Sosyal medya beden dismorfik bozukluğa neden oluyor
Acıbadem Eskişehir Hastanesi’nde Uzman Psikolog olarak görev yapan Aslı Özsoy, sosyal medyanın beden dismorfik bozukluk üzerindeki etkisi hakkında açıklamalarda bulundu.
Beden dismorfik bozukluk, bir kişinin dış görünümüyle ilgili başkalarının gözlemlemediği ama kişinin kendi algısında bunu bir kusur ve sorun haline getirmesi ve bu durumu abartmasıdır. Uzman Psikolog Aslı Özsoy yaptığı açıklamada bu kişilerin kendisini genel olarak çirkin bulup bedeninin biçimsiz olduğunu düşündüklerini, abartılı kıyafetler giyip aşırı makyaj yaptıklarını, diğer insanlarla kendilerini kıyasladıklarını ve genel olarak sosyal etkinliklerden de kaçınan bireyler olduğunu söyledi.
“Sosyal medya kullanımı kişilerde kendilerini değiştirme isteği uyandırıyor”
İnternet ve sosyal medyanın yararları olduğu gibi aslında tüketim köleliğine, teknoloji bağımlılığına sebep olduğunu, akıllı telefonların insanların aklının yerini aldığını ve insanların diğer insanların ne yaptıklarını merak ettiklerini söyleyen Aslı Özsoy, "Son zamanlarda özçekimin yaygınlaşmasıyla yüz takıntıları, yüz kaygıları arttı. Kadınlarda zayıf olma, erkeklerde kaslı bir vücuda sahip olma isteğinde de ayrıca artış var" şeklindeki açıklamalarıyla insanların bir şekilde diğer insanlarla kendilerini kıyaslayarak onlar gibi olma çabası içerisine girmiş olduklarını belirtti.
“Bu rahatsızlık yüzünden kozmetik bağımlılık artıyor”
İnsanlar kendilerine örnek aldığında ya da kendilerinde kusur bulduklarında diğer insanların nasıl olduğunu merak edip ‘ben onlardan daha iyi nasıl olabilirim?' gibi bir kıyaslama içerisine girdiklerini dile getiren Özsoy, "Günümüzde beden algısında ki bozukluk kişileri kozmetik bağımlılığa ve cerrahi operasyonlara daha fazla itiyor çünkü kişi bedenindeki algıyı düzeltebilmek için bunlara daha fazla yatırım yapmaya başlıyor. Aslında asıl önemli olan bu operasyonların kaygı ve takıntıyı düzeltmediği. Kozmetiğe yönelik ilgi ve cerrahi operasyonlara merak ve yatırımlar artıyor. Bu kaygı ortadan kalmadığı sürece de artmaya devam edecek" açıklamalarında bulundu.
"Sanal sahte bir dünyaya sahte ve ortalama bir insan"
Uzman psikolog Aslı Özsoy, Dünya Sağlık Örgütünün onay verdiği gibi kişilerin günde en fazla 3 saat teknolojiyle ilgilenmesi gerektiğini, ailelerin çocuklara, yetişkinlerin kendilerine teknolojiyle ilgili sınırlar koymasının doğru olacağını aksi takdirde karşılaşılabilecek durumları şu cümlelerle anlattı, "Aslında kişiler teknoloji bağımlılığıyla beraber kendilerinde kusur gördükleri durumları başkalarıyla kıyaslayıp onlardan kendilerine pay biçerek, onlar gibi olmaya veya onlardan daha iyi olmaya çalışarak aslında gerçeklikten uzaklaşıp sanal sahte bir dünyaya sahte bir ortama insanlar adım atmış oluyorlar."
"Gündelik hayatı bozuyorsa, psikolojik bir destek almaları şart"
Genelde 30 yaşına kadar bu durumların pek belli olmadığını ama bu durumun artık kişinin gündelik hayatını bozmaya başladıysa uzman biri tarafından yardım alınması gerektiğini söyleyen Özsoy "Kişi aynanın önünden kalkamıyorsa, sürekli kendini başka birileriyle kıyaslayıp onun gibi olma çabası içerisindeyse, aşırı kilo alıp verme, yüzüyle cildiyle çok fazla uğraşma gibi problemleri artıyorsa psikolojik bir destek almaları şarttır. Genel olarak kaygıları üzerinden yola çıkılarak özgüvenleri yükseltilebilir yada ilaçlı destekle tedavi olabilirler" şeklinde konuştu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.