Tutsak ailesine '4 bin kilometrelik yol' işkencesi

Tutsak ailesine '4 bin kilometrelik yol' işkencesi

Diyarbakır Kapalı Cezaevi'nden Edirne Cezaevi'ne sürgün edilen Sami Geylan'ın Şemdinli'de yaşayan annesi Gülşen Geylan, 2-3 ayda bir görebildiği çocuğunu artık görmesi için 2 bin 86 kilometre yol kat etmek zorunda kalacak.

A+A-

Bölgedeki cezaevlerinden tutsakların batı illerine sürgün edilmesi en çok tutuklu ailelerini etkilerken, Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nden Edirne F Tipi Cezaevi'ne sürgün edilen Sami Geylan'ın Şemdinli'de yaşayan annesi Gülşen Geylan, 2-3 ayda bir görebildiği çocuğunu artık görmesi için 2 bin 86 kilometre yol kat etmek zorunda kalacak. Anne Geylan, artık oğlunun görüşüne gitmelerinin imkansız hale getirildiğini belirterek, "Biz tutuklularımızı nasıl göreceğiz bundan sonra? Diyarbakır yakındı, yardımcı olan vardı" dedi.

Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nden Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'ne sürgün edilen 65 tutsak arasında bulunan Sami Geylan'in Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde yaşayan annesi Gülşen Geylan'ın, bundan böyle çocuğunu görebilmek 2 bin 86 kilometre yol kat etmesi gerekecek. Aynı zamanda Barış Anneleri İnisiyatifi aktivisti olan Gülşen Geylan, tutsakların haksız ve sebepsiz bir şekilde ailelerinden uzaklaştırılıp, sürgün edilmesinin kabul edilemez olduğunu dile getirdi. Çocuğunun elbiselerini dahi almasına izin verilmeden Edirne'ye sürgün edildiğini, artık onların görüşüne gitmelerinin imkansız hale getirildiğini dile getiren Geylan, "Biz tutuklularımızı nasıl göreceğiz bundan sonra? Diyarbakır yakındı, orada yurtsever aileler vardı, yardımcı olan vardı. 2 ayda bir, 3 ayda bir gidip görebiliyordum. Edirne'ye ise gidip oğlumu göremem" dedi.

'Bu zulmü kimse kabul etmez'

12 Eylül 2012'de cezaevlerinde başlatılan süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eyleminde 68 gün açlık grevinde kalan oğlunun vitaminsizlikten dolayı hasta düştüğünü belirten anne Geylan, "Görüşe gittiğimde, ellerini tuttuğumda, elleri ölü eli gibi duruyordu. Zaten cezaevlerinde yaşıyorlar neden başka yerlere gönderiyorlar? Neden bu kadar baskı yapılıyor? Bu zulüm ve işkenceyi Allah kabul etmez. Biz ve diğer ailelerin oralara gitme imkanı yok. Bu tutukluları yakın yere getirmeleri gerekiyor ki aileleri 2 ayda 3 ayda bir gidip görüşsünler" diye konuştu.

'Başbakan sabah başka akşam başka söylüyor'

"Demokratik çözüm" sürecinde özellikle cezaevlerinin boşalacağının gündeme geldiğini, ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sabah başka, akşam başka şeyler söylediğini ifade eden Geylan, "Geçen genel aftan bahsetti, ardından hayır ben böyle bir şey demedim diyor. Bir insan cezaevinde ise ve suçsuz sebepsiz 16 yıl ceza yemişse ne diye sürgün ediyorsun. Ailelerden uzak tutuyorsun. Bir ay telefon yasağı aldı ve telefon görüşmelerine de yasak getirdiler. Bu zulüm ve işkence değil de nedir. Bu idamdan da beter. Hiç kimse bu yapılan zulmü kabul etmez. İnsanı aile ve annesinden uzaklaştırmak hangi dinde var? Bir de diyor ben Müslüman'ım, hacca gitmişim. Ben o dediklerini kesinlikle kabul etmiyorum. Bir de camiye gidip namaz kılıp, çocukları annelerinden uzaklaştırıyor" diye konuştu.

Kürtlerin artık eski Kürtler olmadığını, devletin süreci seçim hesaplarına kurban etmesine kimsenin izin vermeyeceğini dile getiren Geylan, Adalet Bakanı ve Başbakan Erdoğan'a seslenerek, "Artık sürgüne yolladıkları tutukluları tekrar yerine ailelerine yakın yere göndersinler" dedi.

VAHAP BAY-DİHA

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.