaba kaç kişi evlatsız kaç kişi yetim ve öksüz kaldı bilen var mı?
90lı yıllarda bu ülkede 17.000 bin kişi faili mechul öldü. Bunların cenazeleri asit kuyularında , menfezlerin altında işkence edilerek katledilid. İnsanların benleri kesildi.Bayram Günü bayram hediyesi olarak cenazeleri ailere verildi.
Bu savaş secimi kaybetme savaşıdır. Buradan bu alanda sesleniyorum .Eğer insanları ölecekse ve bazıları bu ölümler üzerinde iktardarlarını iktidarlarını sağlamlaştıracağını düşünüyorsa yanılgı içerisindedirler. Bu savaşı bir bir an önce durmalı ve insanlar ölmemelidir.
Ardından 13 Temmuz 1994'te Yüksekova'ya bağlı Alyava Köyü'nde öldürülen Faysal Aslan'ın hikâyesi anlatıldı.
Askerler tarafından öldürülen Aslan'ın hikayesini okuyan yeğeni Rojda Aslan, amcasının hiçbir suçu yokken yargısızca infaz edildiğini belirtti.
Amcasının hiç kimseye bir zararı olmadığını ifade eden Aslan, “Amcam henüz 34 yaşındaydı. Evli ve 8 çocuk babasıydı. Maddi durumu hiç iyi değildi. Geçimini çiftçilik yaparak sağlıyordu. Hiç kimseye bir zararı yoktu. Suçsuz yere katledildi. Akşamüzeriydi Faysal ve Feyzi Tekin birlikte bir Isuzu marka kamyoneti kiralayarak daha önce Alyava Köyü yakınlarında topladıkları çalı çırpıları eve getirmek için gittiler.
Alyava köyüne gittiklerinde askeri operasyon yapılmıştı. Ancak amcam ve Feyzi'nin operasyonda haberleri yoktu. Köyün etrafını tamamen askeriye sarmıştı. Köyün girişinde herhangi uyarı yapılmadan dur ihtarı yapılmadan aracı taradılar. Amcam olay yerinde hayatını kaybetti” dedi.
Amcasının cenazesine askerler tarafından işkence edildiğini iddia eden Aslan, “Köylülerin dediklerine göre askerler öldürülen amcamın cansız bedeninin üzerinden defalarca basarak gelip gittiler. Olaydan birkaç gün sonra Yüksekova Cumhuriyet Savcısına gittik dava açtık.
Açtığımız davanın üzerinden bir ay geçmeden davamız reddedildi. Gerekçe ise bize dediler ki siz PKK'ye yardım ediyorsunuz. Siz teröristsiniz, devlet hainisiniz” sözlerini kullandı.
Faysal Aslan'ın faillerini bulunacağa dek mücadelelerini sürdüreceklerini söyleyen Aslan, eyleme destek veren herkese teşekkür etti.
Kayıp yakınlarının eylemi, 5 dakikalık oturma eylemiyle son buldu.